Saadettin KILIÇ
  • 24/02/2020 Son günceleme: 24/02/2020 08:55
  • 3.641

Kesinlikle değildir.

Fakat  “Annelik Bir Kariyerdir” iddiaları hiç birimize yabancı değildir.

Çünkü annelik ya da babalık evrende bilinen tüm dişi ve erkek canlılarda yaratılıştan kazanılmış bir özelliktir, sonradan emek harcanarak kazanılan bir nitelik değildir...

Kariyer ise toplumsal kaygıları amaç edinen tüm meslek guruplarının en genel tanımı ve sonradan sadece emekle kazanılan bir sandır. Ama yine de her anne ve her insan yaratılıştan doğadaki en nitelikli canlılardır...

Peki, annelik kariyerine öne çıkararak en az Üç Çocukönerisinin asıl hedefi nedir?

Elbette ki, toplumun en az yarısını oluşturan kadın örgütlemesini diri tutmaktır...

Dikkat edilirse AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en aktif yandaşları çoğunlukla kadınlardır.

Özellikle başbakanlık döneminde yaptığı örgüt toplantılarında Kadın Kollarını her zaman daha çok ziyaret etmiştir. Bu toplantılarda tüm ülkedeki kadınlara hitap ederek sık, sık “üç çocuk yapın” çağrısı yapmıştır.

Parti genel başkanlığından ayrıldığında mesafe biraz açılmıştı ama yeni anayasa ile partili Cumhurbaşkanlığına geçince, emeline yeniden kavuşmuştur.

Partili Cumhurbaşkanı olmayı da en çok bu nedenle istiyordu, çünkü kadın partililerden kopmak ona riskli geliyordu.

Üç çocuk çağrısının nedenlerine geçelim:

Üç çocuk doğuracak her muhtemel saygıdeğer anneler için en az altı yıl sosyal yaşamdan kopmak demektir.

Neden mi? (Bakara Suresi Ayet 233: Anneler, çocuklarını emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için İKİ BÜTÜN YIL EMZİRİRLER.)

İşte en azından bu ayete göre bile yeni doğan üç çocuk için çarpı iki yıldan, eşittir altı yıl gereklidir. Çünkü hem bilimsel, hem de dinsel olarak çok iyi bilinir ki; her annenin, her yeni doğan çocuğunu en az iki yıl emzirmesi, çok yakın ilgi ve çok yoğun sevgi göstermesi gerekir.

Bu da; üç çocuk doğuran her annenin, en az altı yıl, yaşamının çok büyük bir bölümünü evde geçirmesi; bilim, sanat, zanaat, sosyal yaşam dan uzak kalması demektir.

Giderek ev kadınlığına dönüşen yaşamlarında; İmam Hatip Mezunu AKP’li militan bayanların rutin “KURAN GÜNLERİ” toplantılarına katılmaları demektir.

Öyleyse Türkiye nüfusunun yüzde ellisi olan kadınlar üç-dört çocuk yapsınlar ki; toplumun yarısı bebeklerine bakmak için mecburen evlerine kapansın ve bilim, sanat, zanaat, sosyal yaşamdan uzaklaşıp yaşamlarını genellikle evlerinde dinsel toplantılarla geçirsinler.

Bu tespitler bir niyet okuma değildir:

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz