Şeref KAÇMAZ
  • 25/10/2022 Son günceleme: 25/10/2022 17:19
  • 7.563

Neler olduğunu anlamak için, öncelikle Merhum Erbakan hocamızdan sonra Milli Görüş Lideri ve YİK Başkanı olan merhum Oğuzhan abimizin yaptığı bazı açıklamaları hatırlamakta fayda var.

Her iki merhum büyüğümüzü de rahmetle anıyorum.    

‘’İnşaAllah, önümüzdeki kongrede alacağımız kararlarla, Saadet Partimiz, kuruluşundaki değerleri savunur hâle gelir’’

‘’Allah’ın izniyle önümüzdeki kongrede, memleketimizin şu anda içinde bulunduğu sosyal ve siyasi şartlara uygun olarak hizmet edecek bir teşkilat oluşturacağız’’

“Güçlü bir Saadet Partisi teşkilâtı oluşturmak ve yukarıda durumlarını anlattığım gençleri, Millî Görüşe kazandırmak için, benim gözetimimde, geniş istişarelerle bir liste hazırlanacak ve kongre başkanlığına sunulacak. Rabbimiz hayırlı hizmetler yapmalarını nasip eylesin”

Oğuzhan abimiz yukarıdaki açıklamalarında, Saadet Partimizin mevcut yönetim kadrosunun, kuruluşundaki değerleri savunmadığını, memleketimizin sosyal ve siyasi şartlarına uygun hizmet etmediğini, önümüzdeki kongrede bir liste hazırlanacağını açık bir dille ilan etti.

Ankara’da evinde kendisini ziyaretimizde bu açıklamalarını ve daha fazlasını bize de sözlü olarak ifade etti. Ayrıca, yeni bir bölünme yaşanmaması için olağanüstü kongre yapmayacağını, yapılacak ilk olağan kongrede istikametten sapan genel başkan ve başkanlık divanının bir kısmını görevden alacağını, bunun için yeni GİK listesi çalışması yapmak ve delegeleri bilgilendirmek üzere bir ekibe görev verdiğini söyledi. Buraya kadar olan kısım yazılı ve görsel medyada paylaşıldığı için tekrar hatırlatıyorum, diğer konuşulanları burada paylaşmayı uygun bulmuyorum. Bu tespitleri yapan kişinin Erbakan hocamızın sadık bir dostu olduğunu, Milli Görüş davasına sadakatle hizmet ettiğini ve açıklamaları yaparken de Milli Görüş Lideri ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı olduğunun altını çiziyorum.

Oğuzhan abinin bu tespitlerini, parti içi uygulamalar ve alınan kararlarla iliklerine kadar yaşayan ve dile getiren birçok teşkilat mensubunun görevden alındığına ve etkisiz hale getirildiğine hep birlikte şahit olduk…

Yasal zorunluluk gereği Olağan Kongre kararı alınmasından sonra, muhtemelen Oğuzhan abinin görev verdiği ekip, 46 kişilik istişare heyeti ile kongrede aday ve liste çalışması başlattı. 14-16 Ekim tarihlerinde Haymana’da bir otelde yapılan çalışmalardan sonra 19 Ekim günü ‘’Haymana Mutabakatı’’ metni manifesto niteliğinde yayınlandı. 4 gün sonrada 22 Ekim günü yayınlanan bir metinle 2. aday ve 2. Liste çıkartılmayacağı ilan edildi. “İstikametten sapma” tehlikesi bertaraf mı edildi? Parti politikalarında köklü bir değişiklik mi Oldu? Kongre süreci ve sonrası ile ilgili çok önemli sözler mi alındı? Bekleyip göreceğiz. 

Gidişattan rahatsız olanların gerekli müdahaleyi yaparak, rahatsız oldukları kişileri ve politikaları değiştirmek için bu kongre büyük bir fırsattı, çok önemli kazanımlar alınmadı ise maalesef bu fırsat kaçtı. 30 Ekim Olağan kongresinde, Parti tüzüğüne göre, genel başkan adayı teklif etmek için delegelerin %15 desteği yeterli. Seçim sonrası, seçimli bir Olağanüstü kongre çağrısı için delegelerin %51 desteği gerektiğine göre, mevcut yönetim en az üç yıl daha görevde kalacak demektir.  

Haymana mutabakat toplantısından 2 gün önce genel başkan adaylığını açıklayan Sayın Gündoğan’da, muhtemelen aday olmak için gereken, delegenin %15 desteğini alamamış olacak ki, gerekçesine inanmadığım bir açıklama ile adaylıktan çekildi. Seçim sonrası ekonomide etkili bir görev mi teklif edildi? 

Saadet Partisinde neler oluyor? Görünen o ki; aday çıkmadığına ya da adayların geri çekildiğine göre hiçbir şeyin olduğu yok, her şey güllük gülistanlık, gidişattan rahatsız olanda yok. Var mı yoksa? Varsa şimdi konuşsun, yoksa herkes Temel beyi ve ekibini tebrik etsin, belki görevlerinde kalmalarına yardımcı olur.

Gerçek şu ki; Sisteme entegre olma, merkeze çekilme, bilmem kaç tane diğer parti gibi kitle partisi olma yolunda hızla ilerleyen, Erbakan hoca söylemlerini tarih öncesi olarak gören, Milli Görüş ilke ve esaslarından hızla uzaklaşan, zafere giden yolda her şeyi mubah sayan, seküler hayatı benimseyen, özgürlük ve eşitlik aşığı yöneticilerle toplumsal mutabakat sağlayarak aziz Milletimizin teveccühünü kazanacaklarına inanan, teröristleri özgürlük hareketi gibi görenlerle iş birliği içinde, tabandan ve davadan uzak kadrolarla bir dönem daha gidecek gibi görünüyor. Sonra mı? Dava Hakk, Sahibi Allah CC. Mevla neylerse güzel eyler.

Adaletin güçlü, güçlünün de adil olduğu bir Dünya’nın en kısa zamanda kurulması duası ile Allah’a (CC) emanet olunuz.   

Yazarın Yazıları