Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Dr. Sinem ERAY
Dr. Sinem ERAY

2024 biterken, Türkiye ve dünya üzerine

Bir yılın sonuna geldiğimizde, geçmişin muhasebesini yapıp geleceğin ipuçlarını aramak âdettendir.

2024 yılı hem Türkiye’de hem de dünyada birçok önemli olay ve değişimin yaşandığı, umutların yeşerdiği ancak endişelerin de büyüdüğü bir yıl oldu. Bu yılın sonunda, geride bıraktığımız olayları değerlendirirken yaşananlardan ders alıp gelecek için daha bilinçli adımlar atma gerekliliğiyle karşı karşıyayız.

Türkiye’nin Zorlu Yılı: Ekonomi, Siyaset ve Toplumsal Hareketler

2024, Türkiye için ekonomik anlamda oldukça çalkantılı bir yıl oldu. Enflasyon oranları, halkın günlük yaşamını etkileyen en önemli meselelerden biri olarak yıl boyunca gündemin ilk sıralarındaydı. Gıda fiyatlarındaki fahiş artışlar, kira maliyetlerinin yükselmesi ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, özellikle dar gelirli vatandaşlar için hayatı daha da zorlaştırdı. Orta sınıfın küçülmesi ve gelir eşitsizliğinin artışı, toplumdaki ekonomik dengesizlikleri gözler önüne serdi. Bu durum, özellikle genç işsizliğinin yükselmesiyle birleşince, ekonomik adalet talebini yıl boyunca gündemde tuttu.

Asgari ücret görüşmeleri, her zamanki gibi geniş kesimler tarafından yakından takip edildi. Ücret artışları, enflasyona karşı bir kalkan olarak görülse de artışların gerçek alım gücüne ne kadar yansıdığı hep tartışma konusu oldu. Sosyal yardım politikalarının genişletilmesi ve özellikle enerji faturaları gibi temel ihtiyaçlara yönelik sübvansiyonlar, hükümetin ekonomideki olumsuz etkileri hafifletmek için attığı adımlar arasında öne çıktı. Ancak bu çabaların kalıcı bir çözümden çok, kısa vadeli birer destek olduğu yönündeki eleştiriler, yıl boyunca sıkça dile getirildi.

Yerel seçimler, Türkiye’deki siyasi atmosferi şekillendiren en önemli olaylardan biri oldu. Büyükşehirlerdeki seçim yarışı, yerel sorunlara dair daha fazla çözüm önerisinin tartışılmasını sağladı. İstanbul ve Ankara gibi metropollerde yoğunlaşan siyasi rekabet, yalnızca bu şehirlerin değil, tüm Türkiye’nin geleceği için kritik bir öneme sahipti. Partiler, ittifaklarını güçlendirme ve adaylarını öne çıkarma konusunda birbirleriyle yarışırken, halkın beklentileri ve sorunları bu süreçte daha görünür hale geldi. Özellikle kentsel dönüşüm, trafik ve altyapı gibi konular, bu seçimlerin temel başlıklarından biri oldu.

Toplumsal olaylara bakıldığında, 2024 yılı Türkiye’de seslerin daha güçlü çıktığı bir yıl oldu. Kadın hakları, çevre mücadelesi toplumsal bilinci artıran önemli gündem maddeleriydi. Çevre konusunda, Doğu Karadeniz’deki hidroelektrik santral projelerine karşı çıkan yerel halkın direnişi veya Kaz Dağları’nda süren madencilik faaliyetlerine karşı yürütülen protestolar, yıl boyunca dikkat çeken hareketler arasında yer aldı. Bu direnişler, çevresel sürdürülebilirlik ve yerel halkın haklarının korunması konusunda Türkiye’nin daha ciddi adımlar atması gerektiğini ortaya koydu.

2024’ün unutulmaz bir diğer konusu ise afet yönetimi oldu. 6 Şubat 2023 depreminin yarattığı travma ve bu travmanın ardından yapılan yeniden inşa çalışmaları, bu yılın da temel meselelerinden biriydi. Depremzedelerin yaşam koşullarını iyileştirmek için yapılan çabalar her ne kadar değerli olsa da yavaş ilerleyen projeler ve yetersiz kaynak yönetimi, pek çok eleştiriye sebep oldu. Afet bilincini artırmak için düzenlenen eğitim programları ve farkındalık kampanyaları, toplumun bu konuda daha dayanıklı hale gelmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı.

Suriye Politikası ve Türkiye’ye Etkileri

Suriye’deki gelişmeler, 2024 yılı boyunca Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer tuttu. Suriye’nin kuzeyindeki istikrarsızlık, Türkiye için hem sınır güvenliği hem de bölgesel diplomasi açısından kritik bir mesele olmaya devam etti. Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarıyla terör tehditlerini bertaraf etmeyi ve bölgeyi istikrara kavuşturmayı hedeflerken, aynı zamanda mültecilerin geri dönüşünü teşvik eden politikalar geliştirdi. Ancak, bu çabaların uluslararası arenada hem destek hem de eleştiri aldığı bir süreç yaşandı.

Göçmen konusu da Türkiye’nin iç politikasını ve toplumsal dokusunu etkileyen en önemli başlıklardan biri oldu. Yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye, ekonomik krizle birlikte artan toplumsal gerilimlerin gölgesinde bu meseleyi çözmek için daha radikal adımlar atmaya yöneldi. Hükümetin, gönüllü geri dönüş politikaları çerçevesinde mültecilerin ülkelerine dönüşünü hızlandırma hedefi, kaynakların sınırlılığı ve bölgedeki güvenlik sorunları nedeniyle yavaş ilerledi.

Amerikan Seçimleri ve Türkiye’ye Yansımaları

ABD’de 2024 yılında yapılan başkanlık seçimleri, dünya siyasetinde büyük bir dönüm noktası oldu. Demokrat Başkan Joe Biden’ın yeniden seçilme mücadelesi ve Cumhuriyetçi adayların iddialı kampanyaları, Türkiye’nin de yakından takip ettiği bir süreçti. ABD’nin dış politika öncelikleri, özellikle Türkiye ile olan ilişkiler açısından büyük önem taşıdı.

Biden yönetiminin, demokrasi, insan hakları ve NATO’daki sorumluluklar üzerinden yaptığı değerlendirmeler, Türkiye ile zaman zaman gergin ilişkilere sahne oldu. Özellikle F-16 satışları ve savunma iş birliği gibi konularda şartlı bir yaklaşım izlenmesi, Türkiye’nin dış politikasında ABD ile ilişkileri dengelemeye çalıştığı bir yıl ortaya çıkardı. 2025 Yılı bu politikaların gelecekte nasıl şekilleneceği konusunda önemli bir belirleyici olacak.

ABD seçimlerinin küresel ekonomi üzerindeki etkileri de Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde doğrudan hissedildi. Yüksek faiz oranları nedeniyle artan dış borçlanma maliyetleri, Türkiye’nin finansal manevra alanını daraltırken, Amerikan seçimlerinin bu ekonomik politikaları nasıl etkileyeceği merakla izlendi.

Dünyanın Gündemi: Krizler ve Dayanışma

Dünya genelinde ise 2024 yılı, birçok kriz ve çözüm arayışının bir arada yaşandığı bir yıl olarak akıllarda kaldı. Küresel iklim krizi, bu yıl da dünyanın en büyük ortak sorunu olmaya devam etti. Avrupa’da yaşanan rekor sıcaklıklar, Asya’da meydana gelen büyük seller ve Kuzey Amerika’da görülen orman yangınları, iklim değişikliğinin yalnızca bir gelecek tehdidi olmadığını, bugünün en büyük gerçeği olduğunu bizlere tekrar hatırlattı. COP29 İklim Zirvesi, bu krize karşı alınması gereken önlemleri tartışmak için uluslararası bir platform sağladı. Ancak, gelişmiş ülkelerin somut adımlar atmaktaki isteksizliği, gelişmekte olan ülkelerin ise finansal kaynaklara erişimdeki zorlukları, bu zirveden beklenen sonuçların alınamamasına neden oldu.

Rusya-Ukrayna savaşı, dünya genelinde dengeleri bozan bir diğer meseleydi. Savaşın ekonomik ve insani maliyetleri giderek arttı. Ukrayna’nın tahıl ihracatında yaşanan aksaklıklar, özellikle yoksul ülkelerde gıda krizini derinleştirdi. Avrupa enerji krizinin etkileri, sadece bölgesel bir sorun olarak kalmayıp küresel ekonomiyi de etkiledi. Barış görüşmeleri, yıl boyunca devam ettiyse de, kalıcı bir çözüm henüz sağlanamadı.

Geleceğe Umutla Bakmak

2024, insanlığın hem en zayıf hem de en dayanıklı yanlarını ortaya koyduğu bir yıl oldu. Yaşanan krizler, insanın sınırlarını zorlasa da, dayanışma ve çözüm arayışı, umut verici bir geleceğin mümkün olduğunu hatırlattı. Türkiye, ekonomik ve toplumsal sorunlarla mücadele ederken, dış politikada daha aktif bir rol üstlenerek uluslararası arenada kendini göstermeye devam etti. Dünya ise küresel sorunlara karşı iş birliği içinde hareket etmenin önemini bir kez daha anladı.

Yeni bir yıla girerken, 2025’in daha iyi bir yıl olması için hepimizin üzerine düşen sorumluluklar var. Daha adil, daha eşit ve daha sürdürülebilir bir dünya yaratmak, bireysel ve kolektif çabalarımızla mümkün olacak. Her son, yeni bir başlangıç demektir. 2024’ten aldığımız derslerle, 2025’i umut dolu bir şekilde karşılayabiliriz. Yeni yıl, hepimiz için taze umutlar ve güzel başlangıçlar getirsin.

Dr. Sinem ERAY
Dr. Sinem ERAY HAKKINDA

Dr. Sinem ERAY... 1983 yılında İstanbul’da doğdu… Beykoz Çubuklu Mahallesinde ikamet eden Sinem Eray, lise eğitiminden sonra, 2002 yılında Trakya Üniversitesi Fizik bölümüne başladı. Kariyer ve eğitim değişikliği yaparak, 2010 yılında İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden lisans derecesini aldı. Ardından Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Global İlişkiler alanında yüksek lisans eğitimimi tamamlayan Eray, bu süreçte Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Öğrenci ve Yazı işleri Koordinatörü olarak görev yaptı. BAU Hükümet ve Liderlik Okulu bünyesinde çeşitli görevlerde bulundu. Akademik yolculuğunun devamında, Bahçeşehir Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde doktora eğitimini tamamladı ve 2022 yılında doktora derecesini aldı. Akademik kariyerine Bahçeşehir Üniversitesi Doktor Öğretim Üyesi olarak başladı ve 2023 yılından bu yana bu görevini sürdürmektedir. 2024 yılından itibaren Bahçeşehir Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü'nde Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler programlarının koordinatörlüğünü yapan Sinem Eray, eğitim ve öğretim faaliyetleri kapsamında lisans ve yüksek lisans seviyelerinde çeşitli dersler veriyor. İngilizce olarak "Cinema and Politics", "Society, Culture and Identity", "Issues and Problems in Turkish Politics" ve "Introduction to Politics and Society". Türkçe olarak ise "Güncel Siyasal Sorunlar ve Liderler", "Seçimler ve Kampanya Yönetimi", "Karşılaştırmalı Siyaset", "Türk Dış Politikası" ve "Siyaset Sosyolojisi" derslerini yürüten Dost Beykoz Yazarı, Ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılarda bildiriler sunup, makaleler kaleme alıyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER