Talip ERCAN
  • 01/01/1970 Son günceleme: 06/08/2012 00:11
  • 16.669

Öncelikle yazımın başında bir hususa değinmek istiyorum…

Ölüm hadiselerini de içeren son yazımı yayınladıktan sonra ne garip tesadüftür ki yeni doğan, 7 aylık iken hayata gözlerini erken açan ancak bu hayata 2 gün tahammül edebilen yavrumuzu kaybettik. Bu acılı günde bizleri arayan, mesajlarını ileten, bizzat cenazemize katılan, askerden çarşı iznine çıktığında arayan, İngiltere’den mesaj yollayan, Almanya’dan mesaj yollayan tüm dostlara şahsım ve ailem adına teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Allah bu millete bu tür acılar yaşatmasın..
 
Dedik ya minik Rabia’mız erken doğdu, ilk gün sağlıklı geçirdi, ancak kalbi tam gelişemediğinden cevap veremedi tedaviye. Bir bakıma tahammül edemedi, edemeyecekti bu kahpe dünyaya… Memleketin dört bir yanına düşen acılar, şehit haberleri gelince bu kez başka tarif edilmez acılar içinde bulduk kendimizi. Allah o ailelere, anne-babalara, eşlere çocuklara sabır versin diyorum.
 
Ne rezil bir istekmiş ki bıkmadan, usanmadan bu aziz, yüce Türk Milletinin sabrını sınamaktalar. Siz devlet olarak ne kadar taviz verirseniz verin, ne kadar talebi yerine getirmek isterseniz isteyin, bu maşaların, eli kanlı rezillerin yaptıkları bitmez. Çünkü Türkiye düşmanlarının kuklaları olmuş bu katiller, hainler güruhu kendisine biçilen rolü oynamaya devam edecek.
 
Türk toplumunda gelenekselleşen bir muhabbet vardır ki o da askerlik anıları. Evet, ben Eğirdir Dağ Komando Okulunda Çavuş Talimgah Bölüğünde acemi eğitimi alıp ter akıttığım dönemlerde de vardı terör şimdilerde de. Askerlik anılarımızda muzip anıların yerini acılar almış durumda. Bir o kadar şehir ve bir o kadar da sakat kalmış, ömrü boyunca bu durumda yaşayacak olan, geleceğe dönük hayalleri mahvolmuş genç fidanlar. Her an için sokak ve caddelerde gezerken görebileceğimiz, çeşitli uzuvları sakatlanmış insanlar. İçten bir acıma ancak dıştan bir uzak durma hali yaşamıyor muyuz..yani her tek bacaklı, bastondan destek alan, ya da bir kolu olmayan insana hep dilenci gözü ile mi bakmaya devam edeceğiz…
 
ETRAFIMIZ KURT KAPANLARI İLE DOLU
 
Evet, Türkiye zor bir coğrafyada bulunuyor ve etrafımız tam bir kurt kapanı gibi. Son yıllarda bir kıpırdanma hali oldu ya binin tepesine bu ülkenin. Biz değişik yerlerde Doğulu kardeşlerimizi hiç ayırt etmeden kardeşçe yaşarken, ekmeğimiz bölüşürken, mübarek Ramazan Ayında evimizde pişen yemekleri paylaşırken nedir bu terör belası. İnanıyorum ki en acılardan birini işte bu kardeşlerimiz de yaşamakta. Her gelen şehit haberi ile biraz daha içlerine kapanmaktalar, acı hissetmekteler. İnanın birçok dostumun hali böyle. Aman ha bu kritik günlerde herkes adımlarına dikkat etsin. Ülkenin değişik yerlerinde provokasyon kokan haberler peş peşe gelmeye başladı.
 
Tabii ki ülkenin içine düştüğü bu durumdan ellerini ovuşturup, sevinç yaşayan hainler de yok değil. Özellikle ülkeyi yönlendirmekte payı inkar edilemeyen, pireyi deve deveyi pire göstermekte maharetli olan sözde yazarları da unutmamak gerekli. İki yüzlü, satılmış, işbirlikçi,hain birçok şarlatan var medyada. Adeta terör örgütünün gönüllü muhabirleri, basın halkla ilişkiler birimi gibi çalışmaktalar. Ardına aldıkları desteklerle !!! demokrasi var, her şeyi yazarım demeleri, her hainliği yazarım noktasına gelmiş durumda.
 
Ülke olarak öylesine büyük bir kuşatmanın altınayız ki…dedik ya dış güçlerce satın alınmış bir sürü tanıdık sima gizli gizli kendisine sunulanları, iletmesi istenen mesajları kelime oyunları ile her gün gazeteleri, internetleri vasıtası ile sunmaktalar. Bunlar için olmazsa olmazlardan birisi geçmişini, mazisini kötü göstermek, onunla alay etmeleridir. Sinema ve Televizyon dizileri ile bozmak isterler bu halkı. Birkaç istisna hariç en beğenilen aile dizilerinde bile içkiler su gibi akar yemek masalarında, ekranda buzlanacağı biline biline içerler zıkkımlarını yani sigaralarını. Ha Ramazan aylarında ise diziler bir İmani ruha sahip gösterilmeye çalışılır ki tam bir iki yüzlülük. El alem rezil rüsva olduğu bir Vietnam’ı binlerce kez sinema filmine konu edinirken, bizim Allah için bir tane şanlı mazimizden film dizi bulmak zor. Kudretli Padişahlarımız yatak odalarından, haremden çıkmayan tipler olarak beynine sokulur, içki de içerler, başka kötülükleri de hep bünyelerinde toplarlar. Hadi diyelim Osmanlı Dönemini hiç görmek istemiyorsunuz, öyle bir çağ yaşanmadı, 3 kıtaya hükmetmedik diyorsunuz da gelin bari bir dört dörtlük bir Kurtuluş Savaşı Filmi yapın, Çanakkale Destanı filmi yapın o da yok.
 
Kamuoyunda belli etiketli dernekleri ile, vakıfları ile sürekli gündemde olurlar, hava basarlar, bu ülke insanını aşağılarlar ancak gelin bir film yapın savuna geldiğiniz fikirleri en iyi yansıtacak !!! Kurtuluş Savaşına ait dersiniz yan çizerler. Sinemadan sonra da tiyatro sahnelerinde sanat adına iç çamaşırlarla kalırcasına icra ederler oyunlarını, cinsel sapıklıklarını… ar namus akla gelmeden.
 
Değerli kardeşlerim, beni bilen bilir Beykozspor ile yatıp Beykozspor ile kalkan bir yapım vardır. Ancak bizimde bir iç dünyamız var, yaşananlardan, gördüklerimizden duyduklarımızdan üzüntü duymamak ne mümkün. Biz de bir aile reisiyiz, çocuk sahibiyiz. İnanın gelecek adına o kadar endişeleniyorum ki. Hadi bizler bir şekilde çocukluk, gençlik orta yaş dönemlerini yaşadık bu günlere geldik ya çocuklarımızın hali nice olacak?
 
Yazımın geneline bakacak olan bazı dostlar, bunu da kaybettik, iyice milliyetçi muhafazakar görüntüye büründü diyecektir. Ben siyasete ve siyasi partilere bir o kadar uzak bir kişiyim, yıllarca Beykoz maçlarına gittiğim sıkı içki içen birçok can kardeşlerim de var, her partide sevdiğim değer verdiğim insanlar da var. Benim kimsenin içkisi ile rezillikleri ile işim olmaz, her bir fert bunun hesabını ebedi alemde verir, ancak bunların ulu orta ekranlardan yansıtılmasına karşıyım. Eminim ki birçok çocuk, ailesi ile dizileri izlerken –Baba sen niye içki içmiyorsun bak şu dizideki aile ne kadar da mutlu bir tablo çizmekte dizide- diye sormakta olabilir. Elbette ki demokrasiden yanayım ancak bunu alet edinip vatan, millet, din-iman, şanlı geçmişe dil uzatanlarında ömrü hayatımca hep karşısında olacağım.
Yazarın Yazıları