A. Raif ÖZTÜRK
  • 25/07/2015 Son günceleme: 25/07/2015 20:10
  • 5.725

Hayvanlarla konuşabilen ve rüzgâra yani maddeye de hâkim olabilme yeteneği ile donanmış olan Peygamber, Hazret-i Süleyman, bir gün Kudüs’te, çadırında arkadaşları ile oturup sohbet ederken, içeriye bir yabancı girer. O mecliste oturan bir kişiye dikkat ve hayretle bakarak çıkıp gider.

 Kendisine böylesine dikkatli bakıldığına çok şaşıran adam, Hazret-i Süleyman’a sorar:

   – Ey Yüce nebî, bu adam kimdi?

   Peygamber cevap verir:

   – O Azrail’di, AS.

   Bu cevabı alan adam, müthiş bir paniğe kapılır ve Hazret-i Süleyman’a yalvarır:

   – Ya Süleyman, Azrail bana çok tuhaf baktı. Ne olur beni buradan kaçır. Uzaklara gönder.

   Arkadaşının ricasını kırmaz gül yüzlü Peygamber. Rüzgâr emrindedir ya, bindirir rüzgâra ve gönderir Hindistan’ın güneyindeki Srilanka adasına.

Adam ertesi gün Srilanka’da dolaşırken, birden karşısında, bir gece önce gördüğü ve artık kolayca tanıdığı Azrail’e rastlar. Başına geleceği anlar ve konuşur:

 – Anladım, benim canımı almaya geldin. Yalnız bir sorum var, ona cevap ver de canımı öyle al, der. “Dün beni Hz. Süleyman’ın çadırında görünce neden yüzüme hayretle baktın?”

   Azrail AS cevap verir:

   – Ben dün senin canını, ertesi gün Sri lanka’da almak için emir almıştım. Seni Kudüs’te Süleyman’ın çadırında oturur görünce, ‘Bu adam bir günde Hindistan’a nasıl gidecek?’ diye hayret etmiştim “Ancak, Allahın cc her şeye kadir olduğunu bildiğim için, pek üstünde durmadım” der.

   Kıssadan hisseler:

1.     Ecelden asla kaçılmaz. Ve ecel, bir gün mutlaka başımıza geleceğine göre, Âhiret hayatımız için her ân hazırlıklı olmalıyız.  

2.     En son yapılan istatistiklere göre, yaşlanıp da ölenlerin oranı %43 imiş. Yani çocuk, genç, orta yaş gibi diğer yaşlarda ölüm oranı %57 olduğunu asla unutmamalıyız…

3.     Yine istatistiklere göre, her gün tam 350 000 Kişi ölüyor. 360 000 kişi de doğuyor. Yani bir saat içinde 14 580 kişinin, bir dakika içinde 240 kişinin, tek bir saniye içinde ise 4 kişinin İMTİHANI sona eriyor ve (büyük bir çoğunluğun GAFLET ettiği ve hazırlanmadığı) Âhiret âlemine sevk ediliyor. Bu sevkiyat hiç aksamadan her gün devam ediyor. Bir gün veya her ân veya yârın biz de bu sevkiyâtın içinde olacağız…

Bu konuya TAC hükmünde bir Âyet: “..De ki: Siz evinizde bile olsanız, ölümleri takdir edilmiş olanlar, evlerinden çıkıp, düşecekleri yere varacaklardı.” (Âl-i İmran S. 154. Âyet.)

·        Bu duygularla ibretlik bir kıssa ile konumuzu noktalayalım:

Ünlü bir dokumacı, özene bezene dokuyup sattığı bir kumaş, bir kusur nedeniyle geri getirilir ve iade edilmek istenir. Dokumacı kumaşı alır ve mal bedeli olan parayı iade ederken, gözlerinden birkaç damla yaş süzülür. Bunu gören hassas müşteri:

-“..Niye ağlıyorsunuz? Eğer kumaşı geri verdik diye ağlıyorsan, ben vazgeçtim, buyur paranı ver kumaşı” deyince, dokumacı uzatılan parayı kararlı bir şekilde geri iter ve gayet üzgün bir şekilde şöyle devam eder.

-“Hayır, ben kumaşı iade ettiğiniz için veya para için ağlamıyorum. Evet, kumaşta bir kusur görüldü ve geri iade edildi. Ben bu kusuru düzeltirim veya tekrar dokurum ve yine satabilirim… Fakat, ..Yâ benim ömür boyu ibadet olarak yaptıklarım Allah’a arz olunduğunda, böyle kusurlar yüzünden geri iade edilirse, benim halim nice olur? İşte o ân bunları düşündüm, onun için ağlıyorum. Çünkü; HAYAT, BÖYLE basit BİR KUMAŞ DEĞİL Kİ, ORADA DÜZELTİLSİN veya TEKRAR DOKUNSUN…”

HADÎS-İ ŞERÎF: Heleke'l MÜSEVVİFUN  “Yarıncılar (Yarın Yaparım Diyenler ) HELAK   OLDU. Onlar pişman olacaklar…”

BEDİÜZZAMANDAN:  Ey nefis! Bil ki, dünkü gün senin elinden çıktı; yarın ise, senin elinde senet yok ki, ona mâliksin. Öyle ise, hakiki ömrünü bulunduğun gün bil.” (21. Söz’den)

İKİ VECÎZE: “Bu gününü düşünme Dün geçti, Yarın var mı? Gençliğine Güvenme! Ölen hep ihtiyar mı?...” ..“Ya İslam`da erirsin, Ya inkarda çürürsün. Yol Mezarda bitmiyor, Girdiğinde görürsün!...”

Yazarın Yazıları