Kader GÜR
  • 25/04/2022 Son günceleme: 25/04/2022 18:53
  • 6.251

Yaşamış olduğumuz iki yıllık sıkıntılı günlerin ardından, bu yoğunluğu pandemi döneminde insanların birbirine duyduğu özleme bağlıyorum ama değil. Seçim hazırlığı gibi görünüyor.

Bu Ramazan ayında dernekler, spor kulüpleri, siyasi partiler, çeşitli kurum ve kuruluşlar iftar yemeği vermek için birbirleriyle adeta yarış ediyorlar. Restoranlarda, lokantalarda, lüks tesislerde rezervasyon yoğunluğu yaşandı. Yetiştirmek mümkün değil. Bende birçok yerden davet aldım. Olabildiğince katılmaya çalıştım. Gittiğim her yerde iftar programlarına katılımlarda önemli ölçüde bir yoğunluk dikkatimi çekti. Özellikle siyasi parti ilçe başkanları ve yöneticilerinin bu tarz toplumsal hareketliliğin olduğu yerlerde bulunma çabalarını hem kıymetli görüyor, hem de doğru bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum.

Bu kalabalık ortamlarda AK Parti niye yok?  

AK Parti, bu yıl farklı bir uygulama yaptı. İlçe başkanlarına, belediye başkanlarına, hatta ilçe yöneticilerine ve meclis üyelerine dahi toplumsal iftarları yasakladı. ‘Kalabalık ortamlarda salonlarda iftarlara katılmayacaksınız, evlerde vatandaşın, garip gurebanın sofrasında olacaksınız’ talimatı verildi.

AK Parti sadece kendi teşkilatı ve toplumun dinamiklerine yönelik vermiş olduğu iftar yemeklerinde bir araya geldi. Bunun haricinde AK Parti adına hiç kimse dernek vs iftarına katılmadı. Bütün partililerde bunu uyguladı. Tebrik ediyorum.

Aslında burada bir mütevazılık bir sosyolojik mesaj var. Evet, var. İyi düşündüğün zaman, ‘AK Parti ne mesaj vermek istiyor?’ diye çözmeye çalışıyor ve bir sonuca ulaşıyorsunuz.

Aslında Türkiye ye sokak iftarı kültürünü de getiren AK Parti. Ama zamanla bu kültür kanıksandığı için bugün tam tersini yapıyor. Kalabalıklarda oluşan dedi-kodu ve eleştiri kültüründen uzaklaşıp, direkt insanların evlerine konuk oluyor. Yani vatandaşlarla bire bir muhatap oluyor, hem anlattığının daha rahat anlaşıldığını düşünüyor, hem de vatandaşın özel sorunlarını da rahatlıkla dinleyebiliyor. Bunlardan daha önemlisi vatandaşın ayağına giderek, yeniden daha kuvvetli bir dostluk bağı kuruyor.

Aslında bu siyaset anlayışı AK Parti’nin kurucu ruhunun zaten yaşadığı ve içinde olduğu bir yaşam tarzıydı. Sıcak samimi dost ortamlarında konuşulurdu her şey, orada verilen sözlerde tutulurdu. Aynı masada, aynı sofrada oturup yemek yediğin insandan kahpelikte beklenmezdi. Ne zaman ki, sohbetler salonlara, lobilere taşındı AK Parti’nin ruhu da değişmeye başladı.

Yani bugün konuştuklarımız bugünün meselesi değil, AK Partililerin yıllardır çilesini çektiği, bizimde sık sık uyarılar yaptığımız bir mesele. Salonların, lobilerin bizi bozduğunu bizim vatandaşla yan yana yürümemiz, paylaşımcı olmamız gerektiğini her fırsatta dile getirdik. İsraftan, saltanattan, gösterişten kaçınmamız gerektiğini hep söyledik.

Peki, bu yeni politika AK Parti'ye ne gibi katkı sağlar? Ya da böyle bir siyaseti üretmeyi gerektirecek olumsuzlukları ortadan kaldırır mı? Kaldırmaz. Olan oldu, biten bitti deme şansımız yok. Eski alışkanlıkların hızlı bir şekilde terk edilmesi, şahsi siyasi hesaplarla hareket edilmemesi en gerekli davranış biçimidir. Şahsi siyasi hesapların bu zamana kadar AK Parti'ye ağır maliyetler çıkardığını hepimiz biliyoruz. Yani yapmış olduğunuz her işe bir derinlik ve bir ruh katmalısınız, samimi ve güvenilir olmalısınız. Yüreğiniz yüzünüze yansımalı!

Beykoz’da bu anlamda AK Parti'nin aynası neresidir? AK Parti'nin özüyle sözünün bir olup olmadığı nerede test edilir?

Cevap, Beykoz Belediyesi'nde!

Murat Aydın Ramazan programlarında, her akşam bir vatandaşın evinde iftar açarak, AK Parti’nin talimatlarını uyguluyor.

Ama Beykoz Belediyesi’nin hizmetlerinde aynı hassasiyeti göstermiyor, israf yapıyor, vatandaşı ayağına çağırıyor…

Basit bir örnek vereceğim, düzenlenen “Yöre Buluşmaları” kapsamında Rizeliler için hazırlanan geceye katıldım. Çok gereksiz ve anlamsız bir geceydi. Bizim Rize’nin dağlarını taşlarını çekip bize belgesel diye izlettiler. Hatta o çekimleri gelecek nesillere miras olarak bırakacaklarını söylediler. Buradan anlaşılıyor ki, Beykoz’da yaşayan insanların doğup, büyüdükleri memleketlerini mahalle mahalle çekmişler, ciddi masraflar yapmışlar. Günümüz koşullarında çok yararlı bir proje olmamış.

Yani Türkçesi Başkan Murat Aydın, bizi özlemiş “belgeseli” bahane etmiş… Ramazandan sonra da devam edecekmiş… Sizi de çağıracaklar merak etmeyin.

Takdir sizin. Bayramınız mübarek olsun…

 

 

Yazarın Yazıları