Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışma ekibinde olan bir yakınımdan kısa bir süre önce dinledim bu ilginç konuyu…
Ülkemizin başarılı holdinglerinden birinin sahibinin son derece iyi yetişmiş, biricik kızı…
Recep Tayyip Erdoğan’a gönülden bağlı ve bu siyasi hareketin içinde yer almak, faydalı olmak istiyor.
Öyle gönülden bağlı ki, Avrupa’nın turizm merkezlerinden birinde olan yazlık villasının duvarına kocaman Tayyip Erdoğan posteri asacak kadar…
CHP tarafından yönetilen ilçelerimizin birinde, ana kademede ufak ufak toplantılara katılarak sonrasındaki ilk kongrede yakınım tarafından ilçe yönetimine dâhil ediliyor bu zarif hanımefendi.
Hanımefendi, Cumhuriyet tarihinin en güçlü ve başarılı siyasi hareketinin içine dahil olmaktan son derece mutlu ve o motivasyonla başlıyor çalışmaya. Ama ne koşturmaca, maddi, manevi ne fedakârlıklar, ne destekler…
Rica ettiler, detay yazamıyorum.
Birçoğunun kapısından dahi geçemeyeceği özel kuruluşlarda, kulüplerde yüksek düzeyli toplantılar dâhil olmak üzere, içeride, dışarıda AK Parti’ye mihmandar olmak için elinden geleni yapıyor.
Bu çaba ve gönülden verilen mücadele bizim o bildiğiniz bazı partililerin gözüne batıyor(!)
AK Parti’ye kuruluşundan bu yana en büyük zararı veren ve vermeye devam eden bu kafa, ilk büyük toplantıda bu zarif hanımefendiyi “otobüs sorumlusu” yapıveriyor.
Sonra mı? İlk ilçe toplantısında ilçe başkanının suratına kalemini fırlatarak istifa ediyor ve artık partinin kapısının önünden dahi geçmiyor. Kim kaybetti?
Başka bir olay…
Daha yakından…
Yine bir hanımefendi…
Parti’ye çok yakın bir arkadaşının davetiyle katılıyor…
Çalışmaya başlıyor… Bir mahalle veriyorlar bakıyorlar cevval, sonra ikinci mahalleyi veriyorlar…
Sorumlu olduğu mahallelerde inanılmaz çalışmalar, toplantılar yapıyor. Raporlamalar, yoklamalar her şey düzenli, her şey mükemmel. Yaptığı toplantılardan dolayı kendisine gelen teşekkür mesajıyla birlikte birinci olduğu bildiriliyor.
Sonra mı?
Toplantı tutanakları bir anda ortadan kaybediliyor!
Daha sonra ikinci bir mesaj geliyor, “sehven gönderilmiştir” diye. Ve gerçek şampiyon(!) bir anda ortaya çıkıveriyor. Tabi ardından teşekkür mesajları… Sonra da ilk kongrede ilçe başkanı oluyor ve çok güzel yönetiyor!
Sonra mı?
Yaklaşık yirmi bin seçmeni olan o iki mahallede aylarca kendini paralayan, sırf Tayyip Erdoğan’a inandığı için bu davayı sırtlayan, omuz veren bu hanımefendi de yukarıdaki diğer hanımefendi gibi, o gün bu gündür AK Parti’nin kapısından geçmiyor. Kim kaybetti?
AK Parti’nin içindeki nitelikli nice insanlar işte bu şekilde birer birer kaybedildi…
Fazla heyecanlanmayın!
Duydum ki geçtiğimiz günlerde, kurulduğu günden bu yana bu davaya en büyük zararı veren, partiyi babasının çiftliği belleyip, belediyede de dilediği gibi at koşturan belli bazı isimler bir mekânda toplanmışlar.
Malum kongre takvimi başladı…
Heyecanınızı anlıyoruz!
Hepinizi çok çok iyi tanıyoruz!
Ama emin olun artık bu partiye ve davaya zarar veremeyeceksiniz!
Avucunuzu yalarsınız!