Dr. Hüseyin Atilla TÜYSÜZ
  • 04/01/2020 Son günceleme: 04/01/2020 15:25
  • 7.277

Bizi hastalıklardan koruyan sisteme bağışıklık sistemi denir. İmmün sistem olarak da anılır. Bir canlıda hastalıklara karşı koruma yapan, hastalık yapıcıları ve kanser hücrelerini tanıyıp onları yok eden sistemdir. Vücudu yabancı ve zararlı maddelerden koruyan karmaşık bir işleyiştir.

Bağışıklık sistemi iyi çalışabilmesi için bağışıklık sistem hücrelerinin yabancı maddeleri tanımaları, canlının sağlıklı vücut hücrelerinden ve dokularından onu ayırt etmeleri ve bu yabancıya karşı cevap vermeleri şeklindedir. Doğum ile aktif hale gelen bağışıklık sistemi zayıfladığında insanlarda hastalık riski artar. Bu zayıflamayı fark eden mikroorganizmalar vücuda akın ederek hastalıklara yol açar. Enfeksiyonlar gelişir, bu enfeksiyonlarda bağışıklık sistemini daha da güçsüzleştirir.

Vücudun bu savaşta galip gelmesi için bağışıklık sistemini güçlendirmek gerekir. Böylece vücut hastalıklara karşı tekrar direnç kazanır.

İnsan vücudu; bakterilere, virüslere ve diğer yabancı maddelere karşı farklı mekanizmalar ile koruma sağlar (fiziksel bariyerler,  kan ve dokularda bulunan yabancı hücre yok ediciler ve kan kaynaklı bazı maddeler)

Bu karmaşık mekanizma birbiriyle bağlantılı iki savunma sistemi ile oluşur:

1*  Doğal bağışıklık sistemi: Savunma sisteminin ilk aşamasıdır. Vücuda ait olan ile yabancı olanı ayırt eder ancak hastalık yapıcının tipini diğerlerinden ayırt edemez. İki genel savunma hattı vardır. Birincisi cildimiz ve mukozalarımızdır. İkinci aşamada ise kimyasal uyaranlar, antibakteriyel etkili ajanlar, hücre öldürdüler ve enflamasyona cevap ile ilişkili ateş vardır. 

2*  Kazanılmış bağışıklık :  Yaşam süresi boyunca gelişir vücuda ait olan ile olmayanı ayırt eder. Farklı patojenlere ve yabancı maddelere onlara uygun biçimde cevap verir.

Bu sistemin çalışması basit anlatım ile şöyledir: Vücudumuza giren mikroplara karşı antikor oluşmasıdır. Antikorların da bu yabancılarla savaşmasıdır.

Soluduğumuz havada, içtiğimiz suda, yediğimiz yiyeceklerde, temas ettiğimiz yüzeylerde gözümüzün göremeyeceği kadar küçük canlılar ( mikroorganizmalar ) vardır. Bu canlılar yararlı veya zararlı olabilirler. Zararlılara mikrop adı verilir. Birçok hastalığa sebep olan bu mikroplarla insanlar ömür boyunca birlikte olurlar. Kendileri hastalık yapabildikleri gibi oluşturdukları toksinlerle de ( zehirler ) insana zarar verirler. İşte bağışıklık sistemi bu zarar vericilere karşı antikor oluşturarak mikropları ve toksinleri etkisiz hale getirir.

Kış mevsiminin bu ilk ayında bağışıklık sistemi zayıflarsa grip, nezle, sinüzit, farenjit, ishal vb. hastalıklara yakalanma şansımız artar. Bunun için bağışıklık sistemimizi güçlendirmeliyiz.

NASIL GÜÇLENDİREBİLİRİZ?

* Doğru ve dengeli beslenme: Kış mevsiminde meyve tüketimi çok önemlidir. Zira özellikle C vitamini deposudurlar. Bilindiği gibi bağışıklığı güçlendiren en önemli kaynaklardan biridir. Sebzelerde bol tüketilmeli, çocuklar için blendırdan geçirerek tüketilmesi sağlanmalıdır. Protein, yağ ve şeker tüketimi dengeli ve yeterli olmalıdır, bu alışkanlık haline getirilmelidir, şeker ve tuz azı karar çoğu zarar mantığı ile tüketilmelidir. 

Sonbaharda ortaya çıkan pırasa, kereviz gibi sebzeler C vitamini ve antioksidan ( zehir yok edici ) bakımından zengindir. Bağışıklığı güçlendiricilerden çinko maddesi de kestane, bezelye, ceviz, fındıkta bulunur. Kısaca A, E, C, B vitaminlerini tüketmeliyiz. Bunun için süt, balık, balık yağı, yumurta, C vitamini için de turunçgiller tüketimini önemsemeliyiz.

* Su: Vücutta gerçekleşen hemen hemen tüm reaksiyonlar için gereklidir. Su bütün besinleri ve atıkları vücutta kan ve lenf sıvıları yoluyla taşıyan bir çözücüdür. Mevsimine göre, kiloya göre, günlük aktivitelere göre değişim gösterse de günde en az 2-2,5 litre su tüketilmelidir, Su tüketmek kanın bütün hücrelere yeterli oksijen taşımasını sağlar. Böylece de sistemlerin yeterli çalışması gerçekleşir ki; organ ve kaslarımız en iyi şekilde çalışır. Bu da bağışıklık sisteminin iyi hale gelmesinde rol oynar. 

* Kötü alışkanlıkları terk etmek: Alkol ve sigaradan uzak durulmalı. Paketlenmiş ve işlenmiş hazır gıdalar tüketilmemelidir. Bunların yerine ekinezya ve ginseng gibi bitkisel çaylar, taze meyve / sebze suları tüketilmeli. Stresten uzak durmalı. ( Stres sadece ruh halimizi değil bağışıklık sistemimizi de zayıflatır ) Stres ile başa çıkarken vücut bazı maddeler, hormonlar üretir. Bunların fazla üretilmesi vücudun doğal dengesine zarar verir.

* Kaliteli uyku: Düzensiz ve az uyuyan kişilerin, özellikle çocukların vücut direnci zayıflar. Yetersiz ve kalitesiz uyku olunca yorgun kalkılır, verim azalır, moral / motivasyon bozulur, konsantrasyon bozulur. Böylece bağışıklık güç kaybeder. Uyku bağışıklık sisteminin olmazsa olmazıdır. Zayıflayan direnç nedeni ile hastalıklara yakalanma riski çok artar. Yaşa bağlı olarak günde ortalama 7 saat uyumak gerekir. Çocuklarda biraz daha fazla olmakla beraber, bebeklerde 18 saate kadar çıkabilir.

* Hava kirliliğine dikkat etmek: Havaların ani kuruması ile solunum yolu hastalıkları artabilir. Virüslerle oluşan özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları ani ısı azalması ile olur ve kuru, kirli havalarda virüsler hızla çoğalır.

* Aşı: Sonbaharda nezle, grip gibi viral enfeksiyonlar sık görülür. Yaşlı, çocuk ve kronik hastalığı olanlar grip aşısı yaptırmalıdır. Kişinin durumuna göre de zatürre aşısı da önerilir. Aşı bağışıklık sistemini çalışmaya teşvik eder. Aşı vücudumuza virüsü nasıl tanıyacağını ve nasıl savaşacağını öğretir.

* Hareketli yaşam: Bağışıklık sistemini güçlendiren bir başka unsur da harekettir. Yaş, sağlık durumu ve hava temizliğine göre haftada en az 3 defa açık havada yürüyüş yapılmalıdır. Düzenli spor yapmak da bağışıklık sistemine katkı sağlar.

* Kişisel temizlik:  Mikroplar ve virüsler en çok ellerimiz yolu ile vücudumuza girmektedir. Kişisel temizliğimize gereken önemi vermeli, özellikle ellerimizi sık sık sabunlu su ile yıkamalı. Yeterli sıklıkta banyo yapmalıdır.

Kış mevsiminin başladığı şu günlerde, kendinize dikkat edeceğiniz temennisiyle. Kalın sağlıcakla.

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz