Nöbetçi Eczaneler“Sözlerimin başında itiraf etmeliyim ki, 1972 yılından bu yana 41 sene içinde, Bediüzzaman Hz.’nin o çileli hayatı hakkında ona yakın ciddi biyografi okudum.
”
Bediüzzaman Hz.’ni tanıdığımı zannetmiştim. Tâ ki 18 Eylül 2013 tarihinde elime geçen, “ARŞİV BELGELERİ IŞIĞINDA, Bediüzzaman Said Nursî ve İlmî Şahsiyeti” adındaki güzîde eseri okumaya başladıktan sonra, Bediüzzaman Hz.’ni çok daha iyi anlamaya başladım. Demek ki Üstad, sadece tanımakla anlaşılmıyormuş…
Her biri (I. Cilt 1167, II. Cilt 1159, III. Cilt 1323 sayfa olarak) 1000’er sayfayı aşkın bu üç cilt eserlerin, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık arşivlerindeki, üstelik de o günkü despot zihniyet tarafından hazırlanan belgeler ışığında hazırlanmış olması, tek kelimeyle müthiş bir başarıdır. Bu üstün başarılarından ve bunca yoğun işlerine rağmen esirgemediği azimkâr gayretlerinden dolayı, Rotterdam Üniversitesi REKTÖRÜ, Prof. Dr. Ahmet Akgündüz hocamıza şükranlarımızı arz ediyorum…
Şu anda III. Cildin 114. Sayfasındayım. Diğer iki ciltteki ve bu III. Cildin okuduğum kısımlarındaki (başka biyografilerden farklı olarak) hissettiğim ulviyet, câzibe ve akıcılığın sebebini çok merak ediyordum. 7 Nisan 2015 Tarihinde, bir basın toplantısında Bediüzzaman Hz.’nin talebelerinden Abdullah Yeğin abinin “Üstadımız hakkında, ileri tarihlerde büyük bir Tarihçe-i Hayat yazılacağına dâir ve ‘bu gün yazılamayan her şeyi o tarihçede bulacaksınız’ şeklinde bir müjdesi vardır” anlamındaki itirafları, bir nebze bu merakımı gidermişti. Çünkü bu itiraf bu eserlerle örtüşüyordu. Ancak Abdullah Yeğin abinin arz ettiği bu müjdesinin, daha da açıklanması gereğini düşünüyor, bekliyor ve istiyordum.
Bu açıklamayı da Allaha binlerce şükürler olsun ki, Prof. Dr. Ahmet Akgündüz hocamızdan, bir vesile ile yaptığım bir röportajda daha net öğrenmiş oldum. O Röportaj kaydını tekrar tekrar dinleyerek, deşifre ettiğim müjdeyi, sizlerle de paylaşmak istiyorum. Tâki bu “Arşiv Belgeleri Işığında, BEDİÜZZAMAN… ..” adlı eserlerin özelliği ve değeri daha iyi anlaşılsın…
O röportajdan ilgili bölüm: “..Muhtemelen 1959 tarihiydi. Bediüzzaman Hz. Isparta’dadır. Ahmet Feyzi abi üstadın ziyaretine gitmiş. Yanında da Hüsnü Bayramoğlu abi var. Üçümüz beraberiz. (Bu kısmı anlatan Hüsnü Bayramoğlu abi) Üstad Hz. Birdenbire ikimize döndü ve Ahmet Feyzi abiye hitaben dedi ki: ‘GARDAŞLARIM ve GARDAŞIM AHMET FEYZİ… SENİN O İKİ KİTABINA [A. Feyzi abinin Üstad ve R. Nur hakkındaki iki kitabını işaret ederek] ANLATTIĞIN HAKİKATLER, [birisi Mehdiyyet, diğeri Seyyidlik konusu] İSTİKBALDE ORTAYA ÇIKACAK. ANCAK, SEN VE BEN GÖREMEYECEĞİZ.’ Dedi. (Akgündüz hocam devam ediyor.) Bu olayı Hüsnü Bayramoğlu abi, bizim SEYİTLİK ile ilgili basın toplantımızda anlattı. Ben de ilk defa bu gerçeği orada dikkatle ve şaşırarak dinledim. Hüsnü Bayramoğlu abi ise “ben de bu olayı, o seyitlikle ilgili basın toplantısında hatırladım” demişti. Abdurrahman Iraz da Hüsnü abiye o gün te’tid ettirdi…
Esas müjde Ahmet Feyzi abiye hitaben şöyle verilmiş: ‘GARDAŞIM, İSTİKBALDE BÜYÜK BİR TARİHÇE-İ HAYAT KALEME ALINACAK. SİZ ÜSTADINIZIN KİM OLDUĞUNU TANIMIYORSUNUZ. O ZAMAN ÜSTADINIZIN ŞAHSİYETİ ORTAYA ÇIKACAK. KAREDEŞİM AHMET FEYZİ, SENİN KİTAPLARINDA BÜTÜN ANLATTIKLARINA MUVAFAKAT EDİYORUM.’ Diye müjde vermiş…”
Saygıdeğer dostlarım.
Hüsnü Bayramoğlu abimiz hayattadır ve hafıza yönünden de çok sağlıklıdır. Dileyen bu ilginç müjde hakkında kendisiyle de görüşebilir.
Ben Üstad Hz.’nin o müjdesinin, tamamen bu eserler hakkında olduğuna inanıyorum. Yukarıda da arz ettiğim gibi, zaten bu gerçekleri öğrenmeden önce de, bu (7 cilde tamamlanacak fakat) şimdilik bu üç cilt eserlerde bir ulviyet, câzibe ve farklılık hissediyordum. “Bu binlerce sayfa kitap, acaba niçin üşenmeden okunabiliyor” diye merak ediyordum. Tüm dostlarıma, araştırmacılara, nur talebelerine ve herkese, bu eserleri okumalarını hararetle tavsiye ediyorum…
***
NOT: Bu eserin hazırlanmasında, maddi ve manevî olarak emeği geçen tüm himmet ehline de şükranlarımızı arz ediyoruz… Temin etme adresi: Osmanlı Araştırmaları Vakfı. 0212 513 40 33 Zeynep Sultan Camii Sokak No:29 (34410) Gülhane/İSTANBUL
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA
A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…
YORUMLAR