Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Sinan KAVRAKOĞLU
Sinan KAVRAKOĞLU

2-B ve Anayasa Mahkemesi

Olumsuzluklarla dolu koca bir seneyi geride bıraktık. Birçoğumuz çeşitli konularda yaşatılan krizlerle yine uzmanlaştık. DSP-ANAP-MHP koalisyonunda en eğitimsizimiz sıradan bir ekonomistten daha çok bilgi sahibi olurken, bir Başbakan’ın kafasına yazar kasa atmanın TCK’daki yerini ve cezasını bilecek kadar hukukçu olduk. Yani, görece de olsa bu garip ülkemin çilekeş insanları kendisine yaşatılan krizleri bir şekilde fırsata çeviriyor. Mesela 631 milyar dolar borçla batan Lehman Brothers’ın tepe kadrosunda bizden üç beş kişi olsaydı kurtulabilirdi.

Aynı şekilde, 2008 yılında da hepimiz sıradan bir Anayasa hukukçusu kadar uzmanlaşmadık mı? Anayasa Mahkemesi’nin şımarık çocuğu CHP sayesinde kriz üzerine kriz yaşamadık mı? Kapatma davasıyla aylarca sistemimiz kilitlenip, 20 milyar dolarımız buhar olup uçmadı mı? Atılacak her hamlede, yapılacak her planlamada ülkenin şımarık çocuğu CHP ağlama duvarına çevirdiği Anayasa Mahkemesi’yle sistemi tıkamadı mı?

Hepsinin derdi aynıydı 2008’de: AK Parti gitsin de, isterse memleket batsın, parçalansın, yok olsun, önemli değil. Yeter ki AK Parti gitsin. Salt bu yüzden CHP ve bir copy-paste savcı 6 ay ülkeyi kilitledi. Sonuç mu? 20 milyar dolar güme gitti ama hepimiz birer Anayasa hukukçusu oluverdik.

2-B Anayasa Mahkemesi’ne gider mi?

Peşinen söyleyeyim gider! Neden gider bunun analizini yapayım. Üç ay içerisinde gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel bir senaryo bu. Tabi bu benim bakış açım, yanılabilirim de…

2-B yasasını dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in veto ettiğini hepimiz hatırlıyoruz. Bu gün bu yasanın hazır olduğunu, meclis gündemine gelmesi için gün sayıldığını biliyoruz. Diğer yanda 2-B yasasının yanında geniş kapsamlı bir imar uzlaşısı ve hükümetin de belediyelerin de elini kolunu bağlayan, Boğaziçi imar, anıtlar kurulu gibi kuruluşların görev ve yetki alanlarının da yeniden düzenleneceğini öğreniyoruz.

Bu konular meclisten geçtikten sonra muhtemelen Çankaya’dan da onaylanacaktır. Ama CHP… CHP bu yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürse bir türlü, götürmese bir türlü. Her halükarda seçime mal olacak. Ben size ne yapacağını söyleyeyim… Ergenekon Davası’nda yaptıkları gibi sulandırmayı tercih edecekler. Doğan Grubu’nun satılmış kalemlerini arkasına alarak konuyu sulandırmayı ve bilgileri çarpıtmayı, yanıltma haberlerle vatandaşın kafasını karıştırmayı seçecekler. Çünkü onlara göre bizler bidon kafalı ve göbeğini kaşıyan dangalaklarız!

CHP İlçe Başkanı da tekzibin altında kaldı!

Bu güne kadar bu sütunlardan üç kişiye çağrı yaptım. Bunlardan biri MHP İlçe Başkanıydı. Bizimle ilgili ortaya attığı bir takım iddialarının iftira olduğunu belirtmiş, ispatlaması durumunda özür dilemeye hazır olduğumu beyan etmiştim. Kendisinden ses seda çıkmadı ama yayın organı olan sözde gazetede akılları sıra her fırsatta bize iftira atmaya devam ediyor. Neyse ki kendileriyle mahkemede hesaplaşacağız.

İkinci çağrımı yine MHP İlçe Başkanı’nın Dost Beykoz’a iftira attığı o toplantıyı takip eden yerel gazetelere yapmış, yayıncılık etiği gereği alet edildikleri iftira haberi düzeltmeleri gerektiğini söylemiştim. Maalesef yerel medyamız bu erdemi gösteremedi.

Yalancılığı tescil edilmiş Eda Seskır’ın böyle bir erdemi göstermesini zaten beklemiyordum ama diğer arkadaşların bizi hayal kırıklığına uğrattığını itiraf etmeliyim. Bu arada Eda Seskır demişken, son yazısında AK Partili belediyeleri yaptığı sosyal yardımlardan dolayı yerden yere vurmuş. Hâlbuki daha dün Beykoz Belediyesi yanan evini onarmış, eşyalarını büyük oranda yenilemiş ve mikrofonda gözyaşları içinde sosyal belediyeciliği överek AK Partili Belediye Başkanı Muharrem Ergül’e teşekkür etmişti. Ahh omurga ahhh?  

Evet üçüncü çağrımı CHP İlçe Başkanı Ayten Kayalıoğlu’na yapmıştım. Şu sıralar Ayten hanım neredeyse aylar önce aday ilan ettiği Alaattin Köseler dönemine ait yayınladığımız müfettiş tutanaklarının sıkıntılarını çekiyor ama Ümraniyeli yayıncının Beykoz’daki uydu gazetesinde çıkan sözleri halen tekzip edilmedi. Ayten hanıma bu konuda son çağrımı yapıyorum! Lütfen adı geçen yayının önümüzdeki sayısında söz konusu haberin tekzibi yayınlansın Ayten hanım. Lütfen!

Sinan KAVRAKOĞLU
Sinan KAVRAKOĞLU HAKKINDA

Sinan KAVRAKOĞLU... 1969 yılında Rize’de dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamladı. Yüksek öğrenimini İ.T.Ü SMF DMYO’nda yapan Kavrakoğlu eğitimini yarım bırakarak 1990 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’ne gitti. Burada yaklaşık 1 yıl kalarak Photo-finishing sistemlerine yönelik teknik eğitim aldı. İyi derecede İngilizce bilen Kavrak aile şirketinde ithalat ve dış ilişkiler sorumlusu olarak görev aldı. Avrupa ve Uzakdoğu’da birçok uluslararası fuar organizasyonuna katılan Kavrak sık sık yurt dışı ziyaretlerde bulundu. 1995 yılında evlendi ve 1998 yılında Beykoz’a yerleşti. 2002 yılında Kader Gür’le tanıştı ve Dost Beykoz’un gazete formatında yayınlanmasına öncülük eden isimlerden oldu. Haber Müdürü olarak başladığı Dost Beykoz kariyerine şu an Sorumlu Yazıişleri Müdürü olarak devam ediyor. Kavrak’ın www.antoloji.com sitesinde yayınlanan bazı şiir denemelerinin yanı sıra “Yazmış Bulunduk” ve “Dost Yazılar” adlı iki kitapta derlenmiş makaleleri yer almaktadır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER