Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Allah’ı (cc) en çok sevmenin sağlaması

Önceki haftalarda “Yaşantımı Değiştiren ÂYET” başlıklı bir yazı yazmıştım...

Bu yazı en çok okunan ve hakkında en çok soru sorulan yazılardan biri oldu. Hayatımda ciddi değişikliklere sebep olan o ilginç âyetin etkisi, üzerimde aynı sarsıntıyı yapmaya devam ettiği için, bugün de özellikle o âyeti seçerek, o âyet hakkında en çok sorulan bir soruya, birlikte cevap bulmaya çalışacağız:

İşte o ilginç âyet-i Kerime: Tevbe suresi, 24. Âyet; (EY Muhammed) De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım ve akrabanız, ter dökerek kazandığınız mallar, kesâda (iflâsa) uğramasından endişe ettiğiniz ticaret, hoşunuza giden evleriniz, size Allah'tan ve Resulünden ve O'nun yolunda cihad etmekten (Allah rızası ve İslâm uğrunda çaba göstermekten, O’nun emir ve yasaklarını tanıtmada mücadele etmekten) daha sevimli ve önemli ise. ..o halde Allah (azap) emrini gönderinceye kadar bekleyin!…” Yani azabı hak etmiş olursunuz.

Ahzap S., 6. Âyette de, “Peygamber, müminlere kendi canlarından daha yakındır. Eşleri, onların analarıdır.” Bu âyetin Hadis-i Şerif ile açılımı: "Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, sizden biriniz beni, kendi nefsinden, malından, evladından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe gerçek mümin olamaz." (Buhari, İman, 8; Müslim, İman, 69-70)

Bu iki âyetlerde bizlerden istenen “Sevilmeye en çok lâyık olan, bizleri tamamen YOKTAN var eden, bizlerin tüm ihtiyaçlarımızı her an karşılamak için tüm varlıkları ve canlıları bizler için seferber eden, Rahîm ve Kerîm olan” Allah’ı cc ve Hz. Muhammed’i SAV en çok sevmemizdir.

-“En çok kimi seviyorsun” diye, hangi Müslüman’a sorulsa “Elbette Allah’ı cc. ve Rasülünü (s.a.v.) her şeyden çok seviyorum” diye cevap veriliyor. Fakat hareketlerimizle bunu ispat edemediğimiz, hatta bazı durumlarda bu sözümüzü yalanladığımız çok net görülüyor.

İşte en çok sorulan soru da bununla ilgili: “Acaba; Allah’ı cc ve Resûlünü en çok sevdiğimizi doğrulayan veya Allah’ı cc. Ne kadar sevdiğimizi gösteren bir sağlama var mı?…” Veya başka bir ifadeyle, “En çok Allah’ı seviyorum” diyen ne acaba kadar doğru söylüyor?

Her şeyin sağlaması olduğu gibi, Allah’ı cc. ve Resulünü SAV, her şeyden çok sevdiğimizin sağlaması da elbette var. Meselâ:

  1. Kişi, sevdiğinin nelerden hoşlandığını tespit eder ve sevdiğine karşı onları uygular. Allah cc. ve Resûlünün Nelerden hoşlandığı ve nelerden razı olduğu Kur’ânda bildirildiği gibi, Elçisi vasıtasıyla da detaylandırıp açıklanmıştır. Acaba bizler bunların ne kadarını titizlikle öğrendik ve ne kadarını aksatmadan uyguluyoruz?…
  2. Kişi, sevdiğinin nelerden hoşlanmadığını da tespit eder, sevdiğine karşı onlardan çok sakınır. Allah cc. Nelerden hoşlanmadığını ve nelerden razı olmadığını Kur’ânda bildirdiği gibi Elçisi vasıtasıyla da detaylandırıp açıklatmıştır. Bizler bunların ne kadarını titizlikle öğrendik ve ne kadar sakınıyoruz?…
  3. Kişi, sevdiği ile her zaman beraber olmak ister. Sevdiğinden ayrı olduğu zamanlar ona zindan olur… Allah cc. ile beraber olmak olan Esmâ-ül Hüsnasının tüm varlıklar üzerindeki tecellilerini tezekkür ve tefekkür etmeyi, ne kadar uyguluyoruz? Allah cc ile HEMHÂL olmadığımız zamanlar için ne kadar üzülüyoruz? O’nun cc Resulüne SAV her gün ne kadar Salavat-ı Şerife getiriyoruz?…
  4. Kişi, sevdiğinden eğer ayrı ise onunla yazışmak veya bir vasıtayla, illâ ki konuşmak ister. Allah cc. ile konuşmak olan “Kur’ân okumayı” acaba günde kaç defa uyguluyoruz? Eğer az okuyorsak, Allah’ı cc. En çok sevdiğimizi nasıl iddia edebiliriz?
  5. Kişi, sevdiğini incitecek davranışlardan şiddetle kaçınır.  Bizler Allah cc. ve Resûlünün hoşuna gitmeyecek davranışları iyice tespit ettik mi? Acaba ne kadar kaçınıyoruz? Herhangi bir iş yapacağımız zaman, “..Acaba Allah cc ve Resûlü bu konuda ne buyurmuşlar?” diyerek araştırma ve işimizde ayarlama yapıyor muyuz?
  6. Kişi sevdiğini başkalarına da tanıtmak ve sevdirmek ister. Sevdiğini her zaman her yerde över ve takdirlerini, üstünlüklerini ve meziyetlerini herkese anlatmaya gayret eder. Bizler Yüce Rabbimizi Esmâ ve sıfatlarıyla, acaba ne kadar tanıyoruz? Allah’ı cc ve Resûlünü, başka kullara ne kadar tanıtma ve sevdirme gayreti içindeyiz?…
  7. Kişi sevdiğinden gelen herhangi bir haberi veya kendisi hakkında yolladığı bir mektubu çok merak eder. Tekrar tekrar okur, öper, koklar ve bağrına basar. Sevdiğinin bu mektubunda ne demek istediğini kusursuz ve eksiksiz anlamak için, edebiyatçılardan bile yardım ister. İsteklerini de mutlaka yerine getirir. Acaba bizler Yüce Rabbimizden bizlere gönderilen Kur’ân’ın anlamlarını ne kadar merak ediyoruz? Meâl ve Tefsir olarak kaç defa tamamını okuduk? Tam anlayamadığımız derin ve şifreli manaları, kaç uzmana sorduk? Emir ve yasaklarını, acaba ne kadar yerine getiriyoruz?…
  8. Kişi hakiki manada sevdiklerini taklit etmek ister. Bizler Hz. Muhammed’in SAV yaşantısının ne kadarını öğrendik ve acaba ne kadarını titizlikle taklit ediyoruz?…

Eğer bu 8 madde içinden eksiğimiz, hafife aldığımız veya pek önem vermediğimiz bir madde var ise O’nu cc çok sevdiğimizi nasıl söyleyebiliriz ki? Eğer buna rağmen Allah’ı cc, her şeyden çok sevdiğimizi söyleyebiliyorsak, yalancılardan olmaz mıyız?…

Oysa yukarıdaki Tevbe Sûresi, 124. Âyette bizlere Allah cc. Ve Resulünün her şeyden çok sevilmesi gerektiğini ikâz etmiyor mu?…

Bu konular; “bilsek te olur, bilmesek te olur veya uygulasak ta olur, uygulamasak ta olur” cinsinden konular değil…! ..KUL olmanın gereği, bilinmesi ve uygulanması ŞART olan konulardır. Çok ihmal edildiği için, bu konuyu seçmek zorunda kaldım. Duanızı beklerim…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER