Ekrem TUNCER
  • 20/03/2019 Son günceleme: 20/03/2019 14:57
  • 10.583

Yeni Zelanda'da yaşanan vahşetin ardından birçok şey konuşuldu, yazıldı, çizildi. Maalesef, işi; sanal mücahitlik olan sosyal medya fenomenleri de üstüne düşen görevleri yerine getirip videolar yayınladılar. O kadar ki; çekimleri esnasında çay bardağı ayrıntısını bile atlamadılar. 

Halkımızdan duyarlılığı alan bir kısımda Ayasofya'ya gidip gıyabi cenaze namazı kıldılar. Bu ve benzer bir takım vahşet sonrası yapılması gereken işler hakkıyla yapıldı. Zaten; Filistin, Suriye, Irak, Çeçenistan, Keşmir, Doğu Türkistan vs. satırlar yetmez. Biz bu işlere aşinayız. Ülkemizde yaşadığımız terörden bahsetmiyorum bile.  Bir kısmımızda hiç bir şey yapmadık. Çünkü ne yapsak hiç bir şey olmuyor düşüncesiyle kendimize fetva çıkardık.

Acaba kaçımızın uykusu, iştahı, keyfi kaçtı? Ağlayan kaç kişiydik? Aramızda görüntüleri izlemeye tahammül edemeyen kaç vicdan sahibi vardı? Bu soruları kendimize soralım. Dostlarımıza, arkadaşlarımıza ve ailemize soralım. 

Ayrıca şöyle bir durup düşünelim. Yeni Zelanda vahşeti bize yabancı mı? Ortadoğu'da yıllardır Müslümanlar katledilmekte, hem de kendi dindaşlarımız tarafından. Müslümanlar birbirlerini Kâfirlikle suçlayarak öldürmekteler. İnanın, bir dindaşım tarafından ölmektense; Kâfirin kurşununu yeğlerim. Bu alçak kâfirin sıktığı kurşunlar belki bizi kendimize getirir. İnşallah Siyonist zihniyetin bir asırdır, Osmanlı Devletini yıkmasıyla başlattığı, bizi bize kırdırtma oyununa artık gelmeyiz. 

Bu olayın birde diğer yüzüne bakalım. Katilin "Ayasofya'yı geri alacağız" notu gündemimize oturdu ve sosyal medyada "Ayasofya açılsın" paylaşımları yapmaya başladık. Ama bir süre sonra bu paylaşımlar silinmeye başlandı. Ayasofya bizim için ne ifade etmektedir, hemen unuttuk. Ben hatırlatayım; Rahmetli Üstat Necip Fazıl'ın ifadeleriyle; "Yeryüzünde eşsiz eserler vardır. Mesela Paris'te bir Notre Dame var, Fransız gotik mimarisinin en güzide örneğidir. İstanbul'da bir Süleymaniye var. Dünyanın en büyük devletini temsil etmesi bakımından eşsiz bir şaheserdir. Peki; 'Ayasofya Nedir ?' derseniz: Hakkın batıla galebesinin sembolüdür.." 

Ayasofya; İstanbul'un fethinin sembolüdür. İslam’ın, Avrupa'ya mührüdür. Bizim kırmızıçizgilerimizden bir tanesidir. Bağımsızlık simgelerimiz arasındadır. Beka meselemizdir... Bin tane Çamlıca Camisini toplasanız, üstüne yüzlerce Sultanahmet Cami ekleseniz,  Ayasofya Camisinin bir tane minaresi yapmaz. Efendiler kendinize gelin. Aslınıza rücu edin. Bizler; "Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın" haykırışlarıyla büyüdük. Bu arzu ve istekler oyun değildir. Sırf yalakalık olsun diye ya da çıkar ve menfaatler için sessiz kalarak uyarı vazifesinden geri durmak Müslüman’a yakışmaz. Dünya hayatı geçici. Hesap günü var. Herkes elini vicdanına koysun ve Ayasofya için doğru olan yapılsın. 

Yarım asırdan fazla bir zamandan beri Cami hüviyetinden mahrum bırakılmış olan Ayasofya şimdi ibadete açılırsa ne olur? İslam Coğrafyasında kan ve gözyaşımı olur? Avrupalı Devletler bize savaş mı açar? Amerika; Ermeni soykırımını mı tanır? 12 adaları elimizden mi alırlar? Kıbrıs'ı işgal mi ederler? Ülkemizde canlı bombalar mı patlar? Ekonomik kriz mi yaşarız? Sebze meyve fiyatları mı artar? Dolar, Avro mu yükselir? Başımıza gelmeyen mi kaldı? Daha ne olabilir? En fazla canımız gider. Sahi biz gant marka tişörtlerimizin üstüne kefen giymedik mi? "Bizi Afrin'e götür" diyen gençlere güvenmiyor musunuz? Halbu ki papçide yeterince antrenman yaptık. Tabii sizlerde haklısınız, şöyle dönüp bir bakınca Camiler boş. Gençler bırakalım sabah namazını normal vakit namazlarında bile camiye gitmiyor. Camiye gitmeyi geçtik namaz kılmıyor. Sonra dik dur eğilme...

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz