Kader GÜR
  • 16/10/2020 Son günceleme: 16/10/2020 15:11
  • 6.923

Samimiyetle konuşmak gerekirse AK Parti treni hızlı bir şekilde iniyor... Bunu görmek için muhalefetin anketlerine bakmaya gerek yok. Sokak her şeyi anlatıyor. Metal yorgunluk söylentilerinin ardından başlayan değişim süreci bir türlü tamamlanamadığı gibi amacına uygun olarak da yapılmadı.

AK Parti'nin ivme kaybetmesinin bir çok nedeni var elbette ki, bunlardan en etkili olanı tabii ki ekonomi. Ekonomi yönetimi vatandaşa ve iş dünyasına bir türlü güven veremedi. Yerel bazda yaşanan olumsuzluklara,  ekonomik sorunlar ve gelecek kaygısı eklenince umutsuzluğun alanı genişliyor ve ciddiyet kazanıyor.  Ekonomik veriler iyi olsaydı, vatandaş yerel bazlı sorunları çok önemsemeyebiliyordu.

AK Parti'yi yoran ve samimi kitleyi kararsızlaştıran; çıkar, menfaat, rant, adam kayırma, vurdum duymazlık, grupçuluk ve haksız zenginleşmenin önü bir türlü alınamadı. 'Ha şimdi akıllanırız' dediğimiz bir çok olay karşısında bile bir gram geri adım atılmadı. İlçe yönetimlerinde, il yönetimlerinde görev yapanların nasıl kabuk değiştirdiğini ibretle izledik. İzliyoruz. Beykoz'da Qadraj Kafe olmak üzere bir çok örnek saymak mümkündür. 

Son perde olarak, ekonominin kötü olması yukarıda saydığımız nedenlerle kararsızlığa bürünen seçmenin kesin karar vermesinde etkili oluyor. Bu durum yeni partilerin kurulmasına da yol açtı. Seçmeni alternatifsiz bırakmak aslında ta baştan beri iyi bir yol değildi. Meral Akşener'in İYİ Partiyi kurmasıyla siyasetin sıkıştığı dar alandan çıkarılabileceğine yönelik kanaatler güçlendi.

Biraz daha gerçekçi olmak gerekirse, hiç bir haklı gerekçe gösterilmeden görevden alınan belediye başkanlarına karşın, ilişkileri iyi olan isimlere tüzüğün dışına çıkılarak yeni olanaklar sağlanması da, teşkilatların Genel Merkeze duyduğu güveni zedeledi.

Bugün AK Parti'den ayrılıp yeni kurulan Deva ve Gelecek Partisi'ne geçenlere sorun sebep olarak bu saydıklarımı önünüze koyacaktır. Oysa ki bu yanlışları alternatif partiler olmadığı zamanda söylüyorduk ama menfaat ideallerin önüne geçtiği için duyan olmamıştı.

Şimdi duyan olacak mı? Olmayacak tabii ama biz tarihe not düşmeye devam ediyoruz...

Tabii ki bir yazar ve gözlemci olarak yeni partilerle ilgileniyoruz. Vatandaşın nabzını ölçüyoruz. Kadrolarına bakıyoruz. Yeni partiler neredeyse kuruluşlarını ve teşkilatlarını tamamladılar. Fakat büyükşehirlerde kadrolaşmayı bir türlü sağlayamadılar...  Bunun bir çok nedeni olduğu gibi, en önemlisi insanların rengini belli etmekten korkmasıdır. Çünkü ekonomi büyükşehirler üzerinden dönüyor. Siyasetin dinamikleri güçlünün yanında olma kültürüyle yaşadığı için, 'menfaatim kesilir' endişesi taşıyorlar. Türk siyasetinden derhal çıkarılması gereken bu endişeyi AK Parti'nin kuruluş aşamasında bizzat yaşamıştık. Partinin kurulma aşamasında insanlardan minnet rica destek alırken, 4 Kasım 2002 sabahı partinin kapısında kuyruk olmuştu. Çünkü güç el değiştirmişti.  Aslında AK Parti demokrasiyi geliştirerek kendisinden önce de olan bu ürkek tavrı ortadan kaldırabilirdi.

Bu saatten sonra bu sosyolojik realite AK Parti için fırsata dönüştürebilir mi ? Bence evet!

Yapmış olduğum araştırmalarda yeni partilere büyükşehirlerde de ilgi oldukça fazla fakat Beykoz'da bu durum öyle değil. Yeni partilere İstanbul'da en zayıf ilgi Beykoz'da var... AK Parti'nin Büyükşehir ve ilçe kongreleri henüz yapılmadığına göre... Bu kongreler vasıtasıyla yeni partilere duyulan ilginin önüne geçilebilir.

Kongreler demokratik yapılır, geniş kitleler bu sürece dahil edilebilirse AK Parti sıkıştırıldığı dar alandan çıkartılabilir. Belediye Başkanları da almış oldukları belediyeleri teslim ettikleri, hiç bir siyasi yönü olmayan ikinci adamlardan yada özel kalem müdürlerinden geri alabilirlerse vatandaşın vermiş olduğu desteğe daha bir saygılı davranmış olurlar.

Yani özetle kongreler AK Parti için son şans. Özellikle Beykoz'da... Murat Aydın'ın Beykoz dışından olmasının tartışmaları henüz bitmedi... Çünkü Beykoz halkı Murat Aydın ile henüz aynı frekansta buluşamadı. Kim bilir, belki de Murat Aydın buluşmak istemiyordur.

Şunu da belirtmek isterim ki, AK Parti teşkilatlarının sosyal medya kullanım tarzı da partiye büyük zarar vermiştir. Genel Merkez bunu geçte olsa fark ederek, sosyal medya kullanım kılavuzu yayınlasa da, geçmişte yazılan çizilenler arşivlerdeki yerini muhafaza etmektedir. Sosyal medyaya baktığınız zaman kim kiminle nasıl aşiretleşiyor hemen anlıyorsunuz. Ağzınızla kuş tutsanız asla aralarına giremezsiniz.  Sosyal medya siyasetiyle gündemde kalmaya çalışıyorlar.    

İlçe Başkanı Hanefi Dilmaç'a bu süreçte büyük iş düşüyor. Dilmaç delege listesini nasıl kurucular ve daha önce görev yapmış meclis üyelerine kadar geniş bir kitleye yaydıysa, yeni kuracağı ilçe yönetimini de aynı hassasiyetle yapmalı ve partinin kapılarını geniş kitlelere samimi bir şekilde açmalıdır. Ehil ve vatandaşın güvendiği insanlar yeniden AK Partiye kazandırılmalıdır.

Yetmez, Hanefi Dilmaç Beykoz siyasetinde daha etkin olmalı ve Beykoz halkının hukukunu korumada risk almaktan öteye geçmelidir. Önümüzdeki kongre, Beykoz'da AK Parti'nin ve İlçe Başkanı Muhammed Hanefi Dilmaç'ın geleceğini çok yakından ilgilendirmektedir.

Demedi demeyin!

Yazarın Yazıları