Sinan KAVRAKOĞLU
  • 07/08/2018 Son günceleme: 07/08/2018 12:02
  • 9.377

Aktif olarak on altı yıldır siyasetin içindeyim. Öncesinde apolitik bir vatandaştım. Üst üste yaşanan siyasi ve ekonomik krizler nedeniyle oy vermeye dahi gitmezdim. 

Aktif derken; eleştiren, sorgulayan tarafta oldum hep.

Hesap vermenin ya da verememenin ağırlığını sorgulayan ve fahiş ötesi hataları gören biri olarak az çok tahmin edebiliyorum. Tabi bu kendi adıma bir tahmindir. Zira geçen yazılarımda da belirttiğim gibi; gecenin zifiri karanlığında sokağa çıkmaktan utanması gereken o kadar çok insan tanıyorum ki Beykoz’da... 

Öyle ki, kuyumcularda veresiye hesap açtıranlardan, namuslu bir esnafın aylık bir kaç bin lirasına tamah edecek kadar alçalan üst düzey siyasiler gördüm, biliyorum! Borç içinde yüzerken, aldığı şerefli vazifenin hakkını meydanlarda vatandaşa balya balya para dağıtarak kutlayanları da gördüm.

Bildiklerimiz bizde kalsın, malum her şeyi her yerde konuşabilirsiniz ama yazamazsınız!

Şimdi durup dururken bu konuya neden girdim? 

Dedim ya hep sorgulayan, eleştiren tarafta oldum. Ve hep davasını omuzladığımız, Başkanımız Erdoğan’ın yanında saf tuttum.

İşte ben bu davayı satanları, fırsat kapısına çevirenleri, hasbel kader bir yerlere gelip bu davadan güç devşiren, etrafında küskün ve kızgınlar ordusu oluşturanları eleştirdim ve buna devam edeceğim.

Bakın, üç dönem, on beş yıl geldi geçti ve hiç bir şey anlamadık. Otuz beş yaşındaydım Beykoz’da AK Parti davasını birçokları gibi omuzladığımda.

Bu zaman zarfında Beykoz siyasetine etki eden, damga vuran, yön veren, -af edersiniz- içine eden çok insanlar gördük, tanıdık.

O zamanlar ümit vaat eden ancak bu gün savrulan, bırakın davayı omuzlamayı, davanın omuzlarında yıllarını geçiren, bulunduğu ortamı vıcık vıcık edenleri gördük. 

Onurla, şerefle yapılması gereken siyaseti sığlaştıran, akıl, feraset ve vizyonu bir kenara itip iyice düzeysizleştiren, hamaset ve demagojiye kurban eden çoktan sönmüş, simsiyah yıldızları da gördük, görüyoruz.

Bu kadar ihanetin içinde bir şeyler yapmaya çalışan az sayıdaki nitelikli insanları da elbette görüyor ve her zaman bir kenara yazıyoruz. 

Yaklaşan yerel seçimler öncesinde, yukarıda saydığım tipteki fırsatçıların, çokbilmiş kibir abidelerinin pişkin pişkin yine arz-ı endam edeceğini, hiç hak etmedikleri ve hakkını veremedikleri görevlere talip olacaklarını biliyoruz.

Demem o ki, karar vericiler ne olur artık liyakat! Madem bu siyaset iki dudağınızın arasında her şeyde sorumluluk ve vebal birinci derecede sizin omuzlarınızda! Ne olur, artık liyakat!

Bu partiyi babasının çiftliğine çevirenlere 2019 Yerel Seçimleri öncesinde küçük bir ön uyarı yapmak vazifemizdi, bu makaleyle yerine getirdik. Lütfen, artık başka kapıya!

Zira bu bünye, bu mide bu kadar abur cuburu artık kaldırmıyor. 

Vesselam...

Yazarın Yazıları