Başbakan Beykoz’a torpil yaptı

  • 0
  • 8014
Başbakan Beykoz’a torpil yaptı
Başbakan Beykoz’a torpil yaptı
Başbakan Beykoz’a torpil yaptı
Başbakan Beykoz’a torpil yaptı
Başbakan Beykoz’a torpil yaptı
Başbakan Beykoz’a torpil yaptı

Dile kolay, tam 40 yıldır siyasetin içerisinde... Beykozlu... Milli Selamet Partisi’yle başlayan siyasi hayatı Saadet Partisi’nde devam etti...

Saadet Partisi’nde yürüttüğü siyasette İlçe Başkanlığı’na kadar yükselmiş bir isim... Saadet Partisi’nden ayrılarak önce Prof. Numan Kurtulmuş ile birlikte Halkın Sesi Partisi’ne geçen ve kurucuları arasında yer alan; ardından ise Genel Başkanı ile birlikte AK Parti saflarına geçen bir kişi: Salih Birinci... 

AK Partili Salih Birinci, Dost Beykoz Başyazarı Kader Gür’e samimi açıklamalarda bulundu... 

AK Parti sizi bağrına bastı mı? 

“Has Parti kapatılmasının üzerine Numan Kurtuluş AK Partiye geçiş yaptı. Bunu birçok arkadaşlar anlayamıyor. Diyorlar ki, geçişler oldu hayır böyle bir şey yok HAS PARTİ kapatıldıktan sonra biz AK Parti ile beraber olduk. Ben bunu Salih Birinci olarak söylüyorum. Parti kapatılmadan önce, Başbakanımız ile Numan Kurtuluş’un görüşmesi söz konusu oldu, dolayıyla dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmelerin bir sonucu olarak dağınık olmak ve parçalanmada fayda yok! Bizim inancımız gereği birlik olmak, beraber olmak gücü meydana getirir ve güçlü olmak da bizim her zaman ideallerimiz arasında yer alır. AK Parti’nin 2023 ve 2071 yılındaki hedefleri bizim ‘ideal’ dediğimiz ve siyaset yapmamızın ana temasını oluşturması konumundadır. Bunun üzerine Başbakanımızın son iki - üç yıldır yapmış olduğu icraatları görüyoruz.” 

Yerel seçimlerle ilgili kafanızda kadroda yer almak gibi düşünceler oldu mu? 

“Ben 40 Yıllık siyasi hayatım içerisinde hiçbir zaman ve hiçbir şekilde, ‘ben şu olayım, şurada görev yapayım’ anlayışı içerisinde olmadım. Fakat hep bu dairenin içerisinde olma gibi bir hedefim oldu. Bu daire hizmet kadrosuysa, güç katabilme anlamında o dairenin içerisinde olmaktır ideal olan. O daire içerisinde bize hangi görev düştüyse, benim yaklaşık 13 yaşından bu zamana geldiğim siyasi çerçeve anlayışıma baktığınız da bunu anlayabilirsiniz. Benim hizmet anlayışım içerisinde bana çok teklif geldi. O teklifler değerlendirildikten sonra kongrede bana görev verdiler veya vermediler. Verilen görevleri elimden geldiği kadar yerine getirmişimdir. Ortak nokta ‘ülke sevgisi’ ve ‘Beykoz’ olunca bireyselliği de bu aşamada aşınca problem olmuyor fakat bireysel hırslar siyaseti çirkinleştiriyor. Siyasilerin ülkeye sahip çıkmaları gerekirken üç beş oy almak için nasıl belden aşağı vurulduğunu görüyoruz. Siyaseti bireysel düşünenler ve kendilerine istikbal olarak düşünenler için bu normal; bunun yanında yüksek siyaset yapan insanlar içinse üzücü...” 

30 Mart yerel seçimleriyle ilgili Yücel Çelikbilek ile değerlendirmeniz oldu mu? 

“Biz AK Parti kadroları içerisinde beraber siyaset yapıyoruz. Birçok teşkilat çerçevesinde yapılan bilgilendirme toplantıları oldu. O noktada bizler de bunlara katıldık zaman zaman düşüncelerimizi orada paylaştık. Zaten yapılanları da bugün, içinde bulunduğumuz şartlar çerçevesi içerisinde büyük fedâkarlıklar sonucunda ortaya konduğunu da görüyoruz. Ben bu noktada çok başarılı buluyorum Beykoz Belediyesini." 

2-B sürecinde gelinen nokta Beykoz’u ne kadar rahatlatmıştır? 

“Burada gerçekten net ifadeler kullanmak isterim. Şimdi bugün ortalığı bulandırma adına konuşan arkadaşlar var. Bu arkadaşların temellerinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu sorun aslında 2004 yılında TBMM’de çözülmüş ve bugüne kadar da Beykoz’un bu problemleri halledilmiş, Beykoz’un dönüşümü gerçekleştirmiş ve şu anda gerçekten yaşanabilir bir Beykoz’u inşa etmiş olacaktık. Ancak biliyorsunuz Beykoz’un yüzde 87’si kamusal alandı. Eğer 2004 yılında Anayasa Mahkemesi’ne Cumhuriyet Halk Partisi giderek iptal ettirmeseydi, bugün çok farklı bir Beykoz’da yaşıyorduk. 

‘Başbakan Beykoz’a torpil yaptı’ 

O zamanki gerekçelere çok iyi bakmak lazım. O zaman bu toprakları üzerinde yaşayan göç sebebiyle ve devletin çok önceden beri sosyal devlet anlayışını yerine getirememesi... Yani şöyle ifade edeyim: Burada 5-6 fabrikanın bulunduğu bir zaman içerisinde Diyarbakır’da bir tane olmaması, Rize’de olmaması, Trabzon’da olmaması, Edirne’de olmaması; diğer pek çok ilde olmaması göçün sebeplerindendir. Yine, can ve mal emniyetini sağlamakla görevli olan devlet ki biliyorsunuz 1980’li yıllardaki sağ-sol kavgaları ve sonrasında PKK terörü nedeniyle insanlar göç etmeyi uygun gördüler ve şehirlerini, ilçelerini terk ederek Beykoz’a geldiler, yerleştiler. Burada da bir mülkiyet sorunu oluştu. 

O zaman devlet ve yerel yönetimler, merkezi yönetim, arsa üretemediği için insanlar maalesef kendi başlarının çaresine bakmaya başladılar. Bunu en iyi bilenlerden birisi de Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bugün gelinen noktada da Başbakan Beykoz’a bir torpil yapmıştır, buna da geleceğim. Dolayısıyla CHP, o dönem Beykoz’a gelen insanlara ‘işgalci’ mantığıyla bakmamış olsaydı, bunu iptal ettirmezdi. 

Bugüne gelindiğinde, 2B’ler konusunda Beykoz’a bakıldığında, rayiç bedel fiyatlarında biraz Beykoz’a üstten bakıldığı görüldü. Yani bu bölgede yaşayan genelin, çoğunluğun işçi olduğu, dar kesimden geldiği görüldü. Fabrikalar kapatıldı biliyorsunuz. Şimdi burada da bazıları fabrikaların Hükümet tarafından falan kapatıldığını zannediyorlar. Bu konuda Beykoz’da yaşayan insanları inandırmaları mümkün değil. Fabrikalar kapatıldıktan sonra insanların mağduriyeti çoğaldı. Dolayısıyla fiyatlara bakıldığında, rayiç bedellere bakıldığında biraz yüksek olduğu görüldü. 

‘Siyaset belden aşağı yapılmaz!’ 

Şimdi bizim olayları ‘taraf’ olarak değil de ‘Beykozlu’ olarak tahlil etmemiz gerekirse, işin özünde şu var: Beykoz Belediye Başkanlığı’nın bu mağduriyeti de yani yüksek rayiç bedellerin indirilmesi noktasında birçok çalışma yaptığını... Bizatihi Belediye Başkanı’nın ve bugün de aday olan Yücel Bey’in bu noktada büyük gayretlerinin olduğunu görüyoruz. Beykoz’un ekonomik gelir seviyesini, en yüksek makamlara ve hem de burada büyük riskler alarak ilan ederek, ‘buradakiler bunu ödeyemez!’şeklinde çırpınışlarını ben gördüm. Yücel Bey’in hakkını teslim etmek lazım diye düşünüyorum... 

Siyaset belden aşağı yapılmaz. Doğruları söylemek gerekiyor. Kim bir taş koyuyorsa onu tebrik etmek lazım, teşekkür etmek lazım. Eğer bu çalışmaları Cumhuriyet Halk Partisi yapsa idi gerçekten o da baş tacı olarak ifade edilirdi. Dolayısıyla ülke genelindeki bu sorunla ilgili bana bir tane Cumhuriyet Halk Partili il gösterin, ilçe gösterin ve hatta belde gösterin ki 2B üzerinde oturan insanların rayiç bedellerini aşağıya çeksin? Var mı? Yok. Niye? E şimdi sen kardeşim, yapmadığın bir şeyi, yapan insanlara kıskançlık ederek, niye çamur atıyorsun? Doğru bir şey değil. Bir tane numune belediyelerini gösteremezler bununla ilgili. 

‘Fiyatlar minimum noktaya çekildi’ 

Şimdi Sarıyer’de çok örnek gösterdiler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin arsalarıyla ilgili... Gidildi, araştırıldı; hiç öyle bir şeyin olmadığı ortaya çıktı. Aşağı yukarı aynı kaderi paylaştığımız Sarıyer Belediyesi’nde niye böyle bir çalışma yapmadılar? ‘Efendim orada 2B arazileri azmış’... Hiç fark etmez, isterse 5 tane olsun. Bu bir haksa, yapılabiliyorsa Belediye Başkanı niçin taşın altına elini koymamış? Bu soruyu da sormak benim bir Beykozlu olarak Beykoz’da bu kadar ortalığı bulandıran kişilere sormak hakkımdır diye düşünüyorum. 

Burada özeleştiri de yapmak isterim. Şimdi Ankara’nın bu rayiç bedellerle ilgili gönderdiği memurlar, mahallelerde bir takım dolaşmalar yaparken, oradaki insanımızın satarken çok yüksek rakamlar söylediğini de bilmek lazım. Sonuçta bu da bize sonradan telafisi zor faturayı da getirmiştir. Ancak yine Beykoz Belediyesi’nin mücadeleleriyle bu bölge Özel Proje Alanı’na dönüştürülmüştür. Şimdi vatandaşın anlayacağı dilde konuşalım: Bu proje alanları içerisinde Beykoz Belediyesi’nin tapu verilmeye başlanmıştır. Ben de Fatih Mahallesi’nde Çavuşbaşı’nda tapu dağıtıldığını gördüm. Yani rayiç bedellerin son derece makul bir seviyeye indirildiğini gördüm. Beykoz Belediyesi’nin yapmış olduğu çalışmalarla Milli Emlak’ın belirlediği fiyatların yarısına ve hatta daha aşağıya indirdiğini fark ediyorsunuz. Şimdi bazı arkadaşlar çıkmışlar, ‘Biz gelirsek fiyatlar şöyle olacak, böyle olacak’ diyorlar. Arkadaşlar bu yasal olarak yapılamaz. Yasal olarak, her şey zorlanarak, bu iş minimum noktaya çekilmiştir.” 

30 Mart Yerel seçimini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

“Çok net söyleyeyim: Beykoz için hayırlı olsun. Beykoz, doğru bildiği yolda yürümeye devam edecek. Bu noktada ben önceki seçimlerden daha çok çalıştım. Doğru olunursa Cenab-ı Hak insanın önünü açıyor. Nasıl açıyor? 

Kristal-İş Sendikası’nda yapmış olduğum konuşmada, bitirirken son cümlelerim şu olmuştu: ‘Bakın... Bu işin partisini martisini bir kenara koyalım. AK Partisiyle, Cumhuriyet Halk Partisiyle, Büyük Birlik Partisiyle, Saadet Partisiyle, MHP’siyle hepimiz Beykozluyuz. Eğer Beykoz’da bu mülkiyet konusunda bir yanlış olursa, aynı tavanın içerisinde, tencerenin içerisinde kaynarız!’ demiştim. Yani kimse kimseyi ayırmaz, orada mahvoluruz demiştim. Gelin bunu halledelim. Ama kim hallederse... İster Cumhuriyet Halk Partisi halletsin ister AK Parti halletsin... Ben bir Beykozlu olarak, hangi partiden de olursam olayım; onun broşürlerini alacağım, kapı kapı dolaşacağım ve ‘bu arkadaştan Allah razı olsun’ diyeceğimi söylemiştim. Arşivlere bakın, bunu aynen göreceksiniz. 

‘Beykozlu, çamurları görüyor’ 

Cenab-ı Hak nasip etti, Beykoz Belediye Başkanlığı bana göre bu işi çözdü ve adam gibi çözdü. Cenab-ı Hak da bize böyle bir kapı açtı, lütfetti, birlikte çalışmayı nasip etti. Doğru olursanız, bu doğru sizi önünde sonunda sizi hedefe götürüyor. Ama çamur yaparsanız siyasette, o çamurun içinde gerçekten boğulur gidersiniz. Şimdi biz Cumhuriyet Halk Partisi’nde bu çamuru görmüyor muyuz? Kendi içlerinde de birlikte olsalardı daha farklı olurdu ama kaç parçaya ayrıldıklarını görüyoruz şu anda... E, Beykozlu da bu çamurları görüyor... Biz Beykozlu kardeşlerimizin sağduyusuna her zaman güvenmişizdir. Siyaset yaparken bunu hep takdirle karşılamışız. Ben şimdiden hayırlı olsun diyorum. Ekibi kutluyorum. İnşallah hayırlı hizmetlere vesile olur. 

Ben aynı gayret içerisinde mülkiyet probleminin halledildiğini, şimdi sıranın projelerde olduğunu söylüyorum. Ama bu mülkiyet problemleri kadar bu projenin de önemli olduğunu söylüyorum. Düşünebiliyor musunuz? Tokatköy’e gideceksiniz... Allah izin verirse bunların hepsini hep beraber göreceğiz... Deniz suyunun o maviliğini, Tokatköy’e doğru seyrini seyredeceksiniz...”

Dost Beykoz / Özel Söyleşi

Beykoz’da zafer müjdesini gördüm
Önceki Beykoz’da zafer müjdesini gördüm
Beykoz Riva'daki film platosunda yangın çıktı
Sonraki Beykoz Riva'daki film platosunda yangın çıktı
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz