Çetin ÜNLÜ
  • 26/10/2015 Son günceleme: 26/10/2015 18:56
  • 3.797

Bugün kendi kendime geçmişi irdeleyip analiz ederken, Anavatan Partisi’nin nasıl kendi teşkilatları tarafından yok edildiğini, üzüntü duyarak, tekrardan yaşadım. Maalesef.

Rahmetli Özal’ın güç kaybına neden olan bazı il ve ilçelerde ki Anavatan Parti teşkilatları hatırlarsanız, bu günde olduğu gibi çıkarcı partililer ve Özal’a yakın çevrelerden oluşmuştu.

Şimdi bu nereden çıktı diyenleri duyar gibiyim.

Gözlemlerimiz, duyumlarımız ve gelişmeler öyle gösteriyor ki, AK Parti’nin kan kaybetmesine,  Anavatan Partisi’nde olduğu gibi  özellikle ilçe teşkilatlarında etkin görev üstlenen bazı zat-ı muhteremlerin, parti amblemini kalkan yaparak kendi çıkarlarını, parti menfaatlerinin üstünde tutan yönetim kadrolarıdır. (Görevlerini sadece halktan aldığı güçle yapan İl ve İlçe teşkilatlarını bu bağlamda tenzih ederim.)

Şu an mevcut Devlet Başkanımız olan Sayın; Erdoğan ve ekibi 2001 yılında AK Partiyi kurup özellikle de ilçe teşkilatlarını açarken, o dönemde kendisinin yanında olan yol arkadaşları, Erdoğan Beştepe’ye çıktıktan sonra, yeni seçilen ilçe parti yönetimleri tarafından pasifize edilerek, yerlerine de dolgu malzemesi olarak, muhalefet partilerinde görev almış, lakin iç huzuru bozarak, hizipçilik yaptıklarından ötürü dışlanarak, partilerinden ihraç edilmiş, çıkar siyaseti yapanlar montalanarak, kaynak yapılmıştır. Zira bunlardan bazılarına da, belediye bünyesinde kıyak görevler tahsis edilmiştir.

Unutmayın; batan gemiyi, ilk fareler terk eder…

Bu anlamda da gerçek AK Partililer küstürülmüş ve küstürülmeye de devam edilirken, bu yapılan menfur yanlış politikalardan ötürü AK Parti, bazı ilçelerimizde oy kaybına uğramıştır.

Evet, bunlar herkesin konuştuğu, bildiği, lakin kimsenin dillendiremediği konulardır.

Anavatan Partisi’nin son dönemlerini anımsayanlar, olayı nereye bağlayacağımı anlamıştır. Gelişmiş ülkelerde siyasete atılan iş adamları, ticari faaliyetlerine, siyasette oldukları sürece ara veriyorlar, ticari ilişkilerini donduruyorlar.

Üçüncü sınıf demokrasi anlayışına sahip  ülkelerde ise farklı  bir tablo ortaya çıkıyor. Siyasete atılanlar, yakınlarını bulundukları yerlerde en üst makamlara getirmeye çalışıyorlar. (Sizlerden bahsediyorum, lütfen üzerinize alın.)

Sonrası; dernek adı altında çeşitli memleket platformları kurarak, finansı yüksek projelerle siyasi yaşamlarını sürdürüyorlar.

Vatan-Millet, Din-İman  onların şahsiyetlerinde  bir başka anlam taşıyor. Çocukları, amcaları, dayıları, eşleri, dostları parası bol olan veya koltuğu boş olan yerlere oturtulmak için fırsat kolluyorlar.

Evet, AK Partili olmayı beceremeyerek, AKP’li olanlar, Tayyip Erdoğan’ın ilçe teşkilatlarında, mirasını yiyenler, size sesleniyorum; Güven kaybı, iç çekişmeler, partili görünüp başka partilerle iş-güç birliği yapanlar. Ekonomik evlilik kuranlar. Çıkarlarını parti menfaatlerinin üstünde tutanlar. 2B arazilerini toplayanlar, hazine arazilerini parselleyenler, nereden geliyor bu değirmenin suyu? Açıklayın da kamuoyu aydınlansın.

Unutmasınlar ki vatandaş koyun değil. Seçmen aptal değil. Gün gelir sandıkta bunun hesabını bildiği gibi verir. Hiç kimse böbürlenmesin! Lakin sizin gibiler yüzünden AK Parti zarar görüyor. Ben ve benim gibi gören ve düşünenler bu duruma üzülüyoruz.

Bu ve yukarıda belirttiğim, durumlardan ötürü, vatandaş inanın ki, sadece ve sadece partinin kurucusu olan Tayyip Erdoğan ismine AK Partiye oy veriyor. Vatandaş Devlet Başkanımız Erdoğan’ı seviyor. Onun samimiyetine inanıyor.

 

Yazarın Yazıları