Ümit YILMAZ
  • 04/10/2016 Son günceleme: 04/10/2016 20:53
  • 3.225

Türk futbolu son günlerde görülmemiş bir kaos yaşıyor.

Milli takımdaki prim kavgaları, yıllardır Türk futboluna hizmet eden birçok oyuncunun adeta vatan haini ilan edilerek kadro dışı bırakılması önüne geçilemeyen bir kaos haline dönüştü. 2016 Avrupa Futbol Şampiyonasına birçok tesadüfün bir araya gelmesiyle katılabilen ama şampiyonada adeta dökülen milli takımımız tarihinin en kötü günlerini yaşıyor.

Teknik direktör Fatih Terim'in, kaptan Arda başta olmak üzere bazı oyuncuları bu başarısızlıkta sorumlu tutması ve oyuncularını basının önünde acımasızca eleştirmesi, Arda'nın da bu suçlamalar karşısında susmayıp daha sert bir şekilde Terim'e karşılık vermesi önümüzdeki hafta oynayacağımız milli maçlar öncesinde ortamı iyice gerdi.

Fatih Terim'in Arda'yı kadroya almam için; özür dilemesi lazım demesine, Arda'nın yanaşmaması ve geri adım atmaması spor gündemini sürekli meşgul etti. Milli takımın 2010-2012 ve 2014 şampiyonalarına gidememesi, güç bela katıldığı 2016 Avrupa Futbol Şampiyonasında hayal kırıklığı yaşamasıyla, artık bazı şeyleri ciddi ciddi sorgulamanın vakti geldi de geçiyor bile.

Hafta içi dört takımla mücadele ettiğimiz Avrupa kupalarında 1 galibiyet 1 beraberlik ve 2 mağlubiyet almamız ve bu maçlarda sadece üç gol atabilmemiz de hayal kırıklıklarımıza bir yenisini ekledi.
Bu hayal kırıklığımızdan daha acı olan mevzuya geçersek. Bu dört takımımızda kadroya giren 72 oyuncunun 41 tanesinin yabancı oyuncu, en az 10 tanesinin de yurt dışında yetişmiş oyuncu olması. Yani neredeyse dört takımımızın da sahaya çıkabilecek kadar çok yabancı oyuncuyu kadrosunda bulundurması.

Yaptığımız bu girizgahtan sonra şimdi asıl konumuza gelecek olursak. Türkiye Futbol Federasyonu geçtiğimiz sezon hepimizi şoka uğratan bir karara imza attı. TFF bu kararıyla artık bir takımın kadrosunda 14 yabancı oyuncuyla sözleşme imzalayıp 11 yabancı oyuncuyla sahaya çıkabileceğine hükmetti. Yine federasyon TFF 1. Ligde bir takımın 10 yabancı oyuncuyla sözleşme imzalayabileceğine karar verdi.

A Milli takımımızın 2018 Dünya Kupası yolunda önümüzdeki hafta 6 Ekim'de evinde Ukrayna ve 9 Ekim'de deplasmanda İzlanda maçları var. Bu maçlar grubumuzdaki yolumuzu belli edebilecek kadar önemli maçlar. Şunu kabul etmemiz lazım. Zor bir gruptayız. Kimilerine göre grubumuz kolay, çerez olabilir. Ama son yıllarda çektiğimiz kesinlikle en zor grup kurası. Şimdi federasyon yetkililerine bazı sorular yöneltmek istiyorum. 
-Ortalama 11 yabancı oyuncunun 18 kişilik kadroya girdiği ligimizde nasıl bir milli takım oluşturmayı düşünüyorsunuz? 
-Zaten ilk 11'inde 8-9 yabancının oynadığı ve Avrupa kupalarında bizlere hayal kırıklığı yaşatan takımlarında güç bela forma bulan 2-3 Türk oyuncuya nasıl güveneceksiniz? 
-Nüfusu sadece 6-7 milyon olan Hırvatistan ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler 2-3 yabancıya oynama şansı verirken, 80 milyon nüfusu olan ülkemizde 14 yabancıya izin verilmesi vicdanınızı sızlatmıyor mu? 
-Halihazırda alt yapıya gereken önemi vermezken, yetişen bir kaç oyuncunun da önünü TFF 1.ligde oynatmayıp 10 yabancıya izin vererek neden kesiyorsunuz?
-Futbolu bu kadar seven, adeta bir yaşam biçimi haline getirmiş bir ülkenin çocuklarına neden güvenmiyorsunuz?

Bu soruları çoğaltmamız mümkün. Sonuç olarak yabancı oyuncu sayısının futbolumuza bir şey kazandırmadığı ortada. Milyonlarca euro paramız boşuna yurtdışına gidiyor. Bir an önce  bu yabancı hayranlığına son verin. Önceliği alt yapıya olmak üzere artık bir atılım yapın. Göstermelik gündemlerle insanları oyalamayın. Bu ülkenin çocuklarına güvenin.

Şunu asla unutmayın. 14 yabancı zaten bitme aşamasına gelmiş, Türk futbolunun önlenemez çöküşü olacaktır.

Yazarın Yazıları