Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

Anıtkabir’de tek yürek

Ramazan Bayramı’nın ikinci günü bir dizi ziyaretlerde bulunmak amacıyla gittiğim Ankara’da, ailemle birlikte, Anıtkabir’i de enine boyuna gezme imkânı buldum.

Anıtkabir’e daha girer girmez Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Atatürk’ün manevî havasının ihtişamını hissediyorsunuz. “Nereden nereye?..” demekten kendinizi alamıyorsunuz. Güzel ülkemiz ne badireler atlatarak bu günlere gelmiş. Bugünkü sefalı günlerimizi borçlu olduğumuz cefalı insanları tanıyorsunuz orda… Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere diğer cefalı ve vefalı insanlar… 

Anıtkabir Müzesi’nde canlı gibi figüre edilen savaşlar gerçekten çok etkileyici… Yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle bütün bir millet tek yürek… Bir tarafta dua eden bir neferimiz, diğer tarafta başörtüsüyle cepheye mermi taşıyan o zamanlar genç bir kız olan ninelerimiz… Aralarında hiçbir husumet yok… Herkesin tek bir amacı var: Vatan topraklarını düşmana çiğnetmemek; namusu ve şerefi payimal ettirmemek… Bir kadının başörtüsüne el uzattığı için Fransız askerini bir kurşunla yere seren ve Maraş’ın kurtuluşunu başlatan Sütçü İmam da orda…

Büyük önder Atatürk’e sevgilerini göstermek için Anıtkabir’e ziyarete gelenlerin durumu da farklı değil… Yaşlısı genci, kadını erkeği, sakallısı sakalsızı, başörtülüsü başörtüsüzü… Hepsi başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu ülkenin cefakâr insanlarına sevgilerini göstermeye gelmişler. Kimsenin arasında hiçbir bir sorun yok ya da birilerinin provoke ettiği gibi kimsenin Atatürk veya Atatürkçülükle en küçük bir sorunu yok.  Herkes birbirine çok nazik davranıyor. “Sen başörtülüsün buraya ayak basamazsın!..” demiyor. Anıtkabir’i kamusal alan ilan etmiyor. Zaten bir devlette kamusal olmayan bir alan yoktur. Kamusal olmayan alan başka milletlerindir. Bu devletin değil.

Herkes Başkomutan’a dualar yolluyor. Önünde saygıyla eğiliyor. Onun mozolesi önünde fotoğraf çektirmek için sıraya giriyor. 

Liderlik yapmak gerçekten önemli bir meziyettir. Ama Kurtuluş Savaşı gibi badireli ve sıkıntılı yıllarda liderlik yapmak daha da önemli bir meziyettir. İşte bunu Anıtkabir’e gidince anlıyorsunuz… “Yirminci yüzyılın tartışmasız lideri Atatürk’tür!..” diyorsunuz. Çünkü o yıllar yoklukta var olmak gibi bir şey… Etnik kökeni ne olursa olsun bütün Anadolu insanını bir arada tutmak ve var olmak mücadelesine tutuşmak… İmkânsızın da ötesinde bir şey… Ama tek yürek olunca zor da olsa başarılıyor… Ülkemize medeniyet getireceklerini iddia eden medeniyetsiz ve güçlü devletler Anadolu topraklarından atılıyor…

İşte milletimize bu imkânsızı başartan imanlarıdır… Büyük önder Atatürk’ün etrafında tek yürek olmalarıdır… Aralarında hiçbir ayrım yapmamalarıdır…

Üç tane bir, ayrı ayrı yazılınca, üç değerindedir. Ama bitişik yazılınca, 111 değerindedir. Değerleri birden on veya yüz katına çıkar. İşte bir milletin tek yürek olması böyle bir şeydir. Kuvvetleri, birden, on veya yüz katına çıkar. Manevî kuvvetleri artar. İşte Kurtuluş Savaşı’ndaki birliktelik böyle bir birlikteliktir. Yoksa yedi düvele karşı verilen savaş nasıl kazanılırdı?..

Zaman zaman birilerinin provoke etmesiyle, laiklik, çağdaşlık, modernize gibi kavramlar da kullanılarak, dindar halkıyla arasına mesafe konulmak istense de, aradan geçen uzun sürece rağmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yaşadığı çetrefilli yıllardaki gibi, hâlâ halkı arasındaki birlikteliği ayakta tutmakta, Anıtkabir’de herkesin tek yürek olmasını sağlamaktadır. Başörtülü başörtüsüz ayrımı yapanların iğrenç yüzüne manevî tokadını çakmaktadır. Zaten o, İngilizlere, Fransızlara, İtalyanlara ve Yunanlılara’a karşı kadınlarımızın başörtüsüne el uzatılmasın diye savaşmamış mıdır?.. Dini için, milleti için savaşan bir büyük önderin ismi; milletine ve dindaşlarına baskı aracı olarak kullanılmaktadır… Ne dersiniz?.. Her şey amacından ne kadar saptırılmış değil mi?..

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER