15 Temmuz darbe mi?

Ülkemiz bundan bir yıl önce FETÖŞÇÜ hainlerin saldırısına uğramış, milletimizin, siyasi iradenin ve TSK'nın şerefli mensuplarının mukavemetiyle bu çirkin plan tutmamıştı. Allah'a şükürler olsun. 

15 Temmuzu, darbe girişimi olarak değerlendirirsek meseleyi basite indirgemiş oluruz. 15 Temmuz bir darbe girişimi değildir. Hatta biraz daha ilerisini söylemek gerekirse; darbe girişimi olsaydı başarılı olurdu. Bu kadar yıl TSK'nın içerisine sızıp, bu kadar basit deşifre olunur mu? Bu hainler ülkelerini satmak için TSK'ya sızmış, darbe yapmak için değil. Darbe; köprü kapatarak, yol keserek, uçakları TBMM'nin üstünden alçak uçuş yaptırarak, Milletin sokakta olduğu bir anda, hatta yazın tam ortasında yapılmaz. 

İletişim araçlarının bu kadar geliştiği bir çağda; halkın kahir ekseriyetinin sevdiği ve gücünü kabul ettiği bir siyasi lider olan Recep Tayyip Erdoğan'a böyle bir darbe girişimi yapmak sağlıklı hiçbir kişinin aklının köşesinden bile geçmez. 'Zamanında Adnan Menderes'te güçlüydü' diyenler çıkacaktır. Cevabı, Peygamber Efendimizin Hadis-i Şerif'inde: (Akıllı ve olgun) Mümin aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz." 

Bu ülke son darbeyi 12 Eylül 1980 tarihinde görmüştür. 28 Şubat’tan, 15 Temmuz’a kadar yaşanan; 27 Nisan, gezi olayları, 17/25 operasyonları vs. kargaşa çıkarmak için yapılan girişimlerdir. Şu anda Irak ve Suriye'de olan iç savaşın ülkemizde ve İran'da yaşanmasını arzulayanların her fırsatta halkı birbirine düşürme çabalarını göz ardı etmeyelim. 

Ortadoğu'da bir ur gibi üreyen küçük İsrail; büyük İsrail olana dek Siyonist teşkilatlar, farklı isimler ve olaylar üzerinden kendilerine 'vaat edildiğine' inandıkları 'arz-ı mev-uda' ulaşmak için bu coğrafyada her daim kan akmasını ve gözyaşı dökülmesini istemektedir.

Bu Siyonistler; Dünyadaki insanların kendilerine hizmet etmek için yaratıldığına inanan sapkın düşünceli, kibirli, insan görünümlü şeytanlardan oluşmaktadır. Kendilerine Tanrı tarafından Vaat edildiğine inandıkları Arz-ı Mev-udu; 'yukarı Mezopotamya ve aşağı Mezopotamya' olarak ifade ederler. Yani Fırat ile Dicle arası. Varın gerisini siz düşünün.

Meseleyi Fetullah Gülen ve onun geri zekâlı mensupları üzerinden ele alıp; yok FETÖŞ gelecekmiş, YSS kaftanı giyecekmiş, Halife olacakmış gibi deli saçması şeyleri konuşup dururuz. 

Bir Çin atasözüyle konuyu bağlayalım;

"Büyük kafalar fikirleri, orta kafalar olayları, küçük kafalar kişileri tartışır"

Selametle

Ekrem TUNCER HAKKINDA

27 Mayıs 1986 yılında Beykoz Ortaçeşme Mahallesinde doğdu. Göksu Kur'an Kursu'nda Temel dini bilgiler eğitimi aldı. Paşabahçe Ahmet Ferit İnal Lisesi’nden 2005 yılında mezun oldu. Erzurum Atatürk Üniversitesi Emlak Yönetimi ve Gayrimenkul Uzmanlığı bölümü ve Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetim Bölümünden mezun oldu. 2001 Yılında Kurulan Saadet Partisi’nin Gençlik Kollarında, sırasıyla; Paşabahçe Mahalle Başkanlığı, Beykoz ilçe Başkanlığı, İstanbul ve Genel Merkez yöneticiliklerinde bulundu. 2010 yılının Kasım ayında Has Parti'nin kurucuları arasında yer aldı. Has Parti'nin 2012 yılında AK Parti'yle bütünleşmesiyle birlikte siyasi çalışmalarına son verdi. Tuncer’in; kendi ismini taşıyan bir emlak ofisi ve gıda sektöründe ticari faaliyetleri vardır. Cansuyu, Cansimidi, Esam, İlkader, Anadolu Gençlik Derneği, Tügva, İHH gibi bir çok STK'nın çalışmalarında aktif görev almıştır. Uzunca bir süre İHH Beykoz Temsilciliği görevini yürütmüştür.