Başkan Çelikbilek ile ilgili bilmedikleriniz

  • 0
  • 7929
Başkan Çelikbilek ile ilgili bilmedikleriniz

Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ortaokuldan sonra asker olmak istemiş...

Hatta istemekle kalmayıp bunun için harekete de geçmiş. Kuleli Askeri Lisesi'nin sınavlarına girmek için evraklarını hazırlamış. Ancak annesi sitem edince evraklarını yırtmış ve bu çocukluk hayaline hiç tereddüt etmeden veda etmiş.

Annesinin söylediğine göre 1949 yılının 12 Mayıs'ında Kars'ta Çelikbilek ailesinin ilk ve tek çocuğu olarak dünyaya gelmiş Yücel Çelikbilek. Nüfus kağıdında ise 16. 04. 1951 yazıyor. "Dedem o zamanki şartlar içerisinde beni nüfusa kaydettirmeye geç gitmiş. O günkü rakamla neredeyse bir hayvan fiyatına denk gelen bir ceza kesmeye kalkmışlar. Nüfus memuru da 'Yeni doğum kaydedelim' demiş. Dedem de ceza ödememek için kabul etmiş" diye açıklıyor durumu.

BABAM BENİ 2 BUÇUK YAŞIMDA GÖRMÜŞ

Yücel Bey'in babası askerden sonra evlenmiş ve çalışmak için İstanbul'a gelmiş. "Babam çalışmak için köyden çıktığında annem bana hamileymiş. O köyde kalmış. O yıllarda kendiniz 40 yıl gurbette kalsanız hanımınızı götüremezsiniz. Aile bırakmaz, o yıllar gurbete çıkıldı mı 3-5 yıl geri dönülmezmiş. Babam beni ilk defa 2.5 yaşında görmüş. Sonra dedem sağ olsun babama izin verdi ve 1956 yılında bizi de İstanbul'a getirdi. 4 sene kaldık. 1960'ta 27 Mayıs ihtilali olduktan sonra herhalde o karışıklıklardan uzak olalım diye bizi tekrar Kars'a götürdü. 2 sene kaldık köyde. 1961 yılından sonra tekrar İstanbul'a geldik ve Soğuksu Mahallesi'ne yerleştik. O gün bugün hala aynı mahallede otururuz" sözleriyle anlatıyor o yılları. Hayatının yüzde 95'ini geçirdiği bu ilçe onun aslı memleketi olmuş.

İSTANBUL'A GELİŞ VE HAYAL KIRIKLIĞI

Babasının memleketi olarak bildiği bu şehre gelmek ilk yıllarda onun için tam bir hayal kırıklığı olmuş. Şöyle anlatıyor bu hayal kırklığını: "Köy kültürü içerisinden gelip de İstanbul'a ayak uydurmak zor oldu ilk yıllar. O günkü geliş pek hayırlı bir geliş değil yani. Kendimizi sudan çıkmış balık gibi hissetmiştik. Köyde büyük bir evde yaşıyorduk. Ayrı odalarımız, hollerimiz vardı. Böyle büyük bir evden gelip de 16 metrekarelik bir eve yerleşince hapishaneye girmiş gibi olduk. İster istemez bir hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Ama 1960'ta tekrar köye döndüğümüzde de bu defa da İstanbul'u özlemeye başladık. Babamız tekrar buraya yerleşmeye karar verince kalktık geldik ve o gün bugündür hala aynı yerde yaşıyoruz."

SUBAY OLMAK İSTEDİM

İlkokulun ilk üç senesini Beykoz'da Fatin Hoca İlköğretim Okulu'nda son iki yılını da Kars'ta okuyor. Ortaokula yine Beykoz Ortaokulu'nda devam ediyor. Ortaokul bittikten sonra asker olmaya niyetleniyor. Sadece niyetlenmekle de kalmıyor, bunun için eyleme de geçiyor. Kuleli Askeri Lisesi'nin sınavlarına girmek için bütün evraklarını hazırlıyorlar. Ama annesi "Artık asker olacaksın. Bizden kopacaksın. Seni bir daha göremeyeceğiz" diye ağlayınca sınav için hazırladığı belgeleri o akşam orada yırtıp atıyor. "O akşam vazgeçmeseydim şimdi belki asker olacaktım. O hevesim hep devam etti. Sonrasında askere mutlaka yedek subay olarak gideceğim dedim. Ama ben üniversiteden mezun olduğum yıl kısa süreli askerlik çıktı ve bizi yedek subay olarak askere almadılar. Çok istedim ama Allah nasip etmedi. Maalesef annemin bir sitemi beni bu yoldan döndürdü."

İŞ İÇİN VEHBİ KOÇ'UN KAPISINDA BEKLEDİK

Hayatında attığı bu ilk adım yarım kalınca muhasebeci olmaya karar veriyor. 1968 senesinde Kadıköy Ticaret Lisesi'nden mezun olduktan sonra iş bulmak için yollara düşüyor bu defa da. İş bulmak kolay değil. Durum böyle olunca ilginç iş arama yöntemlerine imza atıyor. Bunların arasında Vehbi Koç ve Zeki Müren'in kapısında beklemek de var. İş bulma maceralarını şöyle anlatıyor Yücel Başkan: "Ticaret Lisesi'ni bitirmişiz iş arıyoruz. Bize 'Gidin Vehbi Koç'un kapısında bekleyin yardım eder' dediler. Bir gün akşama kadar Büyükdere'deki evinin kapısında bekledik. Kapıda yatmaya da niyetimiz vardı. Sonra kapıdaki adamcağız acıdı halimize. 'O yok burada. İzmir İktisat Kongresi'ne gitti' dedi. Boşuna beklemişiz yani. Bir gün de rahmetli Zeki Müren Bey'in kapısına gittik Konyalı bir arkadaşımla beraber. O da evde yoktu. Kapıdaki adam 'Tepebaşı Gazinosu'na gidin' dedi. Biz gazinonun yolunu nereden bileceğiz o zaman. O da olmadı. Bir başka gün sanatçı Güneş Tecelli'nin kapısına gittik. Böyle ilginç iş bulma girişimlerimiz oldu."

GÜNDÜZ İŞ GECE OKUL

Bütün bu ilginç iş arama yöntemlerinden bir sonuç çıkmayınca yine tavsiye üzerine Tercüman Gazetesi'nin Genel Müdürü'nü arıyor son jetonuyla. "Randevu verdi. Görüştük. Ön ayak oldu. Bir büroda işe başladım" diye anlatıyor ilk işini. Bu arada İstanbul Ticari ve İlimler Akademisi'ne giriyor . Gündüz iş akşam okul 2.5 sene böyle devam ediyor: "Okul gece 12.00'de biterdi. O saatte Sultanahmet'ten Kabataş'a yürürdüm vapura binmek için. Vapur'la Üsküdar'a geçer son otobüsle Paşabahçe'ye, oradan da yine arabayla eve gelirdim. Saat 01.30 gibi evde olur, sabah 06.00'da kalkar yine işe giderdim. Sadece pazar günleri tatildi. Tatil günlerinde de annem bahçede çapa yaptırırdı. 2.5 sene böyle sürdü." Bu 2.5 senenin ardından babasından dolayı SSK bursu alınca işi bırakıyor. Okul bittikten sonra da bursu nedeniyle SSK Paşabahçe Hastanesi'nde ambar memuru olarak işe başlıyor. Ardından muhasebe departmanına geçiyor. Resmi hizmeti bittikten sonra buradan ayrılıyor ve arkadaşlarıyla muhasebe bürosu kuruyor. 1986 yılında da kendi bürosunu kurarak yoluna tek başına devam ediyor. 1994 yılında başkanlığa başlayınca işini tamamen çocuklarına devrediyor.

SİYASETE İLGİ LİSEDE BAŞLIYOR

Siyaset lise yıllarından beri hayatında Yücel Başkan'ın. Öğrenci hareketleri, toplantılar, sempozyumlar, hepsine katılıyor. Aktif siyasete ise ilk defa Refah Partisi'yle başlıyor. Yücel Çelikbilek, "Refah Partisi'nin Fatih ilçesine gittim ve emirlerinde olduğumu söyledim. Öylece başladım. O günden bugüne siyasetin içindeyim. Bu arada 2002 yılında İstanbul AK Parti İl Teşkilatı'nın kuruluşunda yer aldım. 1994 seçimlerinde Beykoz Belediye Başkanı oldum. 2004 yılında aday yapmadı arkadaşlar. Saygı gösterdim, yoluma devam ettim. Vatandaş da ilgi gösterdi. Şimdi bu hizmete devam ediyorum" diyor.

EN BÜYÜK ÖZLEMİM BİR KARDEŞ

Yücel Bey'in hayattaki en büyük özlemi kardeş özlemi. Annesinin geçirdiği bir rahatsızlık sonucu bir daha evlat sahibi olamaması nedeniyle tek çocuk olarak kalıyor Yücel Başkan. "Zaman zaman kardeşim olmamasının sıkıntısını yaşamışımdır. İnsanın kardeşinin olması kadar güzel bir şey olamaz. Ben o zevki yaşayamadım. Bu Allah'ın takdiri ama benim hayatımdaki en büyük özlemdir" diye anlatıyor bu özlemini. Yücel Başkan 9 Kasım 1975 yılında görücü usulüyle evleniyor. "Halam aradı annemi, 'Bir kızcağız var, gelin bakın' diye. Annem gidip gördü. Sonra biz gittik. Yüzüne bile bakmadım. Biz o arada kayınpederle siyaset konuşmaya dalmışız. Babam 'Oğlum biz buraya niye geldik' diye ikaz etti. 'Tamam, baba sen beğendiysen isteyebilirsin' dedim. Ve babam kızı öyle istedi. O günden bu yana 37 yıl geçti. 37 yıl gecemi, canımı emanet ettim" sözleriyle anlatıyor 37 yıllık evliğini ve eşine olan minnetini. Ayşe Hanım'la evliliğinden 9 çocuğu oluyor. Aileye sonra 3 gelin, bir damat ve 5 de torun katılıyor ve Yücel Bey'in küçük ailesi kocaman mutlu bir aile oluyor. "Ben ailemi ve çocuklarımı Allah'ın bana emaneti gibi görüyorum. 9 çocuğu da hiçbir zaman zorluk olarak görmedim. Her çocuğumda imkanım arttı. Evlatlarımdan yana şu ana kadar hamdolsun hiçbir sıkıntı yaşamadım. Haftanın birkaç günü muhakkak bizde toplanırlar. Birlikte yemek yer, sohbetler ederiz. Eve girdiğim zaman hepsi kapıya dizilir, elimi öper."

EN SEVDİĞİM İŞ NİKAH KIYMAK

Aile olmaya o kadar önem veriyor ki Yücel Çelikbilek, belediye başkanı olarak en sevdiği iş nikah kıymak. Başkan olarak senede en az 150'ye yakın nikah kıyıyor. Bu neredeyse kıyılan toplam nikahın 10'da birine yakın bir rakam. "Aile kurumunu çok önemsiyorum. Bu ülkenin geleceğini oluşturacak nesiller bu kurum içinde yetişiyor. Dolayısıyla ben belediye hizmetleri arasında en önemsediğim işlerden birisidir evlilik işi" diye konuşuyor. Yücel Çelikbilek Belediye Başkanlığından hobilere zaman kalmadığını söylüyor. "Hayatım belediyede geçiyor diyebilirim. 3 senedir 10 gün tatil yapmamışımdır. Eskisi kadar çok okuyamasam da kitap okuyorum. Bir de gazete merakım var. Günde en az 6-7 gazete okurum" diye konuşuyor. Müzik dinlemeyi de seviyor. Daha çok halk müziği, tasavvuf müziği, sanat müziği dinliyor ve eski şarkıları tercih ediyor. Yücel Başkan, "Bir zamanlar bağlama ve kaval çalmayı düşünmüştüm ama olmadı. Biz dönem itibarıyla biraz muhafazakar yetiştik. Ama toplumun bazı kabullerine de insan açık olmalı. Bugün müzik dinliyoruz. Ama müzik dinlemekten bile imtina edildiği dönemler oldu. Bugün çok şey değişti. Belki o gün bu durumdan dolayı ilgilenmeyi ihmal etmişimdir. O gün saz çalmaya kalkmak benim için çok ileri bir ifade biçimi olurdu. Ama bugün bilmeyi isterdim" diyor.

BİZİ ÖLÜM MELEĞİ EMEKLİ EDER

Emeklilik hayalleri kurmuyor Yücel Çelikbilek. "Zannediyorum ölüm meleği emekli eder bizi. Çalışmayı seviyorum. Durduğum zaman hayatın biteceğini zannediyorum. Hiç tatil yapmadığım için tatil denen şeyin ne olduğunu tam bilemiyorum. Beni en uzun tatilim umreye gidersek bir 5-10 gün. O da tatil değil ibadet. Dolayısıyla benim emekli olma şansım yok" diyor.

Evde yediğiniz yemek ruhunuzu doyurur

Yücel Başkan'ın bir hassas noktası da yemek. Saat ne kadar geç olursa olsun, önüne peynir ekmek de konulsa evinde yemeği seviyor. "Evde ortak yenen her yemek değerlidir. Yapan muhabbetini katar. Dışarıda yediğiniz yemek karınınızı doyurur ama ruhunuzu doyurmaz" diyor.

Peygamberimizin övdüğü bir şehre biz eksik diyemeyiz

İstanbul'un Peygamber Efendimiz'in övdüğü bir şehir olduğunu hatırlatan Yücel Çelikbilek, "Ben Karslıyım. Memleketimi seviyorum ama İstanbul çok farklı bir yer. Mesela biz inancımız gereği Mekke Medine'yi, Kudüs'ü çok severiz. Ama İstanbul üzerinde de Peygamberimizin "Orası fetholacaktır" sözü var. Peygamberimizin övdüğü bir yer için bizim kalkıp da eksik söylememiz çok yanlıştır. İstanbul'un her tarafı görülmeye ve yaşanmaya değer. 8 bin yılı aşan tarihi derinliği var. Onlarca medeniyetin geçtiği bir şehir. Marmaray projesi için yerin altını kazıyorsunuz, bir medeniyet çıkıyor ortaya. 'Aşığım', 'Seviyorum' desen olur Bunların hepsini hak eder" diye anlatıyor bu şehri. İstanbul'da sevdiği durakları ise şöyle anlatıyor: "İlk gideceğim yer Eyüp olur. Sonra Topkapı'ya giderim. Orası çok eski bir medeniyetin olduğu bir tepedir. Fatih semtini gezmek isterim. Arkasından Ayasofya'ya Sultanahmet'e gitmek isterim. Eminönü Dolmabahçe'ye giderim. Boğaz'da Ortaköy'e uğrarım. Beykoz'a gelirim. Yuşa Aleyhisselam'ı ziyaret ederim. Üsküdar, Çamlıca'sıyla çok faklı güzel bir semt. İstanbul'un yedi tepesini de gezerim."

Yeni Şafak

Çubuklu Derneği’nden, 'Hayırlı Olsun'
Önceki Çubuklu Derneği’nden, 'Hayırlı Olsun'
Ümraniye'de bir araca silahlı saldırı düzenlendi
Sonraki Ümraniye'de bir araca silahlı saldırı düzenlendi
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz