Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

4+4+4 Eğitime İtiraz, NİÇİN?

Hiç düşündük mü?...

A’dan – Z’ye incelediğinizde, hangi yönden bakılırsa bakılsın, her yönüyle hayırlı olan bir konuda, malûm bir zihniyet tarafından niçin bu 4+4+4’e itiraz ediliyor acaba?

Acaba niçin kendilerini bu kadar yırtıyor? Bunu engellemek için niçin bu kadar hırçınlaşıyorlar? Niçin bu kadar basitleşiyor ve küçük düşüyorlar?

Elbette bu güzide halk bütün bu olanları görüyor ve düşünüyor. Bu sorunun cevabını da çok iyi biliyor ki, son 10 yıldan beri her seçimde, böyle (ezanı 18 yıl susturan, Kur’ânı ve R.Nuru yasaklayan) tek parti kalıntısı bir zihniyete nal toplatıyor. Çünkü zulme rıza dînen, şu Âyete göre yasaktır: “..Bir de, sakın-sakın zulmedenlere meyletmeyin, sempati bile duymayın. Yoksa size de ateş (Cehennem) dokunur.” …(Hud Suresi 113. Âyet.)

Halka ve yüce dinimize, böylesine ters tutumlarını sürdürürlerse, bir altmış yıl daha irtifa kaybetmeye devam edecekler. Zaten halk nazarında onlar hakkında öyle bir şablon oluştu ki, tartışılan herhangi bir konuyu enine boyuna incelemeye bile gerek kalmıyor.

Halkın büyük bir çoğunluğu “..bu konuya o malum zihniyet ve ana muhalefet itiraz ediyorsa, bu işte mutlaka bir hayır var, eğer savunuyorlarsa mutlaka bir zarar veya şer var” diye yorum yapıyor, duruma getirildi.

Bu tezimi te’yid için geriye dönüp ana başlıklara “tek bir bakış” yetiyor. Sadece AYM.’ye gidiş sebeplerine bakılması bile yetiyor. Birkaçını hatırlayalım.

Meselâ: Seçim öncesi kendi tüzüklerinde de var olan ve hararetle vaat edilen 2B konusunda da böyle itiraz edilmedi mi? 2B problemini 2002 ve 2004’te halleden yeni yasayı AYM’ye götürmediler mi? M.Moğultay’ın ve S.Oktay’ın arkadaşlarına iptal ettirmediler mi? Halkın çoğunluğunun sevdiği ve meşru bir şekilde seçilen C.Başkanı Sn. A.Gül’ü engellemek için kendilerini perişan edip, 376 düzmecesiyle AYM’ye gidilmedi mi? Sonra ne oldu?… B.Ş.Belediyelerinin vermiş olduğu bursları, AYM’de aynı kadroya iptal ettirmediler mi? Binlerce öğrenciyi mağdur ettirmediler mi? Allahın c.c. kesin emri olan başörtüsü hakkında da, ayrıca 28 Şubat sürecinde körleştirilen İHL ve meslek liselerinin önünü açan yeni kanuna da itiraz edip, aynı AYM’ye götürmediler mi? YÖK’teki, HSYK’daki ve bunlar gibi kemikleşmiş ve siyasallaşmış kurumların, bu siyasi kadrolardan kurtarılması çalışmalarına karşı, ölesiye savaş açmadılar mı? %50 teveccühlü bir partiyi kapamaya çalışmadılar mı?…

Aslında böyle delil aramaya da pek gerek yok. Bugün halk artık bilinçlendi. Lâflara değil, icraata bakıyor. Günü geldiği zaman da ağızlarının payını güzelce veriyor. Şimdi ben bu konuya girdiğim için bazı arkadaşlar yine sitem edecek. “Hocam, sen maneviyat ağırlıklı o güzel yazılarına devam et, siyasi konulara girme!…” gibi, tavsiyelerde bulunacaklar.

Yüce Dinimi, Kur’ânımı, maneviyatımı, mukaddesatımı, vatanımı, halkımızın ve neslimizin mukadderatını ve istikbalini ilgilendiren bu çok önemli konuda sessiz kalamam. Çünkü, maneviyatıma ve mukaddesatıma saldırı bu zihniyetten geliyor. Hiç kusura bakmasınlar…

Neyse, bu kısa girizgâhtan sonra biz esas konumuza dönelim:

Her mü’min ve Müslüman’ın eğitim konusu sadece 4+4+4=12 yılını değil, Yüce dinimizin“..Beşikten, mezara kadar ilim tahsil et…” prensibiyle, tüm ömrümüzü kapsıyor. Bu biiir…

4+4+4 Eğitim sistemi hakkında bendeniz, birçok ciddi toplantılara katıldım. Çok araştırmalar yaptım. Önceleri bazı tereddütlerim oldu, fakat ana muhalefetin o hırçın ve saldırgan tavırları ile itirazları, bu tereddütlerimi kaldırdı. Bende de “..bu zihniyet hırçınlaşıyorsa, mutlaka her yönden hayırlıdır” kanaati hasıl oldu. Yine de bu konunun teknik yönlerini, ana hatlarıyla okurlarımla paylaşayım, dedim…

Öncelikle bu yeni sistemle, (yani 4+4+4=12 sistemiyle) 28 Şubat dayatması ve yüzkarası olan KATSAYI EŞİTSİZLİĞİ ortadan kalkacak. Eğitim sistemimiz bu haksızlıktan ve rezaletten kurtulacak. Halkın muhtaç olduğu İ.H.L.’lerin önü açılacak…

Öğrenciler; yüzyılın pedagojik bir yanlışı olan, o dayatmalı “..tek tip insan yetiştirme” sistemindeki gibi körü körüne ve ite-kaka değil, kabiliyetlerine ve arzularına göre meslekî eğitime, sınavsız yönlendirilecekler. “Zekâ ve kabiliyet farklarının aynı kefede tutulması” nedeniyle bocalayan eğitim, rahat bir nefes alarak, çok daha kaliteli hâle gelecek.

 

Sanayide çok-çok önemli olan, fakat malum dayatmalarla körletilmiş olan “sanatkâr ve teknik eleman” ihtiyacı da karşılanacak. Sanayimiz de, ciddi bir kalite kazanacak.

Önemi nedeniyle, üç haftadan beri kaleme aldığım ve hem dünyada, hem de Âhirette mutlak ihtiyacımız olan KUR’ÂN öğreniminin de önü açılacak. Bildiğiniz gibi bu konu da o malum zihniyet tarafından körleştirilmişti. İnsan ömrünün “öğrenmede altın çağı” olan, 12 yaş öncesinde Kur’ân eğitimi yasaklanmıştı. Bu yeni sistemde serbest ve seçmeli hâle gelecek. (Dikkat ediniz, yine zorunlu değil, sadece serbest diyorum.)

 

Okul türleri azaltılacak, sınavsız geçişler sağlanacak. Seviye belirleme sınavları (SBS) kaldırılacak. Öğrenciler liselere, kabiliyetlerine göre yönlendirme ve ders notları ile geçiş yapacak. En başarılı olanlar ise, sayısı azaltılacak olan fen liselerine gidecekler.

…Ve daha neler neler…

Burada sadece birkaçını, ana hatlarıyla arz ettiğim ve köşe yazımı uzatmamak için yazamadığım benzeri birçok avantajlar ve faydalar, malum ana muhalefetimizi için elbette DEZAVANTAJDIR. Çünkü gen yapılarına terstir. Lütfen buna çok dikkat ediniz…

Bütün bu itirazların, cazgırlıkların, demagojilerin ve hırçınlıkların altında hep bu gerçek yatmaktadır. Bunun da iki ana sebebi var:

Ana muhalefetimizin mazisine baktığımız zaman ilk fark edilen ana kriter, bu zihniyetin genelde maneviyata düşman oluşlarıdır. Zaman zaman dost görünmeye çalışsalar ise de, ellerine geçen ilk fırsatta gerçek niyetlerini uyguluyorlar. İşte bu halk da bunları bildiği için, hatta ezberlediği için, bu zihniyeti ömür boyu muhalefete mahkûm etmiştir. İnşaallah bu önemli faktörü masum seçmenleri de fark ederler…

İktidarların başarılı icraatları, hiçbir zaman muhalefetin ve o zihniyetin işine yaramaz. Çünkü, iktidarın puan kazanması, muhalefeti olası iktidardan uzaklaştıracaktır. Bunun için de iktidarın hayırlı ve halkın yararına icraatları mutlaka engellenmelidir!…

Bu iki ana kriterden başka, çok önemli bir sebep daha var.

Bu sebep de, yargılama süreci devem eden DERİN yapılanmalardır.

Ülkemizin kalkınmasını istemeyen iç ve dış şer güçler, muhalefetimizi her zaman destekleyerek cesaretlendirmektedirler. Bu derin güçler, asla güçlü iktidara tahammül edemezler. Basit, güçsüz ve koalisyon iktidarları istedikleri gibi yönetebildikleri için, güçlü iktidarları parçalamak isterler. Bu konu apayrı bir başlıkta incelenebilir…

NETİCE:

4+4+4 Eğitim sisteminin, her yönüyle hayırlara vesile olacağı, hangi açıdan bakılırsa bakılsın, ap-açık ortadadır.

İstikbal; Hakka mesafeli olanlara acı verse de, Hakka inanlar için güzelliklerle doludur. Yarasalar ışıktan hoşlanmasalar da, Allah c.c. NÛRUNU tamamlayacaktır. Çünkü; Allah c.c. Kur’ân-ı Kerimde, 9. Sûre 32. Âyet ve 61. Sûre ve 8. Âyetlerde vaad etmiştir…

Ne mutlu; dualarıyla, destekleriyle ve hizmetleriyle istikbalin aydınlanmasına vesile olanlara…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER