Sinan KAVRAKOĞLU
  • 23/11/2016 Son günceleme: 23/11/2016 22:35
  • 6.105

Biz yazarlar yıllardır Beykoz’un en önemli sorunları üzerine güzelleme yapar dururuz.

Bu maalesef Beykozlu vatandaşların beklentilerine doğrudan cevap verme ve o taleplere yönelik araştırmalar ve çözüm önerileri üzerine oldu. "Maalesef" diyorum zira yazarlar olarak bizim toplumun beklentilerine paralel değil, toplumu bekleyenlere yönelik bir vizyon ortaya koymamız gerekirdi. Evet, toplumsal hassasiyetleri gözeten bizler için bu önemli bir hata.

Geçmişte millet çivi dahi çakamazken bizler, "bırakın vatandaş iki sıra tuğla örsün" diye gündem yaptık. Çocuklarımızı bekleyen büyük tehlikeyi göremedik.

Mütemadiyen kapıları dövdük, yasalara ve yasaklara rağmen hep imar ve mülkiyet sorununun çözümüne odaklandık. Ne zaman minik bir taviz koparsak "surda bir gedik açtık, mukaddes mi mukaddes" edasıyla bu işi kotaranlara ve tabi biz yerel medya olarak kendi kendimize methiyeler dizdik. Evlatlarımızın, gençliğin sürüklendiği tehlikeyi göremedik!

Fabrikalar kapandı, yüzlerce aile ya işsiz kaldı, ya göçe zorlandı. Ekonomik imkânsızlıklar ailelerde ciddi kırılmalara yol açtı. Bu kırılmanın gençliği nasıl bir tehlikeye sürüklediğini maalesef göremedik. Bizim bunu görmemiz gerekirdi. Affedin…

Uyuşturucudan bahsediyorum. Özellikle bonzai denilen zehirden…

Maalesef Beykoz’da gençler arasında giderek yaygınlaşan, neredeyse gün ortasında dahi özellikle bazı mahallelerde kullanılan bonzai.

Ucuz olması nedeniyle çok kolay ulaşılabilen bonzainin etkisini arttırmak için zehir tacirleri kullanıma hazır bonzailerin üzerine şişelerce sinek ilacı sıkıyor. Bir hafta kadar kurumaya bırakılan bonzai daha sonra gençlerimize çok ucuz fiyatlara satılıyor ve maalesef esrar statüsünde olduğu için kullanıcı yakalandığında da "kullanıcı, içici" statüsünde olduğu için cezası da yok.

Sigaraların dibini hafifçe kırıp içine bonzai sokan tacirler bir dal sigarayı 10 TL’ye gençlerimize satıyorlar. Kaymakamlığın hemen yanı başındaki kültür merkezlerinde, cafelerde, umumi tuvaletlerde bu sigaraları içip bayılan, bir koltukta kafa kafaya verip sızan gençlerimiz var… Maalesef artık gün ortasında merdivenlerde, sokak aralarında bonzaiden bayılmış, şuurunu kaybetmiş gençlere rastlamak çok mümkün!

Bonzainin zararı eroinden çok daha fazla. Hatta eroinden daha fazla yan etkiye sahip ve ona göre çok daha ucuz ve kolay ulaşılabiliyor. Buna rağmen bonzai hukukta esrar statüsünde kabul edildiği için, içici olan kişiler yakalandığında ifadesi alındıktan sonra hemen serbest bırakılıyor.

Eroinde durum çok farklı… Üzerinde bir içimlik dahi yakalanırsa çok büyük cezası var. Torbacı veya baronların yakalanabilmesi ise neredeyse imkânsız! Zira yakalanmaları kesin bir suçüstüne bağlı olduğundan adamlar ellerini kollarını sallaya sallaya geziyorlar.

Beykoz’da 184 okulda, 941 derslikte 42 bin 140 öğrencimiz var. 6 ve 7. Sınıftan itibaren yavrularımız torbacıların potansiyel hedefidir. Bu konuda yapılabilecek en önemli çalışma okullarımızın çevresine kamera sistemleri kurulmasıdır. Okul müdürleri ve öğretmenlerin sadece okul içine değil, okul çevresine de hâkim olması, okul çevrelerindeki kafelerin sık sık denetlenmesi de çok önemli…

Bu arada, ot ekmenin zamanı gelmiş ve Beykoz’un belli bazı ormanlık bölgelerine kenevir ekmeye başlamışlar. Hasadını da mart, nisan gibi yapıyorlarmış. Yani zehir tacirleri boş durmuyor, durmayacak.

Anne ve babalar olarak çocuklarımız için, geleceğimiz için top yekûn bir mücadele vermezsek yarın çok geç olabilir. Bu tehlikenin farkına varmak, çocuklarımızı da bu tehlikeye karşı uyarmak, eğitmek ve onları çok sıkı takip etmek zorundayız.

Değerli Beykozlular; imar planları, 2-B ve mülkiyet konularından çok daha fazla kaygılanmamız gereken, gün geçtikçe de büyüyen bir sorunumuz var. Aman dikkat…

Vesselam… 

Yazarın Yazıları