“Aslan, tilkiye şöyle dedi: “Bana yemek getir, yoksa seni yerim!”
”
Aslan ve tilki ve eşek
Aslan, tilkiye şöyle dedi:
“Bana yemek getir, yoksa seni yerim!”
Tilki, bunun üzerine eşeğin yanına gitti ve ona şöyle dedi:
“Aslan, seni kral yapmak istiyor. Benimle gel!”
Eşek, aslanın yanına varınca, aslan ona saldırdı, onu kulaklarından ısırdı. Eşek çok mücadele etti, aslanın elinden kurtuldu ama kulakları gitmişti.
Yaralı eşek, tilkiye kızdı: “Bana yalan söyledin!”
Tilki cevap verdi:
“Aptal olma! Aslan kulaklarını aldı çünkü krallık tacının kafana oturmasını istiyor.”
Bu söz üzerine eşek, aslanın yanına geri döndü.
Eşeği gören aslan, onun üzerine tekrar saldırdı. Eşek kendini yine zor kurtardı. Bu sefer kuyruğu kopmuştu.
Bunun üzerine tilki, eşeğe şöyle dedi:
“Şimdi, kuyruksuz bu halinle krallık tahtının üstüne daha rahat oturabilirsin.”
Eşek, tilkiye yine inandı ve aslanın yanına geri döndü. Aslan, tekrar saldırıya geçti. Bu sefer eşeği öldürmeyi başarmıştı.
Tilki, eşeğin ölüsünden aslana mükellef bir sofra hazırladı:
Eşeğin akciğerini, karaciğerini ve kalbini süslü tabaklar içinde aslana sundu.
Aslan, “Eşeğin beyni nerde? Onu neden ikram etmedin bana?” Diye sordu merakla.
Tilki cevap verdi:
“Eğer eşeğin bir beyni olsaydı, kulaklarını ve kuyruğunu kaybettiğinde bir daha yanına geri gelmezdi.”
*
Bir yerde rastladığım şu alıntıları çok sevdim:
*Gökyüzündeki yıldızlara bayılırız değil mi? Ama unuturuz ki, bu yıldızları görebilmemizi karanlık gece mümkün kılar.
*Bir kasa elmanın, bir portakal ile karşılaştığını düşün. Elmalar, karşıdakini “portakal” olarak adlandırmak yerine, bu durumu, “elma eksikliği sendromu” olarak adlandıracaklardır.
*Adamın biri, bahçıvana sorar:
*Senin yetiştirdiğin bitkiler nasıl bu kadar büyüyebiliyor?
Bahçıvan, adamı yanıtlar:
“Büyümeleri için onları zorlamıyorum. Sadece büyümelerini engelleyen şeyleri onlardan uzak tutuyorum.
*Yol engebeli hale geldiğinde araçtan inmezsin; kemerini daha sıkı bağlarsın.”
* Kendi ritmini ne zaman bulursun, biliyor musun? Geri adımlarının da dansının bir parçası olduğunu anladığında.
*İnsanın içinden kaçamayacağı en zorlu hapishane, kendi ruhudur.
* Cennete giden yol, kendisini cehenneme giden yol gibi hissettirir. Cehenneme giden yol ise, cennete gider gibi.
*Yeni başlangıçlardan asla korkma. Bil ki bu sefer sıfırdan değil, tecrüben ile başlayacaksın.
*Körün gözünün açıldığı gün attığı ilk şey, o zamana kadar kendisine yol göstermiş olan değneğidir.
**
Ve en sevdiğim sözlerden bir diğeri:
“Kötü para iyi parayı kovar.”
**
Bu da benim bu yazı için son sözüm:
İçine ettiniz her şeyin.
YORUMLAR