Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN
Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN

Basit canlı var mıdır?

Bir şeyin küçük olması onun mükemmel olmadığı anlamına gelmez. Sivrisinekle fili karşılaştırdığımızda vücut büyüklüğü bakımından tartışılmaz bir fark vardır. Ancak sanatça ve hareket ve hız kabiliyeti bakımından ters orantılı olduğunu görürüz. “Bir sivrisineğin yaratılışı sanatça filin yaratılışından aşağı değildir”. Bakteriler bir hücreli ve gözle görülemeyecek kadar küçük mikroskobik canlılardır. Bakterilerin yapısı bitki ve hayvan hücrelerininkine göre daha basit gibi görünebilir. Ancak gerçekten öyle midir?

Bu hücrelerin yaptıkları işleri karşılaştırdığımızda bakteri hücresinin bir bitki ve hatta hayvan ve insan hücresinden aşağı olmadığını görürüz. Şöyle ki; bakterilerden Cyanobacteria olarak adlandırılan mavi-yeşil bakteriler hem fotosentez hem de azot fiksasyonu yaparlar. Yani bu bakterilere hem CO2 hem de N2 gazlarını yakalayıp kullanma becerisi verilmiştir. Oysa bitki hücreleri fotosentez yapabilir ama azot fiksasyonu yapamazlar. Hayvan hücreleri ise her ikisini de yapamazlar. Bu yüzden hayvanlar besinlerini dışarıdan hazır olarak almak zorundadırlar. Dolayısıyla bakteriler hayvanlardan daha basit değildirler.

Bakteri hücresinde mitokondri ve kloroplast bulunmaz. Bakteriyi kuşatan zarın üzerinde içeriye doğru girinti yapmış mesozom adı verilen kıvrımlar mitokondri ve kloroplastın görevini yapar. Ancak bu girintiler, adı geçen yapılardaki gibi karmaşık zar sistemleri değildir. Bakteri hücresi kendisinde mitokondri bulunmamasına rağmen mitokondride yapılan enerji (ATP) üretme işini yapabilmektedir. Yine bazı bakterilerde kloroplast bulunmamasına rağmen fotosentez olayı gerçekleşmektedir. Yüce Rabbimiz bunu böyle yapmakla diyor ki; “Ey akıl sahipleri! Gerçek iş yapan benim, ben istersem mitokondri olmadan da enerji üretme işini ve kloroplast olmadan da fotosentezi basit bir zar kıvrımına yaptırırım. Sebeplere takılmayın, arada bir başınızı kaldırıp perde arkasını görün ve beni tanıyın” mesajını vermektedir.

Ayrıca bakterilerde bitki ve hayvan hücrelerindeki nukleus denilen çekirdek bulunmaz. Başka bir fark da bakterilerin DNA’ ları çıplaktır. Buna karşın bitki ve hayvan hücrelerindeki DNA’ ların etrafı hem protein bir kılıfla kaplanmış olduğundan hem de çift zarla kuşatılmış bir çekirdek içinde bulunduklarından iyi bir koruma altına alınmışlardır. Oysa bakteri DNA sı çıplak olduğundan yani etrafında onu koruyacak protein bir kılıf ve çekirdek bulunmadığından soğuk, sıcak, zararlı ışınlar ve kimyasal maddeler gibi birçok dış etkenden kolayca etkilenerek kolayca mutasyona uğrayabilirler. Bakterilere bu özelliğin verilmesi çok anlamlıdır. Bu özellik sayesinde bakterilerin genleriyle oynamak kolay olduğundan biyoteknolojik çalışmalarda araç olarak kulanılabilirler ve insülin hormonu gibi birçok ilaçların daha ucuza imalatında bakteriler kullanılmaktadırlar.

     Bakterilerin genleri kolayca değiştirilebilmesine rağmen bir bakteri türünden yeni ve farklı bir tür bakteri elde edilememiştir. Sadece genlerde küçük değişiklikler yapılarak aynı tür içinde hat adı verilen yeni varyantlar elde edilebilmekte ve bunlar biyoteknolojik çalışmalarda kullanılmaktadır. Genlerde yapılacak aşırı bir değişiklik zaten bakterinin ölümüne sebep olur. Bu yüzden bir bakteri türünün genlerindeki mutasyonlarla onu başka bir türe dönüştürmek ne tabiatta ne de laboratuvarda mümkün değildir. Sadece tür içi değişiklikler elde etmek mümkündür. Bir hücreli canlılar olan bakterilerde bile mutasyonla yeni tür meydana getirilemezken bitki ve hayvan gibi çok hücreli ve hücrelerinde genetik materyalin çekirdek içinde ve protein bir kılıfla korunduğu ökaryotik canlılarda mutasyonla yeni türlerin meydana geldiğini iddia etmek akla ve mantığa ters bir durumdur.

Bu durum, canlı türlerinin birbirine dönüştüğünü iddia eden evrim görüşünün ispatlanmış bilimsel bir gerçek değil sadece bir var sayım olduğunu göstermektedir. Biyolojide var sayımlar çoktur.

Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN
Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN HAKKINDA

İsmail Kocaçalışkan, Akademik, Bilim, Doğa Bilimleri kategorilerinde eserler yazmış bir yazardır. Başlıca kitapları alfabetik sırayla; Bitkiler Bize Neler Söyler?, Biyoistatistik, Doku ve Hücre Kültürü Teknikleri olarak sayılabilir. İsmail Kocaçalışkan kitapları; LP Akademi Yayınları, Nobel Akademik Yayıncılık aracılığıyla kitapseverlerle buluşmuştur. İsmail Kocaçalışkan tarafından yazılan son kitap "Biyoistatistik", Nobel Akademik Yayıncılık tarafından okurların beğenisine sunulmuştur. E-posta: [email protected] Eğitim Bilgileri Doktora, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi / Fen Bilimleri Enstitüsü, Moleküler Biyoloji Ve Genetik, Türkiye 2010 - Devam Ediyor Araştırma Alanları Yaşam Bilimleri, Bitki Biyolojisi, Bitki Fizyolojisi, Temel Bilimler Yönetilen Tezler Bursa Uludağ'ın Arabis drabiformis Boiss., Aubrieta olympica ve Erodium sibthorpianum Boiss. subsp.sibthorpianum endemik bitki türlerinin doku kültürü yöntemleriyle çoğaltılması, Ceviz yaprak özütleri ve juglon’un bazı mikroorganizmalar üzerine etkileri, Juglon’un kavun ve hıyarda bazı fizyolojik, biyokimyasal ve anatomik parametreler üzerine etkisi, Dormansi kırıcı yöntemlerin yabancı ot tohumları üzerine etkileri, Çam fidelerinin büyümesi üzerinde bazı süs bitkilerinin allelopatik etkileri, Çeşitli şiddetteki gök gürültüsü seslerinin tohum çimlenmesi üzerine etkileri, Juglon’un hıyar fidelerinde protein ve enzim parametreleri üzerine etkisi, Ceviz yapraklarından mevsimsel olarak elde edilen özütlerin tohum çimlenmesine etkileri, Juglon’un kavun fidelerinde protein ve enzim parametreleri üzerine etkisi, Kozalaklı bitkilerde amonyum ve nitrat beslenmesinin kozalaklı bitkilerde büyüme üzerine etkilerinin karşılaştırılması, Kütahya kaplıca sularının tohum çimlenmesi üzerine etkileri, Saponin’in buğday tohumlarının çimlenmesi üzerine olan etkilerinin polifenol oksidaz ve amilaz aktiviteleriyle ilişkisi, Çeşitli çözücülerde hazırlanmış ceviz yaprak özütlerinin tohum çimlenmesi ve fide büyümesi üzerine etkileri, Bazı allelokimyasal maddelerin Kütahya yöresinde yaygın yabancı otlar üzerine herbisit etkileri, YTÜ Davutpaşa Kampüsü Fen Edebiyat Fakültesi avlusundaki çamların kurumasında çimlerin allelopatik rolünün araştırılması, Ceviz yapraklarında Juglon ve toplam fenolik madde miktarlarındaki mevsimsel değişimin belirlenmesi, Düşük sıcaklık stresinin kışlık buğday ve karalahana yapraklarında çözünebilir ve apoplastik proteinler ile prolin ve klorofil üzerine etkileri, Fenolik allelokimyasalların mikroorganizmalar üzerine etkileri, Ceviz yaprak özütlerinin bazı tohumların çimlenmesi üzerine allelopatik etkileri, Yonca özütlerinin çimlenme üzerine allelopatik etkileri, Bitkilerin tuz stresine toleransında prolin'in fizyolojik rolü ve öneminin doku kültürü şartlarında araştırılması, Büyümeyi düzenleyici maddelerin bazı bitkilerde soğuğa dayanıklılık üzerine etkileri, Bazı tohumların çimlenmesi sırasında polifenol oksidaz enzim aktivitesindeki değişmeler,

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER