Salih ŞİŞMAN
  • 03/06/2017 Son günceleme: 03/06/2017 18:11
  • 9.263

Antivirüs programları hepimizin malumu virüs denen ve kendi de bir program olan kötü amaçlı yazılımlara karşı yazılmış, bilgisayar sistemini bu tarz kötü yazılımlardan temizleyen ve koruyan programlardır.

Bilgisayar sistemlerinin hayatımızın her aşamasında olması ve kullanımının artması akabinde virüs programları da çoğalmıştır. Her geçen saniye yenileri yeni sistemlere bulaşmak için adeta sıra beklemektedir.

Bilgisayar sistemlerinin korunması amacıyla bir sektör doğmuştur. Bunun içinde antivirüs firmaları olduğu gibi güvenlik sistemleri üzerine danışmanlık hizmeti veren firma ve kuruluşlarda vardır.

Bu güvenlik sistemleri oldukça gelişmiş ve gelişimini sürekli devam ettirmektedir. Keza bu alanda sadece antivirüs programları değil STS denilen ‘Saldırı Tespit Sistemleri’ gibi mekanizmalarda yer almaktadır. Hatta bu sistemlere günümüzde artık yapay zeka dediğimiz kavramda eklenerek başarı oranının artırılması amaçlanmaktadır.

Konuyu fazla uzatmadan günlük bireysel kullanımda daha çok antivirüs kavramını duyduğumuzdan yazımızı bu kavram üzerinde yoğunlaştırmayı düşünüyorum.

Artık günümüzde bu hususta daha çok virüs, spyware, malware, adware gibi kavramlar duymaktayız. Öncelikle azda olsa bu kavramları açıklayalım:

Virüsler, tüm bilgisayar sistemini ele geçirmek üzere tasarlanabilecekleri gibi lokal uygulamalara müdahale edip sisteminizi bozmak için de yazılabilirler. Bilgisayar sistemine en büyük zararı veren yazılımlardır.

Spyware (Casus) yazılımlar ise bir sistemin tamamı için değil bazı bilgileri elde etmek için oluşturulmuşlardır. Mesela, internet sitelerine üyelik için girdiğimiz şifreler, bankacılık işlemlerinde ki şifre ve kullanıcı adlarının çalınması bu tarz yazılımlar üzerinden yapılır. Bunun yanında hangi sitelere girip çıktığınız hep takip altındadır. Adından da belli olduğu üzere casus program görevi yapar.

Adware, reklam yazılımıdır ve iyi ve kötü yanları da vardır. Bunun yanında trojen (Truva atı), Worms (Solucan) gibi kavramlarda vardır. Yazımız hedef kitlesini sıkmamak ve anlam karmaşası oluşturmamak için bunların detaylarına girmeyeceğim. Bilmemiz gereken minimum bilgiler bunlardır ve şu an günümüzde önemli olan bu kavramlardan ziyade kullandığımız sistemlerin güvenliğini sağlamak için ne yapmamız gerektiğidir.

Bilgisayarımız dışarıya açık yani internete bağlı olduğu müddetçe veya dışarıdan başka sistemlerden aktarılan verileri kabul ettiğimiz sürece virüsler, casus yazılımlar, kitlesel veya bireysel saldırılar gibi etkenlere hazırlıklı olmalıyız.

Antivirüs programları bu safhada devreye girecektir ama unutulmamalıdır ki kullanıcıların da asgari tedbirleri alması gerekmektedir. En güncel Antivirüs programları bile daha önce sistemlere zarar vermiş ve tespit edilebilmiş kötü yazılımları bulur ve temizler. İnsan yapımı olan bu yazılımlarda bazen bazı şeyleri kaçırabilmektedir. Gerçi günümüzde bu hatalar an aza indirgenmeye çalışılmıştır ama hiçbir zaman hiçbir antivirüs firması size yüzde yüz garanti veremez. Onun için biraz önce de belirttiğim üzere kullanıcılarda gerekli güvenlik tedbirlerini almalıdırlar.

Bu yazıyı bir farkındalık oluşturmak için yazdığımdan dolayı herhangi bir antivirüs programı tavsiyesinde bulunmayacağım. Amacım burada kullanıcıları biraz araştırmaya yöneltmektir. Çünkü geniş bir konu olduğundan köşemizin limiti buna izin vermeyecektir.  Keza, antivirüs programı tavsiyesi kullanıcının beklentilerine ve kullanım alışkanlıklarına göre değişebilecektir. Yine kullanıcılar tarafından alınması gereken tedbirlerde ufak bir internet araştırmasıyla bulunabilir.

Kendi adıma konuşursam yıllarca sistemimde neredeyse tüm antivirüs programlarını kullandım. Memnun kaldıklarımda oldu memnun kalmadıklarımda. Dönem dönem kullanım alışkanlıklarımda değişiklikler olmuş ve çok yüksek güvenlik gerektirecek bir durum olmadığında bazı antivirüs programları gereksiz yere sistemimi tabiri caizse sömürmeye başlamış, yüksek güvenlik ihtiyacı olduğu zamanlarda da bazıları yetersiz kalmıştır. Şu an bireysel olarak kullandığım bilgisayarda o bilindik markalı antivirüsler kullanmıyorum. Kullandığım klasik Windows sürümüne gömülü, Windows’un kendi antivirüs yazılımı Microsoft Security Essentials yazılımıdır. Herhangi bir yükleme yapmadan Windows işletim sistemi içerisinden aktif haline getirdiğim bu yazılım şimdilik bana yetiyor. Çünkü girdiğim sitelere dikkat ediyor, sosyal medya veya diğer sitelerdeki harici linkleri tıklarken dikkatli davranıyor, ufak tefek multimedya işlemlerimde bana fazlası gerekmediğinden bu yazılım bana yetiyor da artıyor bile. Şu an ki kullanım alışkanlığıma bakmadan yüksek özellikli bir antivirüs kullansaydım İşlemci ve RAM yükü sebebiyle bilgisayarımı stabil kullanamayacaktım.

Sonuç olarak hangi antivirüs programını kullanacağınız beklentinize göre değişecektir.

Yazımı bilişim dünyasında bilgi güvenliği hususunda en iyi tedbirin yine son kullanıcılarda bittiğine dair çok güzel bir örnekle sonlandırmak istiyorum. Dünyaca ünlü antivirüs şirketi McAfee’nin sahibi John McAfee 2013 yılında verdiği bir beyanatta şunları söylemişti:

‘Sık sık IP adresimi değiştiriyorum, cihazlarda ismimi kullanmıyorum ve Porno siteleri gibi virüs bulaştırma riski olan internet sitelerine girmiyorum.’

‘Eğer biri bana bir link gönderirse, gerçekten gönderen kişinin o olduğundan emin olana kadar linki açmıyorum.’

‘Kulağa garip geliyor olabilir ancak başka birinin yazılımına güvenmektense kendi düşüncelerime ve cihazlarıma güveniyorum.’

Bir dahaki yazımızda görüşmek dileğiyle…

 

Yazarın Yazıları