Sevgili okurlarımız, Rahmetli babam Nida Kazancıbaşı’dan dinlediğim bir hikâyeyi sizlere aktarıyorum;
Kasabaya yeni bir kaymakam atanır. Önceki kaymakamın heykeli depoya kaldırılır ve yeni kaymakamın heykeli için köylülerden para toplanmaya gelinir. Köylüler parayı verir ve yeni kaymakamın heykeli kasaba meydanına dikilir.
Bir süre sonra yeni gelen kaymakam bir başka yere atanır. Onun heykeli de depoya kaldırılır ve yeni gelen kaymakam için de köylülerden para toplanmaya gelinir. Köylüler parayı verir ve yeni kaymakamın da heykeli kasaba meydanına dikilir.
Son gelen kaymakam da emekli olur. Onun da heykeli depoya kaldırılır ve yeni gelen kaymakamın heykeli için köylülerden tekrar para toplanmaya gelinir. Bu kez sık sık para toplanmasından usanan köylüler biz para veririz ancak bir şartımız var, (Heykelin bedeni aynen kalsın fakat başı vidalı olsun) derler.
BEDEN DEĞİŞMEDİKÇE BAŞ SEMBOLİKTİR
Başı vidalı olsun hikâyesinden yola çıkarak kendimize baş mı bedene hükmeder? Yoksa beden mi başa hükmeder? Sorusunu sorduğumuzda cevap kendiliğinden gelecektir;
Doğanın gerçeğinde baş bedene hükmeder. Demokratik düzende baş ve beden uyumlu ve dengelidir. Sömürü sisteminde ise durum tersinedir. Beden başa hükmeder. Baş semboliktir. Emperyalizmin evrensel kurallarına göre devletin içine çöreklenmiş ve halkı iliklerine kadar sömürmekte olan sistem, pençesi altında tuttuğu ülkeleri asla elinden kaçırmak istemez. Sistem mevcut sömürünün aynen devamını mümkün kılacak her türlü tedbirleri alır. Karşı çıkanlara da son derecede acımasızdır.
Bazen başın yıpranması durumunda yapay umut rüzgârları estirilir. Yıpranan baş dışlanarak onun yerine halkın coşku dolu alkışları arasında beden üzerine yeni bir baş monte edilir. Beden aynen kalır. Konuyu somutlaştırırsak, yıpranmış (Başbakan) gider, onun yerine aynı parti veya hasım partiden yeni bir (Başbakan) getirilerek beden üzerine monte edilir. Baş değişince sorunlar çözüldü kanısı oluşturulur. Halk rahatlatılır ve umut rüzgârları yeniden tazelenir. Sonuçta baş değişse dahi beden değişmedikçe sistem aynen devem eder.
Bu oyun emperyalizm tarafından tüm dünya halkları üzerinde halen oynanmış ve oynanmaya devam etmektedir.
BEDEN SORGULANMALIDIR
Yeni umutlar ve alkışlar arasında sadece başın değişmiş olması yutturmacasına kanmayıp aynı zamanda başın üzerine monte edildiği bedenin de halk tarafından sorgulanması gerekecektir.
Amaç vatan ve millettir. Siyasi partiler ise, vatan ve milletin selameti yolunda sadece araçtır. Sorunlara siyaset üstü değerler penceresinden bakıldığında çözüm kendiliğinden gelecektir.
Ne zamanki beden halkın özyapısından oluşur ve halkın lideri kendi içinden sürgün verirse o zaman özgürlük ve ekonomik ferahlığın önü açılmış olacaktır.
Bu doğrultuda hangi partiden olunursa olunsun, yakın dönemdeki gelişmeleri bu vatanın evlatları olarak hep birlikte izleyeceğiz. O zaman hangi kisve altında kimin kim olduğunu ve kimin kim olmadığını hep birlikte göreceğiz. Bu sayede gerçeğin ışığı loş köşeleri aydınlatacak ve siyaset üstü değerler etrafında birleşen büyük kitle olarak çıkış yoluna hep birlikte el ele yürüyeceğiz.
