Saadettin KILIÇ
  • 17/11/2020 Son günceleme: 18/11/2020 19:25
  • 4.047

Duydum ki; 19 yıldır İmar, Maliye, Eğitim, Sağlık, Hukuk ve Demokrasi gibi toplumsal yaşamı doğrudan ilgilendiren alanlarda defalarca reformlar yapan Ak Parti iktidarı yine Demokrasi ve Hukuk’ta Yeni Reformlar yapacakmış…

Reform nedir?

Mevcut olanı iyileştirme, düzeltme, ıslah etme. Başka bir değişle de, tümden değil parça, parça değişimdir.

Ama ortada ne geçmişi olan bir altyapı çalışması, ne de milletin anlayacağı dilde yazılmış bir taslak metin var… Yine de çok güzel ve çok cesur bir karar, hatta harika!

Gerçi daha önceleri de İleri Demokrasi denmiş Kandil’e Kırmızı Halılar bile döşenmişti ama sonra nedense çark edilmişti; hadi geçmiş, geçmişte kalmıştır diyelim… Ve gerçekten de artık geçmiştir…

Ama bugün hem dünyada, hem ülkemizde çok somut yaşadığımız ve daha öncelikli olan yakıcı sorunlarımız var. Bir yanda Korona Virüs, diğer yanda da 19 yıllık Ak Parti İktidarının İç İşleri, Adalet, Sağlık, Eğitim ve Maliye Bakanlıklarının demokrasi ve hukuk dışı baskılarından bunalmış olan koskoca bir millet var. Deprem korkusu ve felaketi var…

Gülmeyi unuttuk, “oh, bugün gerçekten çok güzel bir gündü” demeyi unuttuk…

Bu nedenle;  yazıldığı ve söylendiği gibi Demokrasi ve Hukuk alanında gerçek bir reform yapılırsa elbette mükemmel olur ve tüm millet toptan soluk alır… Hatta tebessüm etmeye bile başlayabilir…

Zaten bu iktidar, muhtemelen 2023’te yapılacak seçimlerde Donald Trump gibi bir trajedi yaşamak istemiyorsa, daha şimdiden demokrasi ve hukuk reformlarını yapmak zorundadır.

Ayrıntılara girmeyeceğim, siyah ve beyaz gibi herkes, her şeyi biliyor, Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığındaki bu iktidarın 19 yıldır çok cesur ve çok çılgın kararlar aldığına dair dünyanın her yerinde, herkesin dilinde trajikomik senaryolara esin kaynağı olacak bir sürü belgeler var.

İşte mutlak olan bu gerçek var ya; bir ülke için ya çok iyi, ya da çok kötü bir akıbetle sonlanabilir…

Örneğin;  bu yeni reformlar 19 yıldır defalarca yapılan trajikomik reformlara benzerse; bu herkes ve her şey için çok kötü olur. Ama 1960 Anayasasıyla kazanılan demokratik haklardan bile daha ileri gidebilecek cesareti gösterirlerse; her şey ve herkes için hayat mükemmel olur. Tebessümler, gülmeye döner; Türkiye Ak, Kara değil, Gök Kuşağı Renkler gibi bir bütün olur… Benden söylemesi…

Çünkü insanlar ve tüm canlılar varlıklarını sürdürmelerinin olmazsa, olmaz mutlak refleksi bencil çıkarları için her türlü değişim ve dönüşümlere çok çabuk yönelirler.

Hazır tüm iktidar elinizin altındayken, 1954 yılında Kasımpaşa’da doğup büyüyen sıradan bir halk çocuğu olarak; bugün Sarayınız, Özel Uçaklarınız, Gemicikleriniz, Villalarınız var; ama  şimdi artık sadece kendi aile ve partililerinizi değil; 83 milyonla da bir seferberlik ilan edin.

Denenmiş, sınanmış insanlık tarihinde en yüksek başarılara imza atmış Halk Evleri ve Köy Enstitüleri gibi gerçek ve ülkemizin gelişmesine somut katkılar sağlayacak benzer kurumları hemen harekete geçirin. (Aynı olması şart değil ama tersi de olmamalı)

Şahsen bu konuda iktidarınıza hemen katkı sağlamaya hazır ve nazır bir vatansever solcuyum ben.

Hiçbir şey üretmeden, topluma çok kötü örnek olan sadece cehaleti ve ataleti örgütleyen olağan üstü tüm tüketici israf tarikatlarını dağıtınız…

Bu millet için kitaplarda ayrı, pratikte ayrı isimler artık önemli değildir; Millet insanların neler söylediklerine değil, neler yaptıklarına bakıyor artık.

Gelelim Korona Virüs konusunda kaçırdığınız devasa fırsata.

Avrupa ve Amerika’dan bile daha başarılı olduğunuzu iddia ediyorsunuz vs.

Ben de katılmıyorum tabi; siz iktidar olarak bu konuda son derece başarısız bir görüntü verdiniz ve işin kolayını seçip, eksik bilgi ve hizmetlerle en geniş halk kitlelerine hiç güven vermediniz.

Korona Virüsten ölen taş gibi doktor, hemşire, hastabakıcı, Profesör var; hala bu hastalığı meslek hastalığı ilan etmediniz bile. Pes doğrusu…

Avrupa ve Amerika ile kıyaslanan rakamlarda Türkiye lehine oluşan durumu mevcut iktidarınız ve Sağlık Bakanınız değil, asırlardır baş eğen, boyun eğen, razı olan, rıza gösteren bir kültürle yetişmiş Müslüman Türkiye toplumu sağlamıştır sadece.

Yoksa bizim ülkemizin vatandaşları da Avrupa ve ABD gibi her yanlış gördüklerine asi ve başkaldıran bir kültürle yetişseydi, haliniz gerçekten harap olurdu.

Yine örneğin; daha ilk başta Virüsten haberiniz olduğu halde, Kâbe’ye Hacı göndermek yerine; insan ve canlı sağlığı esastır deyip tüm ülkede 15 günlük genel sokağa çıkma yasağı ve ardından tüm dünyaya kapıları kapasaydınız; bu gün bütün NOBEL ÖDÜLLERİNİN en kralını alırdınız.

Dünyanın en prestijli ülkesi olurdunuz.

Bilimselliği ve insan sağlığını seçecek çok yüksek cesareti göstermiş bir lider olarak anılırdınız ve yapamadınız… Ama hala bu şansınız var. Bire bir, bugünden yarına uygulayabilirsiniz…

Ayrıca madem Kurtuluş Savaşı Diyorsunuz, önce tüm milleti gerçekten birleştirecek deprem sorununu acilen çözün, en azından bu şansınızla değişime başlayın… Ama sadece Ak Partililerle yapacağınız değerlendirilmelerle değil…

Birkaç müteahhitte, milyar dolarlar aktarmayı hemen dondurun (açlıktan veya harçsızlıktan ölmezler ya) ve yaşayan her TC Vatandaşının deprem korkusundan uzak barınma ve imar sorunlarını cesaretle ve adilce çözün, yoksa bu cesaretiniz yok mu? Derler…

Deprem konusunda işte size öncülük edebilecek dünya çapında güvenilir bir Türkiyeli Profesör İlyas Yılmazer. Ama onun düşünceleri farklı; bırakınız düşünce ayrılıklarını, Allah’ın yarattığı hiç bir şey aynı değildir ki! Farklılık yaşamın rengidir, siz sadece ülkeleri için ne yaptıklarına bakın.

Hukuk Konusun da yine Türkiyeli ve dünyaca ünlü ve güvenilir Anayasa Profesörü Süheyl Batum ve daha niceleri…

Bakmayın, karışmayın ne düşünüp, ne düşünmediklerine sizi ilgilendirmez, düşüncenin sınırı ve aklımızdan geçenlerin tanığı yoktur” (Yüce Allah’tan başka) Namaz, kılar, hacca giderler mi diye sorgulamayın.

Size Marmarayı, Osmangazi Köprüsü ve Hava Alanları gibi eserler veren yabancı profesyonellere nasıl hiç sormadıysanız, kendi öz vatandaşlarınıza da ne düşündüğünü sormayın; siz bu ülkenin en tepesindeki olarak sadece ve sadece yaptıklarına ve iktidarınıza en sağlam çimento olacak liyakatli ve sağlam işlerine bakın. Şarlatanlara, mumu yatsıya kadar yananlara değil…

Namaz kılar mı, hacca, gider mi diye; daha önce sınadıklarınız ortada, en iyisi Feto değil miydi?

Siyasi olarak kim ne düşünürse düşünsün dert değil ki, sonuçta güç önemlidir…

Başlarken de dedik ya; en cesur kararlar alan veren ve dünyanın tanıdığı lidersiniz, peki var mı bunlara cesaretiniz?

Elbette, cesarette neye göredir zaten.

Bana göre bu saydıklarımı yapamayan lider çok cesur biri değildir.

En son önerim; önce siz değişin ama cesaret ve çalışkanlığınız mutlaka baki kalsın…

Değişin ve mutlulukla değiştirin, bu mümkündür…

Saygılarımla

 

Yazarın Yazıları