Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Afrin Harekatı dost ve hainleri netleştirdi

Öncelikle güzel ülkemizin bağımsızlığı ve terörün temizlenmesi adına, çok zorunlu kalındığı için yapılan ZEYTİN DALI Harekâtı'nın, ülkemiz adına en az zâyiât ve en çok avantajlı bir zafer ile neticelenmesini, Yüce Rabbimizden Cân-u gönülden niyâz ediyoruz.

Ülkemizin bu çok haklı dâvasında; uluslararası hukuk alanlarında da tamamen haklı pozisyona erişilmesi için çok sabır gösteren, ABD’nin o sinsi tuzaklarını dansöz gibi kıvırarak kamufle etme gayretlerine karşı o tuzağa düşmeyip, tam zamanında harekât kararı veren Sivil ve Asker tüm yöneticileri ve bu Milletin duâsı olan Başkomutanını tebrik ediyoruz.

Bu harekât kararının zamanlamasının ne kadar isabetli ve kararın ne kadar doğru olduğuna; harekâtın 14. gününde, hem de 800 küsur terörist imhâ edildiği halde ve de sınırlarımızın sadece Kilis ve Reyhanlı kısmındaki teröristlerin, 82 kez roketli saldırılarıyla 5 sivil şehit, 100 küsur yaralanma zayiatlarımız şahittir.

Yâ ABD’nin oyalayıcı yalanlarına ve direnmelerine karşı o eski pasif ve o şerir ülkelerden para dilenen koalisyon iktidarlarımız olsaydı? Yâ da otorite kullanmayıp da biraz daha gecikilseydi de ABD’nin 5000 Tır sevkiyatıyla silahlandırdığı o 30000 teröristler, tüm sınır boylarımızdan, ansızın ve birden saldırıya geçselerdi, güzel ülkemizin hali nice olurdu?

Çok şükür ki artık o eski Türkiye yok…

Ucunda şehadet olduğunu bile bile, düğüne gidiyormuşçasına bu harekâta neşeli giden, bu kutlu görev uğruna “ailene bir mesaj ver” diyen basın mensubuna “BEKLEMESİNER”, “Teröristlerin tamamını temizlemeden dönmeyeceğiz”, “sadece dua etsinler” diye haykıran yiğit ordu mensuplarımızı da cân-u gönülden tebrik ediyoruz.

Böyle bir zamanda ülkemiz insanın, aynen 15 Temmuz HÂİN darbe girişiminde olduğu gibi, YEKVÜCUT olarak Çanakkale ruhuyla kenetlenmesi, bir taraftan vatan sevdalılarının yüreğine su serperken, diğer yandan da düşmanları çatlatıp, kahr-u perişan etmektedir.

Ancak son gelişmelerde çok net görülen öyle çok önemli bir gerçek var ki:

Birçok iyi niyetli, saf ve temiz düşünen ve her şeye rağmen hüsnü zan yapmaya çalışanları da maalesef ters köşeye yatırmaktadır. Tüm anlatımlara ve birçok olay ve belgelere rağmen, Ana muhalefeti hâlâ siyasi bir parti sanan kendi sempatizanlarını bile, “hoop hooop, n’oluyoruz”, “bizimkiler iyice haddi aştı”, “bu güne kadar biz bunlara mı oy verdik, çok yazık” diye özeleştiri yapmaya mecbur etmişlerdir.

Belki de bu harekâtın en önemli avantajı; saf ve temiz halkımızın, masum zannettiği ana muhalefetin gerçek yüzünü görüp, yıllarca yutturulan altı oktaki Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Milliyetçilik ve Halkçılık ilkelerinin, son yıllarda tamamen yok edildiğini ve çökertildiğini görüp, halkımızın o yanlışından kurtulması olacaktır, inşaallah.

Öyle yâ, ana muhalefet bugün; din, ahlak, hak, hukuk, kadın, çocuk, sivil, masum tanımayan, çeşitli adlar altındaki terörist örgütlerin açık açık savunucusu olduğu, hem tüm teröristlerin ağzıyla konuştuğu çok net görülmektedir.  Hem de onların hapisteki hainlerini kurtarmak için eylem yaptıkları, hatta ABD ve dış şer güçlere tepki gösterecekleri yerde, tamamen haklı olan devletimize karşı savaş açtıkları çok net ortaya çıkmıştır.

Bu güzide millet böyle bir ortamda, cephedeki gelişmeleri merak ettiği gibi, bu tür ihanet ve küfürlü açıklamaları izlerken, “bu kadar da olmaz”, “bunlar Türk mü, yoksa düşman mı”, “yahu, biz de bunları Cumhuriyetçi, Devletçi ve Milliyetçi zannediyorduk” diye düşünmekten şaşkına dönmüş durumdadır.

İçinde zerre kadar Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık ve Devletçilik olan bir zihniyet; Güzel ülkemizin son on yılının üstün başarılarıyla ürettiği askeri silahları nasıl inkâr edebilir? Bu yerli ürünlerimizden; som füzesi, tank savar füze sistemleri, T129 Atak helikopteri, İHA, ANKA, Bora-12, T155 Fırtına obüsü, AKYA torpido, Atmaca gemi savar, ..daha bitmedi. ARMA zırhlı muharip, KİRPİ, Cobra Zırhlı Aracı, Göktürk uydusu, Gözcü Mini İHA, Hürkuş Eğt. Uçağı, İDA, Kasırga TR300 Füze, Pars zırhlı araç, Akıllı bomba, Altay milli Tank, Milgem Gemisi, Silâh ve diğer tüm mühimmatlarla övünmek yerine, nasıl olur da İNKÂR edilebilir?

Nasıl olur da ülkesinin HAİNLERİNİ savunmak için 450 Km. yolu yaya yürürler ve tüm teröristleri savunmaya kalkarlar? Oysa o ortak hareket ettikleri teröristlerin, kendi masum halkının toplu katliamlarını protesto etmek için, on metre bile yürümemişlerdi.

Nasıl olur da güzel ülkemizi gasp ve işgâl edip paylaşmaya kalkışan ve ülkemize önce teröristlerini musallat ederek savaş açan şer ittifak devletlere, ülkemizi şikâyet ederler?

Nasıl olur da “herhangi bir darbe girişimi olsa, ilk önce tankın önüne ben çıkarım” diye gürlediği halde, FETÖ darbe girişimi sırasında, sinsice kaçarak belediye başkanının evinden çatışmaları seyreder? Bu ihanetleri çok net gördüğü halde, Nasıl olur da âlemi sağır sanıp halâ ikiyüzlü davranır? Nasıl olur da her celsede o FETÖ hâinlerini savunurlar? Hükumeti, binde bir yıpratma adına alçalmak ve kendi örgütünü yıpratmak Allahtan revâ mıdır?

Nasıl olur da 15 Temmuz sonrası Devletin aldığı haklı tedbirler için, “asıl 20 Temmuz bir darbedir” iftiralarında bulunulur? Bu iftiralar, teröristleri koruma adına değil de nedir?…

Bu gelişmelerden sonsa, bütün terör örgütleri; “nasılsa ana muhalefet bizim işimizi üstlenmiş” diyerek, kendilerini fesh ederlerse hiç şaşmayınız. (Geçmişte mason teşkilatları böyle yapmıştı. [Bkz. İnt.: 2010 F. Altaylı. Remzi Sanver])

Sağduyu sahibi olup ta bu güne kadar onların, yalan fakat yaldızlı ve bol keseden vaatlerini doğru sanan kardeşlerimize şimdiden hatırlatıyoruz. Lütfen artık doğrunun yanında olalım…

  • Aklın yolu birdir…

Başka Türkiye yok. Suriyeliler bize sığındılar, bizim sığınacak bir yerimiz de yok!… Vesselâm.

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER