Ekrem TUNCER
  • 25/12/2020 Son günceleme: 25/12/2020 09:55
  • 7.045

Kimilerine göre Güney Asya'da bir ülke, kimilerine göre Orta Asya veya Orta Doğu...

963/1186 yıllarında Türklerin Gazneliler Devletiyle hüküm sürdüğü bu coğrafyada, tarih boyunca kan ve göz yaşının dinmediği, savaşların ve bitmeyen iktidar kavgalarının hüküm sürdüğü, günümüzde de her gün ayrı bir yerinde bombaların patladığı, silahlı suikastların olduğu bir ülkeden bahsediyoruz. Afganistan; İnsanların can ve mal güvenliğinin olmadığı, ölümün kol gezdiği, ortalama yaşam ömrünün 45 olduğu dünyadaki cehennemdir. 

6 Mayıs - 8 Ağustos 1919 tarihleri arasında cereyan eden Üçüncü İngiliz-Afgan Savaşı'nın neticesinde; İngilizler, 8 Ağustos 1919’da imzalanan Ravalpindi Antlaşması ile Afganistan'ın bağımsızlığını tanımış, ardından 19 Ağustos 1919 tarihinde Emanullah Han tarafından Afganistan'ın bağımsızlığı ilan edilmiştir. Afganistan Bağımsızlığını ilan etmesinden bu tarafa geçen 100 yılı aşkın süre içerisinde 40 yıllık Zahir Şah dönemi haricinde hiç sükun bulmamış, hep bir iç mücadele veya dış müdahale ile uğraşmıştır. Bunda geçmişten gelen bir Devlet geleneği, kültürü, otoritesi olmayışı da çok önemli bir etkendir. Hep bir lidere endeksli, o lider gidince gelen yenisinin sistemi değiştirmesi, kişiye özel makamların ihdas edilmesi gibi durumlar geçmişten bugüne Afganistan'da hiçbir zaman devlet otoritesini sağlayamamış. 

Günümüzdeki Devlet Başkanı Eşref GANİ, Foreign Policy isimli ünlü dış politika dergisinin Dünyadaki 100 aydın anketinde 2. sırada çıkmış önemli bir ilim adamı olmasına rağmen o da bu süreçlere ayak uydurmuş, seçimlerde yarıştığı muhalifi Abdullah Abdullah'a "Afganistan Barış ve Ulusal Uzlaşma Yüksek Kurulu Başkanı"  gibi bir makam oluşturarak, durumu kotarmış ve kendince iç karışıklığa karşı bir önlem almıştır. Ama ben bu satırları yazarken; haber kanalları altyazı geçiyordu: "Afganistan Özgür ve Adil Seçim Vakfı Başkanı Yosuf Reşit, başkent Kabil'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti." 

Nüfusunun büyük çoğunluğunu %67 ile İranlı uluslar; Peştunlar ve Taciklarin oluşturduğu Afganistan'da Özbek nüfus oranı %9 civarındadır. Türkmenler ise; %3'e yakın bir orandadır. Bunun dışında birçok etnik grupta vardır. Aymakları da Türk nüfusa eklersek; Afganistan'ın %15 civarı soydaşımız diyebiliriz. Afganistan'ı bize yakın kılan bir diğer unsur da nüfusunun %90'ının Sunni olmasıdır. Hanefi Meshebi; Türkiye'deki gibi Afganistan'da da yaygındır.  

SSCB işgali ve sonrasında Türkiye'ye gelen Afganların %90'ı bizim soydaşlarımızdır. Bu kardeşlerimiz, burada kazandıkları paralarla oradaki ailelerine bakmaktalar. Bizim ALAMANCILAR gibi.. Son yıllarda Türk Lirasının değer kaybı bu kardeşlerimizi de ciddi manada sıkıntıya sokmakta ama oradaki güvensiz ortam yine de Ülkemizi tercih sebebi yapmakta.

Afganistan Devlet Başkan Yardımcısı Raşit Dostum'un Özbek olması, Özbeklere nefes aldırsa da 1 milyona yakın Türkmen kardeşimize uygulanan baskı ve sindirmeye engel olamamış. Bunda coğrafi yapının da etkisi var.  Ülkedeki çoğunluk kabilelerin devlet yönetiminde ciddi ağırlığının olması, onlara terör unsurlarına karşı kalkan olurken; azınlık konumunda kalan Türkmenlere baskının artmasına sebep olmuş. Çoğunluğu oluşturan kabilelere iç yerel terör unsurları karışamazken; Azınlık konumundaki Türk Kabileler bir nevi açık hedef haline gelmiş. Terör unsurları, zayıf kalan, devlet yönetiminde de söz sahibi olamayan Türkmenlerin; mallarını gasp etmeye ve çocuklarını kaçırıp fidye istemeye başlamışlar. İstenen fidyeyi veremeyenlerin evlatlarını da öldürerek baskılarını artırmışlar. Bu yaşanan zulümlerle ilgili Türkmenler yürüyüşler düzenliyorlar. Sosyal Medyadan seslerini dünyaya duyurmaya çalışıyorlar. Türkiye'deki haber kanallarının whatsap hatlarına mesajlar atıyorlar. Ancak ne duyan var ne gören var. Aynı Doğu Türkistan'da ki soydaşlarımıza sessiz ve duyarsız kaldığımız gibi bu konuda da aynı sorumsuzluğu benimsiyoruz. 

Ayrıca Afganistan'dan Türkiye'ye vize alıp gelmek isteyen Türkmenler; Türk Konsolosluğunda ciddi rüşvetlerin alındığından şikayet ediyorlar. Rüşvetler öyle noktalara gelmiş ki; bir kişinin vizesi için 5 bin dolar civarında (40 bin lira) rakamlar talep ediliyormuş. Dış İşleri Bakanlığımızın yapacağı ufak bir inceleme bu yolsuzluğun son bulmasına vesile olabilir. Böylelikle Türkmen kardeşlerimiz daha rahat bir şekilde ülkemize gidip/gelirler. Onların bu rüşvet soygununa uğramasını engellemiş oluruz. 

Biz Devlet olarak Türkmenlerin vizesiz gelmesini bile sağlasak; en azından onların ticaretlerine ciddi bir katkı sağlamış oluruz. Böylelikle onların yanında olduğumuzu, nefes olduğumuzu hissettiririz. 

Bu arada Afganistan Korona virüsünün uğramadığı tek ülke.. Çünkü sağlık sistemi diye bir şey yok!!!

Yazarın Yazıları