Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

Ateşle oynamayın!

Bu yazımda da konu yine Yücel Çelikbilek olacak... Zaman zaman övgü zaman zaman da eleştiri satırlarının olacağı bu yazıyı tamamen yüreğimden gelen duygularımla yazıyorum.

Daha önceki yazımda Yücel Çelikbilek için, "Allah razı olsun" ifadelerini kullanmış, bunun nedenlerini bir sonraki yazımda açıklayacağımı yazmıştım. Şunu belirtmek isterim: Ben Yücel Çelikbilek'e kimi zaman sert eleştiriler de yaptım ancak hiçbir zaman art niyetli olmadım! Ben yalnızca onun görmediği (belki de gördüğü ancak sabrettiği)  etrafındaki art niyetli insanlara dikkatini çekmeye çalıştım… 30 Mart Seçimleri öncesi ve sonrası ise uyarılarımda ne kadar haklı olduğum ortaya çıkmıştır. Bu bile benim için bir kazanımdır.

Ha, biz kendimize göre iyi niyetliyiz de karşı tarafa ‘iyi niyetimizi ispat etmek’ gibi bir zorunluluğumuz mu var? Elbette yok!  Ama birileri sizi iyi niyetten uzak kahpece emellerine alet etmeye çalışıyorsa, zannediyorum böyle bir duruma onurlu hiç kimse rıza göstermez! Biz de onurlu insanlar olduğumuz ve olma niyetimizden de tavız vermeye niyetimiz olmadığı için zaman zaman sert ifadeler kullandık.

Bize karşı bu tür kampanyaların içinde olanlar, 30 Mart Seçimleri'nde de Yücel Çelikbilek'e yönelik bu tarz bir kampanya yürüttüler… Ama Çelikbilek'in kendine olan güveni ve yüreğinin genişliği bu tarz girişimleri bertaraf etmeye yetiyor ki, kendisine karşı her türlü entrikanın içinde yer alanları ‘danışmanı’ dahi yapabiliyor. Çelikbilek'in bu davranışı dünya için hiçbir korkusunun ve siyaseten hiç bir çekincesinin olmadığını anlatmaya yetiyor. Buda AK Parti ve Beykoz için büyük bir kazanımdır!…

Ben, yüreğindeki neyse dilindeki de aynı olan bir insanım… Bir insanı eleştirmek, ondan vazgeçmek anlamına gelmez…  Yani demem o ki, Beykoz'da AK Parti politikalarını hayata geçirmekle yükümlü olan Yücel Çelikbilek'i eleştirmek son derece doğaldır. En azından dünya görüşümüz ortadadır, eleştirilerimiz hiç bir zaman art niyet ve çıkar amaçlı olmamıştır.

Bunun paralelinde Yücel Çelikbilek de en az Recep Tayyip Erdoğan kadar güven duyduğumuz ve göğsümüzü gere gere savunabildiğimiz erdemi her zaman göstermiştir… Nedenlerini birçok örnekle ortaya koymak mümkündür. Bundan bir yıl önce yazmış olduğum bir yazıda, "10 yıl sonra Beykoz halkı Yücel Çelikbilek için Allah razı olsun diyecek" demiştim. Her halde bu 10 yılı bulmayacak gibi geliyor bana…  Çünkü Beykoz Halkı gerçekten bu 2B Yasası sayesinde sınıf atlamış, bundan dolayı da daha şimdiden Yücel Çelikbilek'e ‘Allah razı olsun…’ diyenlerin sayısı on binleri aşmıştır…

Tapu konusu, AK Parti'nin 30 Mart Seçimleri'nde kendisinin en büyük yardımcısıydı. Bunun yanında turizme ve spora yönelik projeleri vardı. Biz de Beykoz Halkına en büyük katkıyı Yücel Çelikbilek'in sağlayabileceğini öngörerek, muhalefetin tüm yalan dolan ve hırçınlığına rağmen Çelikbilek ısrarımızdan vazgeçmedik! Çok şükür, Yücel Çelikbilek ilk zamanları olmasa da daha sonraki süreçte, bizim asıl amacımızın Beykoz'a hizmet ve güçlü iradeyi muhafaza etmek olduğunu fark etti ve uyarılarımızı dikkate aldı. Alması da kendi yararına oldu çünkü bizler her gün sokaklarda dolaşan, Beykozlularla bire bir sohbet eden insanlardık; masa başında çakılı kalmadık! Tespitlerimizi duygularımızdan arındırarak, yalnızca ortada duran gerçekler üzerinde inşa etmeye çalıştık. Amaçları Beykoz'a hizmet etmekten çok ‘kendi çıkarlarını oluşturmak’ olan birilerinin, tahribat oluşturmak ve yerleşmek istedikleri bölgeleri önceden sezerek, tedbir alınmasını sağlamaya çalıştık.

Çok şükür… Beykoz Halkı da bizim inandığımız gibi Yücel Çelikbilek'e inanarak mutlu sona ulaştı… Ama bu arada insanların Yücel Çelikbilek'e inanmış olmalarının yüzlerine yansımasını fırsata çevirmek isteyen kesimin oluşturduğu büyük bir tehlike daha vardı ve şimdilerde de o çıkarcı kesim hortlama emareleri gösteriyor ki ufukta büyük muhtemel kavgalara davetiye çıkartıyorlar.

Geçmişte, "Beykoz halkını buradan kovacaklar, buraları zenginlere peşkeş çekecekler" diyerek siyaset yapanlar, 2B Yasası'nın Çelikbilek sayesinde Beykoz'a özgü bir hâl almasıyla tükürdüklerini yalamak zorunda kalmışlardır… Ama buna karşın, vatandaş kendi eliyle arsasını satarak kendi isteğiyle Beykoz'u terk etmektedir… Bizler ise Dost Beykoz yazarları olarak buna karşı çıkmaktayız. Beykoz Halkının kendi kazanımlarına sahip çıkarak Beykoz'da kalması gerektiğini savunuyoruz.

Bizler bunu yaparken, ‘birilerinin’ de AK Parti kimliğinin kendilerine sağlamış olduğu imtiyazı kullanarak ‘komisyonculuk’ yapması kabul edilebilir bir şey olmadığı gibi Yücel Çelikbilek'in, "Beykozlu Beykoz'da kalacak" anlayışıyla da ters düşmektedir… Üstelik onlar ki, AK Partili olarak, bu satılan yerlerin daha sonra imar planlarına onay vereceklerdir… Bu imar planları herkesi memnun edecek mi? Eğer etmeyecekse satılmasına aracılık edilen yerlerle ilgili çok büyük tartışmalara yol açacaksınız…

Beykoz sokakları bu dedikodularla çalkalanıyor… Beykoz Halkı, sınıf atlamış olması nedeniyle "Çelikbilek'ten Allah razı olsun" derken, yarın bu imar planlarının ortaya çıkmasıyla birlikte, birilerini ‘Allah belanızı versin!’ demek zorunda bırakmazsınız inşallah.

Komisyonculuk yapacak olanlar lütfen aktif siyaseti bırakıp, emlakçi dükkânı açsın! Siyaseti, üstelik de AK Parti'yi şahsi çıkarları doğrultusunda kullanmasın! Türkiye'nin her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu bir kurumu, böylesi bir zamanda zan altında bırakmasın! Daha önceki yazımda, 2B Yasası’nın ardından yaşanacak sürecin ekonomik anlamda çok cömert olacağını bununda beraberinde büyük tehlikeler getireceğini söylemiştim.

Bu tehlike yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştır. Beyler, "Beykozlu Beykoz'da kalacak" deyip de, kişisel çıkar sağlamak adına aksi istikamette olmayın. Halkın, "Allah razı olsun" dediği ve ona inananların başını yere eğdirmediği Yücel Çelikbilek'i mahcup etmeyin… Bu iş kelle götürür… Sonra demedi demeyin. Sizler bulunduğunuz koltukları birilerinden aldınız ve başkalarına devredeceksiniz. Sizden sonra geleceklerin işini zorlaştırmayın…  

Kim kime ne satmış, kim kimden ne almış bunların bilinmediğini zannetmeyin… Üstelik partinin başında Recep Tayyip Erdoğan'da yokken bence ateşle oynamayın!

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

3 adet yorum var

  1. Cok fazla metafor ve ucuncu kisilere ait zamirlerle dolu bir yazi. Varsa soylemek istediginiz dogrudan acikca yazsaniz daha faydali olurdu.

  2. Ikinci olarak Beykoz halki kagit uzerinde sinif atladi. Bircok kisi kagit uzerinde 300-500binlarik toprak uzerinde yasiyor ama aksama karalahanadan baska yiyecegi yok. Bu adam bu araziyi nakde cevirip kacmasin da ne yapsin. Orada sefa surebilmesi icin rayic + insaat filan derken 300-400bin daha bulmasi gerekiyor. Gel gorki aksama tencerede sadece karalahana var, icine bir sogan dograyabilecek gucu varsa ne ala. Imar konulari oldukca muallak.

  3. Ortada imkansiz denecek soylentiler dolasiyor. Su havzalari degismeden millet bu havza icinde kalan arsalara yuksek olcekli imar vaadi veriyor sagdan soldan kisilerin adini referans olarak kullanarak. Eger AKP burada iyilik yapmak istiyorsa herseyi biran once aciklasin spekulasyona firsat vermesin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER