Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

84 yıl sonra, Küçüksu Camiinde namaz.

1930’lardan beri ecdadın kemiklerini sızlatan, şu gasp edilmiş bir camiyi yeniden inşa edenleri takdir ve tebrik ederken, bu haberi ve bu bilgileri ‘o günkü zulümleri unutmamak adına’ arz ediyorum.

Tâ ki bu acı gerçekler yeni nesillerden artık gizlenemesin ve örtbas edilemesin…

1973-74 Yıllarında, düğün masraflarıma katkıda bulunmak amacıyla, Cam fabrikasından artan zamanlarımı, Kavacık hattı minibüslerinde çalışarak değerlendiriyordum. O yıllarda bir gün, yaşlı bir minibüs patronum ve kanaat önderi olan Tahsin Turaman’ı çok üzgün görmüştüm. Sebebini sorduğumda “..gel Raif kardeşim, seninle biraz dertleşelim” diyerek, beni Küçüksu sarayının önüne götürmüştü. Minibüsümüzü park ettikten sonra, sırtımızı Küçüksu Kasrına vererek “..Bak Raif kardeşim, şu boş alanda bir zamanlar çok güzel bir cami varmış. Benim ecdadım ve bu semtin yaşlıları, burada çok namaz kıldıklarını söylüyorlar. Bu cami, birinci Cumhurbaşkanı zamanında ibadete kapatılmış ve önce spor kulüp binası, sonra da CHP lokali olarak kullanılmaya başlanmış. İkinci Cumhurbaşkanı zamanında da CHP lokali olarak devam etmiş, hatta eğlence yeri olarak da kullanılmış. Üçüncü Cumhurbaşkanı tarafından ise ‘halkın tekrar camiye çevrilme dilekçelerinden bıktıkları için’, kesin çözüm (!) olarak maalesef YIKTIRILMIŞ. Rahmetli babamın buraya gelip ağladığına çok şahit oldum. Bugün de işe gelirken ben buraya uğradım. İşte bu zulmü yâd ettikçe çok üzülüyorum, sıkıntım bu” diye, dert yanmıştı. Ben de o günkü aklımla, “..Üzülme be Tahsin amca, Allah c.c. her şeyi görüyor. c.c. imhâl eder (yani mühlet verir) fakat asla ihmal etmez. Onları da Mahkeme-i Kübraya alacak” şeklinde teselli etmeye çalışmıştım. Ben bu hatırayı hiç unutamadım ve Küçüksu Kasrının önünden her geçişte o boş alana bakıp, “Yâ Rabbi, acaba bu mahzun camiyi tekrar aynı yerine dikecek kahramanlar gönderecek misin?” diye iç geçiriyordum.

Aradan tam 40 sene geçmişti. 2013 Yılında bu caminin devlet eliyle yeniden inşa edildiğini görünce, sevincimden uçacak gibi oldum. Bugün 04.07.2014 Cuma ve Ramazan ayının 7. Teravihinde, bu camide ilk Cuma ezanını ve defalarca yatsı ezanını okumama, cuma ve teravih müezzinliği yapmama vesile olan Yüce Rabbime, binlerce Hamd ve Şükürler ediyorum. Yeniden inşa edenlere ise binlerce teşekkürler ediyorum. Allah c.c. kendilerinden ebeden râzı olsun ve her zaman YÂR ve yardımcıları olsun… Âmîn.

Küçüksu Camii; Göksu Mihrişah Valide Sultan Camii olarak ta bilinir. Sultan II. Mustafa'nın zevcesi Mihrişah Sultan tarafından 1750'de Küçüksu Kasrı'nın karşısına yaptırılmıştır. Osmanlı padişahlarından II. Mahmut’un fermanı ile 1835’te restore edildiği de biliniyor.  1930’larda ise caminin hemen yanında bulunan Küçüksu Kasrı, devlet büyüklerine (1. C.Bşk.a)tahsis edilince cami cemaati azalmış ve bu süreçte caminin minaresi anlaşılamayan (! 1935) bir sebeple yıkılmış (veya yıktırılmış.).. Bu gelişmelerin ardından verilen bir talimat (!) ile bir süre A. Hisarı İdman Yurdu olarak kullanılan cami, daha sonra da Cumhuriyet Halk Partisi tarafından lokal olarak kullanılmaya başlandı. 1950’de çok partili döneme geçişten sonra, bu caminin durumu kamuoyunun tepkisine yol açtı. Anadoluhisarı halkı, caminin tekrar ibadete açılması için Vakıflar Başmüdürlüğü’ne dilekçeler verdi, ancak değişen bir şey olmadı. 1950’lerde, Celal Bayar’ın Küçüksu Kasrı’nda oturduğu sırada, tartışmalara son vermek için(çözüm olarak!) bu cami tamamen yıktırıldı…"

(1930, 1937..ve Bu son üç resimde: İnşaatı bitmiş hâli ve caminin içinden iki ayrı manzara görülüyor.)

Gördüğünüz gibi, merhum Tahsin amcanın 1973’te anlattıkları ile tarihi bilgiler tamamen örtüşüyor. İşte bu mahzun Cami, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, hiçbir kalite esirgenmeden yeniden inşa edildi. Geçmişte olduğu gibi “küfeki taşı” ve “horasan harcı” kullanılarak inşa edilen cami, yeni görünümü ile takdirleri üzerinde topladı. Cami 17 X 10 (170 metrekare) iç alan boyutlu ve 5 X10 (50 metrekare) boyutunda mahfil kata sahiptir. Mihrişah Sultan Camii 350 cemaat kapasiteli olup, Küçüksu Kasrı ve mahallesine, Göksu Mh., Öğretmenevi ve çevredeki sosyal etkinliklere katılanlara hizmet verecektir. Ayrıca, İBRET için de ziyaret edilmelidir…

Son yıllarda; Laikliği yanlış uygulayan o tek parti zihniyetinin kapattığı, sattığı, gazino veya lokale dönüştürdüğü ve de yerle bir ettiği, böylesine mahzun binlerce camileri, tekrar ASIL hüviyetlerine kavuşturanlara tekrar tekrar şükranlarımızı arz ediyoruz…

Benim bu konudaki tepkilerimi (işlerine gelmedikleri için) fazla bulup, binlerce okur içinden çalakalem yorum yazmak isteyen birkaç kişi çıkabilir. Hemen arz edeyim ki şu Kâinatın ve bizlerin Yüce Yaratıcısı bu konuda öyle HASSAS ki, benim şu kelimelerim bu konunun önemini izahtan bile âcizdir. Bu nedenle, Yüce Rabbimizin bu konudaki KESİN MESAJINI ve EMİRLERİNİ aynen arz edeceğim. Tâ ki hiç kimsenin tek bir itiraz hakkı kalmasın ve herkes kendisini ona göre ayarlasın…

  • “Allah'ın mescitlerinde Allah'ın adının anılmasını engelleyip, oraların ıssız ve harap hale gelmesine çalışanlardan daha ZALİM kim olabilir?… ..” (Bakara S., 114. Âyet.)“Bir de sakın zulmedenlere (ZALİMLERE) meyletmeyin, sempati (bile) duymayın!… Yoksa size ateş dokunur. Aslında sizin Allah'tan başka yardımcınız yoktur. Sonra O'ndan da yardım görmezsiniz.” (Hûd S. 113. Âyet.) ..Artık siz bilirsiniz… Vesselâm.

NOT: 1.) Kapı kapı dolaşıp o zihniyete OY isteyen mü’min (!) kişilere ithâf olunur. Belki; dolmuşa getirilerek, kimlere hizmet (!) ettirildiklerinin farkına varırlar ve tövbe ederler…

2.) 84 Yıl aradan sonra, 2014 Ramazan ayında ibadete açılan bu mahzun camiin ilk İmam-Hatibi H. Zeki Durmuş, 1969-2010 yılları arasında A. Hisarı Fatih S.M. camiinde Din görevliliği yapmıştır. 1969 Yılında bu görevi devraldığı (Mrh.) İmam H. Nizamettin Gürses, 1919yılından beri (50 yıl) görev yaptığını, o yıllarda Küçüksu camiinde de görev aldığını ve bu Küçüksu camii hakkında birçok hatıralarını” Zeki hocama anlatmış. Ben kendisinden dinledim, ancak bu köşe yazısına sığdıramadım. Mrh. H. Tahsin amcanın verdiği bilgiler ile Tarihi bilgilerin örtüştüğü gibi, Mrh. Nizamettin hocanın bilgileri de tamamen örtüşmektedir…

3.) “Bu günkü CHP, o günkü gibi değil” diye teselli arayanlara yüzlerce örnek var. İşte en son örnek: CHP’den TBMM’ye önerge. “Yolculukta Namaz Kılmak İsteyenler Cezalandırılsın” 

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER