Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Şeref KAÇMAZ
Şeref KAÇMAZ

Aşı (lı) –Yorum – 2… Oyun bozulur mu?

​Kapitalist sömürgeci zihniyetin temel anlayışı ‘’Kaynakların sınırlı, ihtiyaçların ise sınırsız’’ olduğudur.

Bu düşünce maalesef Adaleti ve İnsan haklarını ortadan kaldırmaktadır. İslam inancına göre HAKK’ın üstünlüğü söz konusu iken, batılı materyalist anlayış, GÜCÜN üstünlüğünü tercih eder. Eğer güçlü isen, güçsüz olanın malını mülkünü, zenginliklerini, madenlerini alır, ölmeyecek kadar onlara bırakır ve modern köle olarak kullanırsın. Burada insan haklarından, özgürlüklerden, adaletten bahsetmek söz konusu bile olamaz. Bu düşünceye göre, kaynaklar sınırlı ise, bütün kaynakları ele geçirmek hedef haline gelir. Hal bu ki; ‘’OL’’ deyince oluveren ALLAH’a inananlar için, kaynakların sınırlı olmasını kabullenmek haşa, Yüce Yaratıcıyı inkar etmekle aynı anlama gelebilir.  Demek ki, kaynaklar sınırsız, peki ihtiyaçlar sınırsız mı? 10 tane ayakkabınız olsa aynı anda sadece bir tanesini giyebilirsiniz, 10 tane eviniz olsa aynı anda sadece birinde kalabilirsiniz, 10 kg baklavanın en fazla 1 kg nı yiyebilirsiniz…

Gelişmiş ülkelerde yaşayan insanların, ihtiyacından fazla satın aldıkları için, çöpe attıkları gıda maddeleri ile, Dünya’da insan kalmayacağını düşünebiliyor musunuz?

Ya da dolaplarda olup ta giyilmeyen ayakkabı ve kıyafetlerle AÇIKTA insan kalmayacağını?

Zayıflamak için, diyetisyenlere, ilaçlara, spor salonlarına, bireysel koçlara ödenen paralarla, fakir ülkelerde ilaçsızlık yüzünden ölen bebeklerin ilaç ihtiyacının karşılanacağını? 

Ortaçağ Avrupa’sında, köylüler açlıktan sefaletten hastalıklardan kırılırken, saray ahalisinin mükellef sofralarda, çeşit çeşit yiyeceklerin hepsinden tatmak için tıka basa yedikten sonra, bilerek kustuklarını, sonra tekrar yemeye devam ettiklerini biliyor musunuz?

Hakk’ın Hakimiyeti için mücadele eden Osmanlı Devleti’nin 17.yy dan sonra gerilemesi ile Dünya’ya hakim olan Emperyal ve Siyon güçlerin tamamı güce tapıyor ve çoğunluğu kapitalist inanca sahipler. Kendi anlayışlarına göre, sınırlı olan kaynakların hepsine sahip olmak ve sınırsız ihtiyaçlarını karşılamak için her şeyi yapabilirler. Her şey arasında, savaşlarla ya da salgınlarla insan nüfusunu azaltmak var mıdır?

Bir taraftan Dünya Ekonomik formu dahil birçok uluslararası toplantıda, İnsanlığın geleceği ve alınacak önlemlerle alakalı çok masum kararlar alınıp kamuoyunda yayınlanırken, diğer taraftan bir kısmı basına sızan, büyük bir kısmı bilinmeyen gizli ajandalarda, insanlık için ne planlıyorlar acaba? Kaynakları eşit bir şekilde paylaşmayı mı? Yoksa sınırlı kaynaklar tükenmesin diye insanlık dışı önlemler almayı mı?

Covit-19 un, bundan önce Dünya’yı tehdit eden virüslerin yayılması konusunda sabıkalı olan ÇİN’den yayılması tesadüf olabilir mi? Oyun kurucular, İnsanlığa korku ve endişe yayarak, ölüm korkusu ile her türlü çareye başvuracakları bir zemin mi hazırlamak istediler?  Virüs ortaya çıkmadan yıllar önce Dünya’yı bekleyen asıl tehlikenin salgın hastalıklar olduğunun açıklanması, aylar önce AŞI çalışmalarında sona gelindiğinin ilan edilmesi, büyük bir kitleyi aşı bekler hale getirmedi mi?

Ancak henüz kendi akıllı aşılarını piyasaya sürmeden, uzun yılların verdiği tecrübe ile ÇİN, klasik yollarla İNAKTİF aşı geliştirdi ve önce kendi ülkesinde kullandı, sonrada diğer ülkelere sattı. Bu hamle, kısa vadede ve şimdilik BÜYÜK OYUNU BOZMUŞ olabilir mi?

Salgının ilk aylarında, Covit-19 virüsünün, ÇİN tarafından üretildiği, virüsün protein bazlı hücre olduğu ve laboratuvar ortamında hazırlandığı suçlamasını yapan ABD başkanı değil miydi? Peki bugün MRNA teknolojisi ile üretilen aşılarda kullanılan Covit-19 virüsü de laboratuvar ortamında üretilmedi mi? Araştırılması gereken pek çok konu var. MRNA da ki risk nedeniyle, iki doz İNAKTİF aşı olanlara ilerleyen günlerde 3. Doz aşıyı MRNA olmaları konusunda bir algı yönlendirmesi ya da baskı gelebilir mi?   Böyle olursa bu algı ya da zorlama ‘’YENİ BİR OYUN’’ anlamına mı gelir?

Bu arada bir parantez açarak dikkatinizi çekmek istiyorum ‘’Afganistan’dan ayrılan ABD silahlı güçleri hangi ülkeye gitti?’’ ….konumuzla ne alakası var? diyeceksiniz.

‘’Benin adım Tatar Ramazan, ben bu OYUNU BOZARIM’’ diyor ya film sahnesinde, bozulacak çok oyun var, Aziz Milletimizin bağrından çıkan pırıl pırıl gençlerimizi gördükçe şunu çok net ifade edebilirim; Allah’ın izni ile BİZ BU OYUNU/OYUNLARI BOZARIZ….

Kendi emellerine ulaşmak için İnsanları sömüren, köleleştiren, kobay olarak kullanan küresel zalimlere de unuttukları bir gerçeği hatırlatmak istiyorum;

‘’Hani bir vakitler, o kâfirler, seni tutup bağlamak veya öldürmek veya sürüp çıkarmak için sana tuzak kuruyorlardı da, onlar tuzak kurarken Allah da karşılığında tuzak kuruyordu. Öyle ya, Allah tuzakların en hayırlısını kurar ’’ Enfal/30

Adaletin Güçlü, Güçlünün de Adil Olduğu Bir Dünya’nın kurulması duası ile Allah’a emanet olunuz.

Şeref KAÇMAZ
Şeref KAÇMAZ HAKKINDA

1970 Yılında Beykoz’da doğdu. Babası Giresunlu, Annesi Rizeli olup aslen Karadenizlidir. Sırasıyla Beykoz Fatin hoca İlköğretim Okulu, Beykoz Ziya Ünsel Ortaokulu, Beykoz Anadolu Hisarı Ticaret Meslek Lisesini bitiren KAÇMAZ, İstanbul Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Programlar İşletmecilik Bölümü (İ.T.Ü. SMF DMYO) ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesinden mezun oldu. 1981 – 1987 Yılları arasında Beykoz’un farklı mahallelerinde birçok atölyede Cam Dekor işçiliği (çıraklık, kalfalık, ustalık) yaptı. 1987-1992 yılları arasında özel bir SMM bürosunda çalıştı. Şeref Kaçmaz, 1986 – 1987 yılları arasında Beykoz Spor Kulübünde boks sporu ile ilgilendi. Askerlik görevini, Sarıkamış 9 uncu Piyade Tümeni, Tümen Karargâhı Merkez Şubede tamamlayarak, üstün hizmet belgesi ve takdirname ile terhis oldu. Beykoz 1908 Spor Kulübü Denetim Kurulu üyesi, Gümüşsuyu Spor Kulübü Yönetim kurulu üyesi, Beykozlu Giresunlular Derneği, Beykoz Can Simidi Derneği, Anadolu Gençlik Derneği üyesi olan Kaçmaz, önceki yıllarda Kızılay Beykoz Şubesi Yönetim Kurulu ve Can Simidi Derneği Denetim Kurulu gibi birçok sivil toplum kuruluşunda görevlerde bulundu. Ayrıca bazı internet haber sitelerinde köşe yazıları yazdı. 1987 Yılında Refah Partisinde Siyasete başladı. Refah ve Fazilet partilerinin değişik kademelerinde görevler aldı. 2002 -2008 arası Saadet Partisi İlçe Başkan Yardımcılığı, 2009-2010 yıllarında A.G.D. Beykoz Başkan yardımcılığı yaptı. 2010 yılında SP İl Yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirildi. 2014 Mart Yerel Seçimlerinde Beykoz SKM Başkanı, Seçim sonrası Beykoz İlçe başkanı olarak görevlendirildi. 2 dönem ilçe başkanlığı yaptıktan sonra 2020 yılında kendi isteği ile Beykoz ilçe başkanlığı görevini bıraktı. 1 Kasım 2015 ve 24 Haziran 2018 seçimlerinde 1. Bölge Milletvekili adayı oldu. Şeref Kaçmaz, evli ve Yıldız Teknik Üniversitesi Bio Mühendislik Bölümü öğrencisi Zeynep Esma ve Sakarya Üniversitesi Bilişim Sistemleri Mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Ömer Hüseyin adında bir kız ve bir erkek olmak üzere iki çocuk babasıdır. 1992 yılından bu yana, Turizm, İnşaat, Kozmetik, Tarım ve Sanayi sektöründe faaliyet gösteren özel bir şirketler grubunda yönetici olarak çalışmaktadır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER