Çetin ÜNLÜ
  • 01/01/1970 Son günceleme: 06/01/2014 23:11
  • 9.362

Ülkemizin yaşadığı tarihsel süreçlerde demokratik olmayan yollarla, devlet üzerinde vesayetkurmaya çalışan bazı yapılara her dönem şahit olduk ve maalesef ki şu geçtiğimiz süreçte daha fazla şahit olmaya başladık.

Bu yapılar kendi menfaat ve beklentileri doğrultusunda, güç ve iktidar sahibi olmak istemekte ve bunun için de her yolu mubah saymaktalar.


Demokratik sistem onlar için hiçbir şey ifade etmez, varsa yoksa menfaatleridir. Bu uğurda vatanın toprak kaybetmesi de dâhil olmak üzere, bu zümrenin masum vatan evlatlarının ölmesinin de hiçbir kıymeti ehemmiyeti olmaz. Bu güruhlar için, önemli olan kendi istekleri ve beklentileridir.

Ülkemizin yakın tarihi; bu vatan hainlerinin darbekalkışma ve meşru iktidara yönelikoperasyonlarıyla doludur. Çok uzağa gitmeye gerek yok Türkiye 1950 yılındaki seçimlerle çok partili hayata geçiş yapmış, 27 Mayıs 1960 darbesiyle de demokrasi askıya alınmış, hükümet istifaya zorlanmış, akabinde seçilmiş Başbakan ve iki Bakan idam edilmiştir. 

12 Eylül 1980 Darbesi ile demokrasimiz ikinci kez yara almış ve üç beş kişi tarafından hortumlanan devletin, acı reçetesinin bedeli de bu masum halka ödetilmiştir. 

1971 ve 28 Şubat 1997 yıllarında ise, çeşitli muhtıralarla hükümet istifaya zorlanmıştır. Bunların akabinde de 2007 yılında mevcut iktidara internet aracılığıyla muhtıra verilmek istenmiştir. 

Anlayacağınız, Türkiye ne zaman atağa geçse, ekonomiksosyal ve toplumsal hayatta bir şeyler düzene girmeye başlasa, elleri tetikte olan birileri hemen düğmeye basıp, hain planlarla memleketin aydınlık yarınlarını karartmaya çalışıyorlar.

2013 Mayıs ayında İMF’ye olan 50 yıllık borcumuz ödendi. Türkiye dünyanın gıpta ile baktığı projelerimza attı. Bunun arkasından üç beş ağaç bahanesiyle hemen gezi olayları sahneye konuldu ve ülkemiz 100 milyon lira maddi zarara uğratıldı. 

Gezi olaylarında, ellerinden geleni fazlasıyla yerine getirdikleri halde, yol alamayanlar, bu sefer17 Aralık yolsuzluk paketi operasyonuyla iktidara ayar vermeye çalıştılar. 

Bir yolsuzluk varsa elbette ortaya çıkmalı ve devletin bir kuruşunu kesesine indiren kişilercezasını çekmelidir. Ama burada yapılmak istenen herkesin malumu olduğu üzere gayri meşru yollarla, meşru iktidarı özellikle de Başbakanı iktidardan uzaklaştırıp, ülkemizi zübükzadelere, faiz lobicilerine peşkeş çekmekti.

17 Aralık operasyonun bu millete maddi faturası 105 milyar oldu. Bu da milletin her ferdinin cebindeki paranın hainlerin cebine girmesi demektir. Vatan hainlerinin şahsi ihtirasları uğruna memleketi uğrattıkları zararın bedelini her zaman masum millet ödüyor. Sonuçta masum insanlar bu bedeli öderken birileri parsayı çoktan toplamış oluyor.

17 Aralık operasyonu ile hedef memleketin derdi ile dertlenen ve bir türlü istediklerini, arzu ettiklerini Başbakana yaptıramayan gücün maksadı AK Parti iktidarını asimile edip, yerine her istediklerini yapacak “evet efendimci” bir yapıyı getirmekti. Lakin Başbakanın arkasında ona inanmış büyük bir insan kitlesinin olduğu gerçeğini, kabul edemiyorlar, yâda görmezden gelmek istiyorlar

Yazarın Yazıları