Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 16/06/2008 00:11
  • 29.970

Şu sıralar Beykoz ulusal anlamda tartışma konusu olsa da, kısa süreli bir gündem olduğu için değinmeye gerek yok....

Süreç itibariyle uzun vadede Beykoz'un kaderinde etkili olacak konuları tartışmak kaleme almak daha isabetli bir davranış olur diye düşünüyorum...

Ben önce, bu yazıyla ne kimseyi karalamak, ne kimseye katkı sağlamak nede Beykoz'a zarar vermek amacında olmadığımı belirtmek istiyorum... Çünkü yazacağım konuların konuşulduğu yerlerde bana da bazı roller biçiliyor, kimisi beni ipe çekiyor, kimisi asıyor, kimisi de bazı vaatlerde bulunuyor…

Dost Beykoz'dan ne isteniyor....

Yaklaşan yerel seçimlerle beraber siyaset kirlendikçe kirleniyor.... Teklifler art arda geliyor. Bu atmosferde Dost Beykoz seçimlere yönelik ortaya kapitalist bir anlayış koymayı kendine yakıştırmaz ayrıca çizgisinden de taviz vermez... Bu nedenle bizimle ilgili endişe duyulmasının gereksiz olduğu gibi, kamu adına yanıltma içine girmemizin beklenmesi de abesle iştigâldir. Yani demem o ki, Dost Beykoz seçimlerde yine halkın yanında olacaktır.

Dost Beykoz “Yerel Seçim Dosyasını Aralıyoruz” projesiyle başlatmış olduğu tartışmayı takip ediyor.... Yaşanan tartışmalar, Dost Beykoz'un ortaya atmış olduğu isimler konusunda yüzde doksan doğru teşhis yaptığını ortaya koyuyor. Fakat seçimlerin seyrini değiştirmek adına yerel siyasetçilerin ortaya koymuş olduğu politikalar hiçte umut vermiyor.

Kulislere kulak kabarttığınızda yerel seçimlerin iki parti arasında geçeceğine yönelik net bilgilere ulaşabiliyorsunuz... AK Parti ve CHP.. Tabi AK Parti'ye açılan kapatma davasının sonucu Beykoz'un siyasi yapısını da ister istemez etkileyecektir. Bu belirsizlik ortamını, AK Parti ve CHP'nin evrak yarışı yaptığı sırada, diğer partiler, birbirlerini kötülemek yerine projelerini halka anlatarak değerlendirirlerse, en azından siyasi yarışın ciddi tarafları olduklarını ispat etmek gibi bir kazanımları olacaktır.

AK Parti'de Muharrem Ergül'e yönelik ciddi manada aksi beklentiler hüküm sürüyor... Kendi içlerinde bir muhalif grup var ki, “Cumhuriyetin değerleri ekonomik kazanımların yok olmasından daha önemlidir” şeklindeki aciz bir söylemden medet umanlardan daha kötüler.

Cumhuriyetin tehlikede olduğunu iddia edip Türk halkını karanlığa mahkum etmeye çalışan zihniyet nasıl aslı astarı olmayan iddialarla vatandaşın sofrasındaki ekmeğe göz koymuşsa, AK Parti içindeki bu grupta buna benzer bir anlayışla kapatma davasından medet umuyor…  Bu düşünceler iki kutuplu yönlendiriliyor… Birinci kutupta Ergül'ün yeniden aday olmasını engellemek, ikinci kutupta ise muhtemel kapatma sonrası oluşacak yeni yapılanmada etkin konumları ele geçirerek, öncelikli hedefe farklı bir yolla ulaşmak vardır. 

Kapı arkalarında çizilen senaryolar ve belge pazarlıkları sonucunda bu hedefe ulaşılsa da, AK Parti Genel Merkezi’nin kendi tespitleri sonucunda Ergül’ü yeniden aday göstermemesi gibi meşru sayılmayacaktır.

Ergül sadece parti içinde değil muhalefet partilerince de kuşatılmış durumda… “Dostlar bizim, düşmanları kazanalım” anlayışından vazgeçmekte geç kalan Ergül’ün; bunca engeli aşıp, seçim kazanmasını bir tarafa bırakın, yeniden aday olması bile büyük bir başarıdır.

AK Parti içindeki karmaşanın bir benzeri de Cumhuriyet Halk Partisi’nde yaşanıyor. Orda da Şaban Tören, Alaattin Köseler kovalamacısı günden güne netleşiyor… Köseler, Tören’in, adını gündemde tutmak adına yapmış olduğu çeşitli girişimleri hiçbir şekilde ciddiye almıyor… Parti tabanından da net bir destek bulamayan Şaban Tören’in; İlçe Başkanı Ayten Kayalıoğlu’ndan destek aldığı söylenen, İl Başkanı ve partinin üst düzey yöneticileriyle ilişkileri uzun yıllara dayanan Alaattin Köseler’in karşısında şansı oldukça zayıf görünüyor. Şaban Tören'in Köselere yönelik sıfır kilometrede olma avantajı vardır. Köseler'in yıpranmış ve eleştiri konusu olabilecek durumları Şaban Tören'de yoktur.

Diğer bir acı ise, sosyal demokratların 20 yıldan fazla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ele geçiremedikleri gerçeğinden yola çıkarsak, 4. Dönem Belediye Başkanlığı döneminde Büyükşehir Belediyesi’nin farklı partilerden olması nedeniyle hizmet alamadıklarından yakınan Köseler’i yeni dönemde de aynı sıkıntı bekliyor.

Normal şartlarda bu yarış Ergül ve Köseler arasında geçeceğe benziyor… İşte Beykoz için tehlike burada başlıyor… Köseler aday olması durumunda Ergül’ü çeşitli belgelerle vurmaya çalışırken, Ergül de görev yaptığı beş yıl içinde Köseler’i tek kelime dahi eleştirmemiş olmasının kendisine sağladığı avantajı kullanacaktır…

Ergül hizmet anlamında eleştiri konusu olacak bir çok olaya fırsat vermişse de Beykoz’a kazandırdıkları Köseler döneminden kat kat daha fazladır. Ergül’ün kendinden önceki başkanlarla paylaştığı ortak kaderi mülkiyet problemine bir çözüm yolu bulamamasıdır. Onun için Köseler yolsuzluk yada başka yasal olmayan bir takım işleri kanıtlayacağı düşünülen belgelerle ortaya çıkacaktır.

Bu anlayışla yürütülecek bir seçim kampanyasının galibini kestirmek oldukça güçtür… Bir de adaylıklarını güçlü gördüğümüz bu isimlerin aday olmaları durumunda seçimin çekişmeli geçme ihtimali vardır… Aksi olması durumunda, seçimin galibi, AK Parti ya da onun yerine kurulacak partinin olacağı su götürmez bir gerçektir.

Yazarın Yazıları