3. Dünya Savaşına doğru mu gidiyoruz?

Son yıllarda ülkeler arasındaki çatışmaların her geçen gün arttığını görüyoruz. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı Şubat ayında başladı, hala aynı hızla devam ediyor.

Son zamanda büyük askeri yardım alan Ukrayna,  Ruslardan bazı bölgeleri geri alıyor. 

Aynı gelişmeyi Suriye Irak’ta da görüyoruz. Artık bu ülkelerde savaş ciddi boyutlarda. Ülkeler yavaş yavaş bir bölünme yaşıyor. Yakın bir gelecekte İran’da da benzer bir durum baş gösterecek gibi görünüyor. Bunun dışında iki NATO ülkesi Türkiye ve Yunanistan arasında savaş naraları atılıyor. İki ülkede kendini haklı görerek, Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısında atıştılar ve Yunanistan her geçen gün daha fazla adayı ve Dedeağacı silahlandırıyor. Balkanlarda da durum pek iç açıcı değil. Baktığınız zaman Balkan ülkeleri arasında bir yandan AB’ye girme hazırlıkları yapılırken, bir yandan da savaş çığlıkları atılıyor. Afrika’nın birçok bölgesinde iç savaş tehlikesi var.

Acaba artık büyük devletlerarasında savaş olmayıp, küçük bölgesel savaşlar mı olacak? Yani 3. Dünya savaşına gerek kalmadan ülkeler hesaplaşma kuralını mı devreye soktular? Şu anda bunu tam olarak bilmiyoruz. Fakat Rusya, Ukrayna çatışması hepimizi düşüncelere sevk ediyor. Ukrayna Amerika ve AB’yi arkasına alarak, her geçen gün Rusya’ya daha fazla saldırıyor. Bunun bir sebebi de Ukrayna’nın NATO’ya girmek istemesi. Finlandiya ve İsveç’ten sonra sıra Ukrayna’ya mı geldi? Malum İsviçre bile tarafsızlığını bir kenara bırakarak NATO’ya girmek istiyor.

Yaşanan bu gelişmeler karşısında Rusya haklı olarak neredeyse seferberlik hazırlıkları içerisine ve Ukrayna’ya saldırmak için hazırlıklarını sürdürüyor. Rusya kendi askerini göndermiyor. Buraya Rusya’da bulunan Türk Cumhuriyetlerinden insanları asker olarak gönderiyor. En fazla gidenlerde Dağıstanlılar oluyor. Putin çevresini nükleer saldırı ile tehdit ediyor. Bunu ciddiye almak lazım. Amerika 2. Dünya savaşında nasıl ki Japonya’ya nükleer saldırıda bulunduysa, neden Rusya’da başka bir ülkeye nükleer saldırı yapmasın? Böyle bir saldırı olduğu takdirde tabii ki çok kötü sonuçları olacak. Bunu da göz ardı etmemek lazım.

Dünyada ciddi bir savaş rüzgârı esiyor. Almanya askeri bütçesini 100 milyar Euro’ya çıkarıyor. ABD savunma bütçesini artırıyor. NATO’ya kendisi para vermeyerek, diğer NATO ülkelerini ellerini ceplerine sokmaya teşvik ediyor. Bakalım Amerika’nın liderinin bu taşkınlıkları insanlığa nelere mal olacak.

Almanya’daki insanlar acaba Putin haklı mı? Biz Putin ile neden iyi geçinmiyoruz? derecesine gelmiş bulunuyorlar. 

Acaba Putin gerçekten haklı olabilir mi? Hakkını alabilecek mi? diye hepimiz sorgulamaya başladık.

Eski Alman Başbakanı hala başbakan olsa acaba bu savaş olur muydu? Ben olmayacağından hareket ediyorum.

En içten selamlarımla.

Prof. Dr. Faruk ŞEN HAKKINDA

Prof. Dr. Şen, Almanya’daki Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin başında olduğu dönemde, Avrupa’da yaşayan Türklerin sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin önemli araştırmalara imza attı, göçmenlerin sorunlarını uluslararası platformlarda dile getirdi. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi, UNESCO Almanya Milli Komitesi ve Avrupa Birliği Kültürler Arası Diyalog Komisyonu (Anna Lindh Vakfı) gibi uluslararası kuruluşlarda aktif görev alan Şen, Türk-Alman ilişkilerine katkılarıyla tanınıyordu. Aynı zamanda Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclis Üyeliği görevinde bulunan Şen, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında da görev aldı. Dost Beykoz Gazetesinde uzun süre köşe yazıları yazan Prof. Dr. Faruk Şen’in yaşamı boyunca aldığı ödüller arasında Türk-Alman Dostluk Ödülü (2005, Münih), Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Onur Ödülü (1997) ve Federal Alman Onur Madalyası (2003) bulunuyor. 77 yaşında vefat eden Prof. Dr. Faruk Şen'in cenazesi, İstanbul Beykoz'daki Kanlıca Mezarlığı'nda toprağa verildi.