Prof. Dr. Faruk ŞEN
  • 25/02/2023 Son günceleme: 25/02/2023 18:03
  • 6.347

Türkiye yüzyılın felaketini yaşıyor. İnşallah depremlerin devamı gelmez. 20 gündür depremle yatıp, depremle güne uyanıyoruz.

Devletin bu konudaki yetersizliği, Kızılay'ın yardım paralarını doğru yerlere kullanmadığı ve bu paralarla ciplerin alındığına dair okuduklarımız, AFAD’ın çaresiz kalması tartışılan konuların başında geliyor. Diğer yandan yurtdışından gelen yardımlardan övgü ile bahsediliyor. Fakat ülkemizde yaşanan bu felakette büyük destek beklediğimiz AB ve NATO’dan yeteri kadar yardım gelmediğini görüyoruz. Hatta sıkça karşımıza çıkan bir şayiaya göre; belirli güçlerin Türkiye’de depremin olması için ciddi kaynaklar harcadığı yönünde.

Şimdi gelelim güncel konulara; inşallah bir daha ülkemiz böyle depremler görmez. Fakat artık Türkiye’nin AB üyeliği neredeyse tamamen unutuldu. Bu alanda çalışan uzman ve araştırmacılar kalmadı desek yeridir. Üniversiteler bünyelerinde bir dönem pıtrak gibi açtıkları AB Enstitüleri kapatmaya başladılar. Zira artık Türkiye’de hemen hemen hiç kimse Türkiye-AB konusuyla ilgilenmiyor. Şöyle yakın geçmişe bir baktığımızda 12. üye ülke olmayı düşündüğümüz AB’de, İngiltere'nin üyelikten ayrılmasından sonra 6 yeni Balkan ülkesi AB’ye katılacak, büyük bir olasılıkla Ukrayna'da AB içinde yer alacak ve her türlü yardım sağlanacak. Fakat benim ülkem AB’nin dışında kalıyor.

Şimdi hep beraber gerek ülkemizde, gerekse yurt dışında harekete geçmemiz ve AB’ne katılmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor, bunun yanı sıra NATO üyeliğinden çıkarılmamıza izin vermemeliyiz. Tabii ki NATO’dan Türkiye’yi çıkarmak kolay değil. Lakin son zamanlarda Amerika’da ve AB’deki birçok kurumda ‘Türkiye nasıl NATO’dan çıkarılır’ konusu tartışılıyor. Bunun nedenlerini düşünmemiz lazım. Türkiye'ye yapılan haksızlıkların sonu gelmiyor. Tüm bu haksızlıklar karşısında Türkiye’nin elinden fazla bir şey gelmiyor. İsveç'in NATO üyeliğine karşı kullandığımız veto hakkından katiyen geri adım atmamalıyız. Buna karşın Finlandiya’nın NATO üyeliği için hemen bir karar almalıyız. Çünkü Finlandiya, Türkiye’nin tüm şartlarını kabul etmiş durumda. 

Makro açıdan Türkiye'nin sorunlarının değerlendirmesinden sonra, şimdi birazda mikro açıdan Beykoz’un sorunlarına değinmek isterim. Beykoz’da 2024 yılında diğer il ve ilçelerde olduğu gibi belediye seçimleri yapılacak. Belediye Meclislerine seçilmek isteyenler hazırlıklara başladılar. Kimlerin bu meclislerde yer almayı hak ettiklerini, hak edeceklerini, ne gibi katkılarda bulunacaklarını hepimizin bilmesi lazım. Bu bilgilere sahip olmadığımız takdirde ofsaytta kalırız. Ofsayta düşmemek için konu hakkında bilgi sahibi kişilere kulak vermeli ve bu görevleri layığı ile yapacak yeteneğe sahip kişileri bu görevlere getirmeliyiz. Dost Beykoz’un çıktığı alan olan Beykoz bölgesinde her partiden talip olan kişiler çalışmalara başladı. Şimdiki Beykoz Belediye Başkanının 2024 seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağı kulislerde konuşuluyor.

Beykoz’da Belediye Başkanına büyük tepkiler var. Kendisinin Zeytinburnu’ndan gelmesi, bölgenin sorunlarına vakıf olmaması herkesi üzüyor.

Türk halkı olarak genel seçimlerde iyi bir sınav vermemiz önemli. Ülkemize yapılan katkıları ve haksızlıkları iyi değerlendirerek oy vermemiz gerekiyor. Bu seçimler hakikaten Türkiye’nin kaderinde belirleyici olacaktır.

Yazarın Yazıları