A. Raif ÖZTÜRK
  • 29/07/2017 Son günceleme: 29/07/2017 16:11
  • 4.107

Son günlerde, hatta uzunca yıllardan beri Kudüs ve Mescid-i Aksa kan ağlıyor.

Tüm ülkelerin yasalarında var olan “Din ve Vicdan özgürlükleri” buradahem vahşice, hem de resmen devlet eliyle ihlâl ediliyorken, derhal müdahale etmesi gereken BM de sinsi sinsi izliyor. En acısı da kırk küsur İslâm ülkelerinin ‘batıda tahsil görmüş yöneticileri’ de gamsızca ve gafilce izlemekle yetiniyorlar. Sadece bizim ülkemizden ve Venezuela Devlet Başkanından ve debazı ülkelerin halkından bu zulüm ve haksızlıklara karşı tepkiler ve lânetler yükseliyor, fakat dış şer güçlerin ittifakı karşısında pek te etkisi görülmüyor.

Kudüs ve Mescid-i Aksa kan ağlarken, ülkemizin bir kısım meşhur din ve ilim adamları ise TV’lerde, bu asırda teferruat sayılan (bağışlayınız) “deve sidiği” ile ilgili hadisleri eksik ve demagojik anlatımla saptırarak tartışıyorlar. Bir kısım proje ve sapık ilâhiyatçılar ise İslâm’ın 4 temel esasından (Edille-i Şer’iyyeden)ikincisini, yani Hadîs ve Sünnet-i Seniyyeyi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Ülkemizin akl-ı selim ve duyarlı insanları ise bunlarıçaresizlikler içinde izlerken, kahroluyorlar. “Şimdi bunların sırası mı?” ve “Kudüs ve Mescid-i Aksa’da ki masum ve mağdur kardeşlerimize niçin bir şey yapamıyoruz” diyeçırpınıyorlar.

Elbette bu çırpınmalar bile îmanın bir göstergesidir, fakat “Bir kötülük gördüğünüzde elinizle engelleyin, o mümkün değilse dilinizle ikaz ederek düzeltin, o da mümkün değil ise kalbinizle buğz ediniz” Hadîs-i Şerifine göre en düşük seviyede bir imanın tezahürüdür. 

Ben bugün burada bu Hadîs-i Şerîfin en düşük değil, yüksek derecelerdeki imanın tezahürü olan “elinizle ve dilinizle”engelleme ve düzeltme sevabını kazandıracak bir formül arz edeceğim, inşallah. Çünkübizler, tamamen çaresiz değiliz, fakat maalesef çoğumuz “çaresizlik paravanına” sığınıp, sorumluluktan ve vebalden kurtulduğumuzu zannediyoruz. Bu önemli formülü arz etmeden önce, “Kudüs ve Mescid-i Aksa bizim için neden çok önemlidir?” sorusunu cevaplamaya çalışalım ki, gayretlerimizin ÖNEMİ belli olsun.

KISACA: Mescid-i Aksa 144 dönümlük bir alanın adı olup, içinde Kıble Camii (Mescid-i Aksâ), Kubbetüssahra, Kadim Mescit, Mervan Mescidi ve daha pek çok eseri barındırmaktadır. Yani Mescid-i Aksa bir mescid değil, bütün bu eserleri içinde barındıran bir HAREM-İ ŞERÎFTİR.

Ayrıca “Müslümanların ilk kıblesi” olan ve Kur’ân-ı Kerimde birçok ayetlerle“Mukaddes belde” olarak bahsedilen Mescid-i Aksa, bu gün maalesef Yahudilerin zulmü altında, 1,7 Milyar Müslümana rağmen esir hayatı yaşamaktadır. Bu mukaddes beldedeki bir avuç Müslümanlar ise hemİslâm ülkelerinin gereksiz ihtilâfları, gafletleri ve tembellikleri yüzünden ve hem de BM’DE üç maymunlargafleti uygulandığı için, maalesef ÖLÜM-KALIM mücadelesi vermekteler.Hatta vahşice uygulanan zulümlerin altında mahvolmaktadırlar.

Bütün bu gafletlere rağmen, diğer yandan şer ittifakın tasallutuna ve BM’in üç maymunları uygulamasına rağmen, bizler yine de çaresiz değiliz. Bizim elimizde onları dize getirecek çok önemli kozlarımız var, fakat bizler de maalesef bu konuda pek bilinçli değiliz. Bu vebalden ve sorumluluklardan kurtulmamız için, bizlerinde yapacağımız çok önemli eylemler var.

ŞÖYLE Kİ: Tâ asırlar öncesinden beri “Yahudi’nin ticarî malından ve parasından, asla vaz geçemeyeceği” çok net bilinen bir gerçektir. Hatta onların ŞAH DAMARI hükmündedir.

Hani; Yahudilerin Hayber kalesine sığınmasında, İslâm ordusu tamamen çaresiz kalmıştı.

Hayber,volkanik bir arazi üzerine kurulmuş, kuvvetli ve sağlam yedi hisarasahipolduğundan,Aşağıdan atılan oklar onlara ulaşmadan geriye, yani Müslümanlara dönüp zarar veriyordu. Yahudiler bu kalede çok emniyette olduklarından, yapılan anlaşmaları da tanımıyorlardı. Hz. Muhammed Ashabıyla istişare etti ve Yahudilerin bu zaaf noktalarını baz alarak, Yahudilerin aşağıdaki mal ve arazilerinin yakılacağını ilân etti. Mal ve arazilerine çok düşkün olan Yahudiler teker teker inerek, antlaşmalarına zorunlu olarak uydular.

İşte bugün Yahudilerin bu zaafları bizim elimizde de koz olduğu halde, bizler bu çok etkili formülü maalesef hiç uygulamıyoruz. Birinci sebebi; kendi küçük menfaatlerimizdenferagat edemiyoruz. Onların GELİR KAYNAKLARI olan ticarî ürünleri bizim elimizde ve kesinlikleyerli muadilleri olduğu halde, maalesef bizler bilinçsizce hatta gafilce onların mallarını tüketiyoruz. Hiç olmazsa şu vahşet döneminde, onların Müslüman kardeşlerimize vahşice ZULÜM ettikleri şu tarihlerde, bu vebalden ve sorumluluktan kurtulmak için, şuformülü bizler de ciddiyetle uygulamak zorundayız. Çünkü onların kârlarından İsrail’e PAY gönderiliyor.(Ülkemizdeki bazı yerli ve mimli (!) firmalar da bu boykottan nasibini almalıdır.)

  • En etkili FORMÜL: Yahudilerin tüm mallarını BOYKOTTUR

O Yahudi ürünlerinin barkot numaraları 729 ile başlıyor ve bazılarının da isimleri medyada “UNUTMA, sen ALMAZSAN ÖLMEZSİN. FakatALIRSAN,MASUM DİN KARDEŞLERİN ÖLÜRLER!”sloganıyla şöyle paylaşılıyor:• FritoLay firmasına ait: Lay's, Doritos, Cheetos…  • Danone firmasına ait; Hayat Su, Evian Su, Danette, Danino, Danone, Activa • McDonald's • BurgerKing • Elite Cafe… •Unilever firmasına ait: Becel, Flora, Lipton, Calve, Knorr, Algida, Magnum, CarteD'or, Axe, Rexona, Signal, Dove, Lux, Omo, Vim, Cif, Domestos... • Philip Morris firmasına ait: Marlboro, L&M, Chesterfield, Parliament, Virginia Slims, Lark, Muratti…  • British AmericanTabocco firmasına ait: Dunhill, Kent, Pall Mail,Viceroy, Lucky Strike…  • Coca Cola firmasına ait: Cappy, Coca Cola, Fanta, Sprite, Nestea, Turkuaz, Schvveppes, Damla Su, Doğadan, Sen-Sun…  • Pepsi Cola firmasına ait: Tamek, Pepsi Cola, Yedigün, 7Up, Fruko, Aquafina • Starbucks • Johnsons&Johnsons • Kentucky FriedChicken (KFC) ...vs.

 

NOT: SU UYUR, İSRAİL (Yahudi) UYUMAZ. ...Geri adım attıklarına bakmayınız!

“UNUTMA. ALMAZSAN ÖLMEZSİN, Fakat sen ALDIKÇA MASUM DİN KARDEŞLERİN ÖLÜYORLAR!” Lütfen şu linkleri target="_blank">İZLEYİNİZ

İşte, Venezuela Devlet Başkanının bu konudaki isyan linki: TIKLA İZLE 

DUÂ: “EyyYüce Rabbim; âdetâefsunlanmışolanTüm İslâm âlemine hakiki İslâm şuuru, bufirmalarakarşırekabetgücü, çalışmaazmi, dayanışmavebirlikberaberliknasipeyleyâ Rabbi.

Kudüs’lükardeşlerimize de sabr-ı cemîl, âcilen İNÂYETve NUSRETlütfeyleYâ Rabbi.” Âmin.

Yazarın Yazıları