14 Mayıs’ta ya istiklal, ya izmihlal

Bu seçim maalesef sıradan bir parti seçimi değildir. Bu seçimde; Ya İstiklâl (Hürriyet ve bağımsızlık) için, yâ da İZMİHLÂL (çöküş, zillet, yıkılış, yok oluş) için karar vereceğiz.

Yani, “Yâ Devlet başa, yâ Kuzgun Leşe” için karar verilecek. Net olarak bu seçim, yâ BEKÂ seçimi veya ülkeyi Dış Şer Güçlere ve terör örgütlerine PEŞKEŞ seçimi olacak…

Bu kritik seçimde kanaat önderleri, Cemaat liderleri, hatta ünlü vaizler ve imamlar bile, taraf belirlediler ve Bekayı, Devleti ve İstiklâli ölesiye savundular. Çünkü bir aydan beri benim ve diğer Ehl-i Îman yazarların ve de Vatan ve bayrak sevgisiyle konuşanların net olarak vurguladıkları; bu seçimin İNANALAR ile İNANMAYANLARIN veya inanmayanların cazip yalanlarına aldanan bir zümre arasında geçeceğidir.

Bu ayrıştırmayı da ötekileştirmeyi de biz değil, onlar yaptılar.

Nasıl mı? Hemen arz edeyim:

İllet ittifakının en yetkilileri, her fırsatta; Din Düşmanlarını, tüm teröristleri ve Vatan hâinlerini, LÛTÎLERİ ve LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transeksüeller), iç ve DIŞ tüm ŞER güçleri bağırlarına basıp, İslâm’ın temeli olan Kur’ân kurslarına, Ezana, Cemaatlere, hatta Diyanet Başkanlığına savaş açtıklarını ısrarla ilân ediyorlar.

Zaten ana muhalefetin ağababaları; Kur’ân kurslarını, Tekkeleri, Zâviyeleri, binlerce camileri kapatıp, meyhane, porno gazino, cehepe lokali, depo, ahır, nalbant vs. yapmadılar mı?

3000’den Fazla din adamlarını, sadece ŞAPKA kanunu bahanesiyle cami avlularında asmadılar mı?

Ezanın orijinalini bozup, 18 sene uyduruk kelimelerle okutmadılar mı?..

Bunların devamı olan Zillet ittifakı da, bu zulümlerin tekrarını ısrarla VAAT ediyorlar ve bugün bile Yüce İslâm dinine “ÇAĞDIŞI”, Cumhur ittifakına da “MUHAMMEDİN YOBAZLARI” diye tahrik ediyorlar.

Bu davranış biçimi, apaçık bir biçimde ayrıştırma ve ötekileştirme değil de nedir?

Bu itibarla ve bu gerçekler ışığında, bu kritik seçimin son hatırlatmasını yapıyorum:

.Ve şayet, bu zillet ittifakı seçimi kazanırsa, VÂYY BU MİLLETİN HÂLİNE!

NİÇİN Mİ?

Allah cc Resulü SAV bir gün korkudan titreyerek, eşi Zeynep Binti Cahş’ın yanına girdi. Ve buyurdu ki; “Yaklaşan SEL felâketinden dolayı, VÂYY Arabın (bu milletin) hâline.”

Bunun üzerine eşi Zeynep O’na SAV:

“Ey Allah’ın Rasûlü, içimizde bunca iyi kişiler varken, yine de HELÂK olur muyuz?” diye sonuca, Allah cc Rasûlü SAV şu Kıyamete kadar ibret olacak cevabı verdi: 

“Eyy Zeyneb, (bir beldede) kötülükler ve günahlar çoğaldığı vakit, EVET…”

Yani, kötülükler ve günahlar çoğaldığı zaman, HELÂK olmayı bekleyiniz… (Kaynak: Prof. Dr. M. Yaşar KANDEMİR, Doç. Dr. Halit ZAVALSIZ, Ümit Şimşek KURÂN-I KERİM MEÂLİ. I. Cilt, Sayfa 1053.)

Şu inanmayanların çoğunlukta olduğu, tüm teröristlerin ve vatan hainlerinin içinde bulunduğu, LÛTÎLERİN ve LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüeller), İslâm’ın temeline, Kur’ân kurslarına, Diyanet Başkanlığına savaş açanların oluşturduğu illet ittifakı seçimi kazanırsa, Hadîs-i Şerifte vurgulanan HELÂK yakındır. 2X2=4…

Belgeler ortadadır ve asıl musibet, Dîne gelen musibettir. Çünkü Dîne gelen musibetler, Allah’ın Gazabını celp eder… (Buhârî, Fiten 4. 28. Müslim, Fiten 1.)

Bizler için ve Cumhur ittifakı adına gayret sarf edenler için pek problem yok.

Çünkü hem şu kısacık dünya hayatı çok çok kısadır, öyle veya böyle geçecek. Önemli olan SONSUZ ve SINIRSIZ olan Ahret hayatıdır. Hem de bizler vebal altında değiliz ve Mahkeme-i Kübra’da bu konuda suçlanmayacağız.

Ya diğer ittifaka meyleden müminlerin ve ittifakın içinde olanların ahvalleri?

Bu Hadis-i Şerifin şümulüne göre; böyle bir helâka sebep oldukları için hem dünyada vicdan azabından HELÂK olacakları gibi, hem de Allah’ın cc. gazabına müstahak olacaklardır.

İşte Hûd Suresi, 113. Ayet belgesi: “Bir de sakın ZULÜM edenlere meyletmeyin, sempati (bile) duymayın. Yoksa size ateş (Cehennem) dokunur (kuşatır.)…”

Yüce ALLAH’IN cc DİĞER VAADİ. Tevbe S., 80. Ayet: “Onlar için sen ister Allah'tan af dile, ister dileme. Yetmiş kere bile istiğfar etsen, (af dilesen) Allah onları asla affetmeyecektir. Çünkü onlar, Allah'ı ve Resulünü tanımayıp KARŞI GELDİLER. …”

Şimdi SORUYORUM:

Acaba zerre kadar îmanı olan bir akl-ı selim, böyle bir zillet ittifakına hiç oy verebilir mi? Şâyet, her şeye rağmen, yine de yanılıp da oy verirse veya oyunu doğru yere kullanmaz veya mühürsüz, boş verirse, “o kişilerin VÂYYY HALLERİNE” değil mi?.. 

Demek ki BEDİÜZZAMAN Hz.: "CHP'ye değil oy vermek; edna (küçücük) bir meyil göstermek insanı helâkete (yok ve helâk olmaya) götürür." .sözünü boşuna söylememiş. (Er.Es. & S. Akyıl) ..Hûd S. 113. Âyat ile tamamen örtüşüyor…

Biz son kez belgeleriyle hatırlattık, bizden günah gitti, artık siz bilirsiniz?..

İyi ki Ahret var. İyi ki mahkeme-i Kübra var. İyi ki Cennet de, Cehennem de var…

Bu gerçeklere İNANMIYOR olmak, bu acı akıbetlere asla engel değildir.

Sadece, Dünyada saadet ve mutluluklara ve Ahrette Ebedî CENNETLERE ENGELDİR.

Bu seçim, tüm ülkemize, tüm İslâm âlemine ve tüm insanlığa hayırlı olsun. Vesselâm…

A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…