Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Acaba, kim ilerici? Kim gerici?…

Bir haftalığına çıkacağımız bir seyahat veya yolculuk için, bazen aylar önce hazırlıklara başlarız.

Hele hele bu yolculuk, yabancı dilini bilmediğimiz bir ülkeye olursa, yıllar önceden o memleketin lisan kurslarına başlarız. Nitekim bendeniz, bir aylığına bir teknik araştırma için Japonya’ya ve İngiltere’ye gönderileceğim zaman, okul İngilizcemi yeterli bulmayarak, kendi imkânlarımla 18 ay daha İngilizce kurslarına devam etmiştim. Beni hiç kimse yadırgamadığı gibi, çok da takdir edilmiştim. Gerçekten de çok işime yaramıştı. Bana vaad edilen yukarıdaki yolculuğumdan cayılma ihtimali de vardı. Bunlara rağmen, o hazırlıklar için hiçbir masraftan da gayret ve fedakârlıklardan da kaçınmadım.

Oysa her birimizin önünde ve yakın bir zamanda, öyle zorunlu yolculuklarımız var ki, cayılma ve vazgeçilme ihtimali HİÇ YOK. Tek bir kişi bile istisna bırakılmayacak. Üstelik de bu yolculuk çok uzun ve altı aşamada tamamlanacak ve her aşaması da çoook uzun yıllar sürecek. Toplam yolculuk süresinin ise en güvenilir bilirkişilerin hesabına ve ihbarına göre 50 000 (ellibin) sene süreceği bildiriliyor. Bu zorunlu yolculuktan birinci aşama; Kabirdir. Kabir, kişinin dünyaya gönderiliş sebebini yerine getirişine göre, ya cennet bahçelerinden bir bahçeye, ya da cehennem çukurlarından bir çukura dönüşecek. Süresi ise binlerce seneden beri orada ikamet edenler olduğu gibi, bu sevkiyatın daha ne kadar süreceği de Allahın ilmindedir.

İkincisi Haşirdir; Yâsîn S., 51. Â.: “Sûr'a (tekrar) üfürüldü(ğünde) kabirlerinden fırlayanlar, süratle Rablerine (mahşer yerine) doğru gidecekler.” Diriltilip, mahşer yerinde toplanmanın, yani o zorla sevk edilmenin süresi, 1000 yıl civarında olduğu bildiriliyor…

Üçüncüsü Kıyamet; (1000 sene olduğu bildiriliyor.) Secde S., 5. Âyet: Allah, gökten (meleklerle) bütün dünya işlerini idare eder. Sonra (melekler o işlerde), bir günde O'na yükselir ki, (o günün) miktarı, sizin saydıklarınızdan (dünya yılından) bin yıldır…

Dördüncüsü Sırat: Yani Sırat köprüsü, Nass ile sabit olup, mahşer gününde cehennem üzerine kurulacak olan köprüdür. Kur'an-ı kerimde mealen buyruluyor ki: Saffat S., 23-24. Ayet. “Allah, meleklere şöyle emreder. Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna (sırata) koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.” Dünyadaki köprüler sabit ve herkes için aynı olmalarına rağmen, Âhiretteki bu köprü, kişilere ve onların amellerine göre değişkendir. Bu Hadîs-i Şerif, Cehennemlik olma veya kurtulma arasında bocalanan bir sorgulama süreci olarak da te’vîl edilmektedir. Nice kimseler Sırattan geçtiğini bilmeyip, meleklere derler ki: “Bize vaad edilen Sırat ve Cehennem nerede kaldı, biz onlardan geçtik mi?” Melekler de şöyle cevap verirler: "Siz Cehennem üstündeki Sırattan geçtiniz; fakat Cehennem ateşi sizin nurunuzdan çekilip, örtülmüştü." [Bkz.: Camius-Sagir] Bu yolculuklardaki bildirilen o uzun süreler ve zaman, kişilere göre değişken olacaktır.

Yani Mü’minler için Tayyi zaman işletilecektir.

Tayyı zaman; “Zamanı ortadan kaldırmak” demektir. Çok uzun bir zamanı pek kısa olarak görmek ve yaşamaktır. Mesela: Kur'an-ı Kerimde beyan edilen "Ashab-ı Kehf" mağarada 309 sene kaldıkları halde, kendileri yarım gün kadar kaldıklarını zannettikleri gibi…

Beşincisi Mahkeme-i Kübra; Adaleti İlâhinin tecelli ettiği tek ve en büyük mahkeme. İbrahim S., 42. Âyet.: Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. Nebe S., 40. Âyet: Kâfir, “ah! Ne olurdu ben de toprak olsaydım” diyecek. Yani keşke, dünyada hayvan olarak yaşasaydım da onlar gibi sorgulanmasaydım ve bu acı âkıbete düşmeseydim diyecek…

Altıncısı ise Bu yolculuklardan sonra da Dünya hayatındaki kazançlarına göre yâ EBEDÎ Cennetlere (inşallah) veya Cehenneme (Allah muhafaza etsin) kadar devam edecektir. İnanmamak, asla bu zorunlu yolculuğa engel değildir, Cennetlere engeldir. Âl-i İmrân, 133.: “Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!” Râ’d 24.: Melekler: Sabrettiğinize karşılık size selam olsun! Dünya yurdunun sonu (Cennet) ne güzeldir! (derler).” Peygamberimiz SAV, Yüce Allah’ın “Ben salih kullarıma Cennette öyle nimetler hazırladım ki, ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne de bir beşerin hatırına gelmiştir” buyurduğunu bildirmiştir. (Buhârî, Tefsir 32:1.)

İspat mı istiyorsunuz? Düşmanlarının tamamının “Muhammed-ül EMÎN” dediği ve insanlığın en doğru sözlüsü Peygamber efendimiz, gidip bunları görerek gelip haber vermiştir. Gelmiş-geçmiş bütün 124 000 Peygamberler, 224 000 Asfiya ve evliyalar da aynı yolculukları haykırmışlar. Kâinâtın Hâlikı ve her birimizin Rabbi olan Yüce Allah cc bu konuda gevşekliğe ve gaflete düşmeyelim diye gönderdiği Kur’ân-ı Kerîmin birçok yerinde, üstelik de tekrar tekrar bildirmiştir…

Şimdi, şu can alıcı sorulara cevap arayalım: Bir haftalık, bir aylık, birkaç yıllık yolculuklar için bunca hazırlıklar yapan ileri görüşlü (!) insan, acaba şu mutlaka sevk edileceğimiz 50 000 senelik yolculuklara niçin çok ciddi hazırlıklar yapmaz? Veya en çok 100 senelik bir dünya hayatı için 20-30 sene tahsil zahmetlerine ve masraflarına katlanan insan, acaba şu 50 000 senelik yolculuklar için ve EBEDÎ ahiret hayatını Cennetlerde geçirmek için, niçin 2-3 senelik tahsile nazlanır? Hatta hazırlanmak isteyenlere, acaba niçin engel olurlar?…  Ne dehşet verici bir şeydir ki; 16 sene okula git, Dünyaya niçin geldiğine dair, Hiçbir şey öğrenme!!!” (Mahmud Efendi Hz.)

Bu yolculuklara hazırlanmayı ihmal edenlere, acaba ilerici veya İLERİ GÖRÜŞLÜ denilebilir mi? Acaba bu yolculuklara ciddi bir şekilde hazırlananlara, niçin ve hangi akla hizmetle GERİCİ deniliyor? İSLÂMİYET, akıllı ve İLERİ görüşlü insanların tercihidir. Bu Tercihi Yapanlara da MÜSLÜMAN denir! NAMAZ ise bu tercihi yapanların ALÂMETİDİR! (U.A.)

Ya İslam'la yükselir, Ya inkârla çürürsün. Yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün. N.F.K.

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER