Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 21/11/2011 23:11
  • 18.754

İnsanları anlamakta bazen gerçekten zorlanıyorum… Onun içindir ki gizli düşman olup da kahpe damgası yemek yerine açık oynamayı tercih ediyorum…

Malumunuz Beykoz’un derinlerinde şu anda tek konu var. O da 14 Ocak 2012’de yapılacak AK Parti 4. Olağan Kongresi… Bu kongreye ilişkin herkes kapı arkalarında pazarlıklar yapıyor, kimisi dostunu satıyor, kimisi yüzüne güldüğü adamların arkasından her türlü yavşaklığı yapıyor. Çeşit çeşit gruplar var. Yani anlayacağınız siyasette riyakârlık almış başını gidiyor…

Sürecin başından beri içindeyiz… İzlerken de kendimce çeşitli yorumlar yapıyorum… Zaman zaman ortaya isimler atıyorlar, bu isimler üzerine yapılan yorumlara katılıyorum… Bazen de görüşmeler yapıyorum.
 
Mesela bu çerçevede görüştüğüm bir isimde, Muharrem Ergül döneminde Başkan yardımcısı olarak, kendi partililerinin inceleme izni verdiği tek isim olmasına rağmen 5 yıl birlikte görev yaptığı kişinin, kendisi o yönetimde değilmiş gibi; tartışılan başarısızlığını fırsat telakki ederek Belediye Başkanlığı için aday adayı olan Ali Bilir.
 
Ali Bilir’i tekrar siyasete kazandırabilir miyiz diye düşünmedim değil… Evet düşündüm… Ve bu çerçevede kendisiyle görüştüm ve bu görüşmede AK Parti Kongresi’ni de değerlendirdik. Bu görüşme esnasında, ilk kez gittiğim Ali Bilir’in şirketinde, “Benim tanıdığım Ali kısa sürede böyle yol aldıysa bu siyasette riskli olabilir” endişesine kapılsam da, bir önceki Belediye Başkanı Muharrem Ergül’ün kendisini muhatap almamasının yarattığı kırgınlığı kendi isteği doğrultusunda ortadan kaldırmakta bir sakınca görmedim.
 
Bundan 10 yıl önce sade ve sıradan bir yaşam süren, eşiyle birlikte bankada çalışarak almış oldukları dairenin taksitlerini ödemeye çalışan bir insandı Ali… Ama bu gün geldiği konum harbiden dudak uçuklatıyor… Hal böyle olunca da, insan; ister istemez düşünüyor. Bu değirmenin suyu nereden geliyor.
 
Duydum ki Ali Bilir, Adem Sefer kesin ilçe başkanı olacakmış gibi kurulacak yeni yönetimde görev almak için çeşitli girişimlerde bulunuyor… Başarılı olamayacağına kesin inandığım bu girişimleri hangi kanallardan yapmaya çalıştığını da biliyorum, fakat söylemeye gerek duymuyorum…  Ali Bilir’e sadece AK Parti’den uzak durmasını tavsiye ediyor, fazla ileri gitmek istemediğim bu konuda beni daha fazla zorlayacağını zannetmiyorum. 
 
Gelelim bir diğer konuya… Dost Beykoz’un Beykoz’da yakaladığı başarıyı görüp ağzının suyu akarken, insanların çaresizliklerini kendilerine basamak yapmakta sakınca görmeyen taklitçilere…
 
Kendileri yasaları kullanarak, birçok şey elde ettiler… Mesela Meclis üyesi oldular… İhalelere girdiler, paralar kazandılar… Kazandıkları paralarla Dost Beykoz’a alternatif olmaya çalışırken, doyamadıkları aptallıklarının kendilerine pahalıya mal olacağını hesap etmekten yoksun olduklarını maalesef çok kısa sürede ortaya koydular.
 
Kendi menfaatleri için yasaları en iyi şekilde kullanan, fakat devletin veya başkasının menfaati söz konusu olduğu zaman, kendilerine yaptıkları inşallah maşallah kisvesinin arkasına sığınan zavallılar… Ayaklarının altındaki zeminin kaydığını görünce çareyi zam yapmakta bulanlar sizi gerçekten uyarıyorum…
 
Önce hiçbir yasal statüsü olmayan sözde yayınıza yasal bir statü kazandırın… Ondan sonra mağdur ettiğiniz insanların haklarını verin. Yasal statüsü olmayan yayınız aracılığı ile yasalar karşısında suçlu duruma düşürdüğünüz kurumlara karşı sorumluluklarınızı yerini getirin.
 
22 Kasım 2011 tarihinden sonra yapacağınız hiç bir işlem sizi aklamaz… Bunu da bilin.
Yazarın Yazıları