Ekrem TUNCER
  • 01/01/1970 Son günceleme: 24/09/2014 00:11
  • 9.700

Malum Beykoz'da ve birçok ilçede "uyuşturucuya hayır" pankartları asıldı, yürüyüşler düzenlendi.

Vatandaşlar, STK’lar, kamu görevlileri vs. herkes kocaman bir "HAYIR" dedi. Bu hayır-a, hayır diyecek kimse "aklını yemiştir" diye düşünebilirsiniz. Ama aslında tüm bir toplum "HAYIR" diyerek akıl tutulması yaşıyor. Çünkü iliklerimize kadar bu meret işlemiş ve biz "afyon yutmuş" gibi orta yerde dolaşıp duruyoruz.

Biz "hayır" dedikçe; devlet bu anafora "EVET" diyor. Emniyet teşkilatıyla, askeriyesiyle, kanun yapıcılarıyla, ilgili birimleriyle top yekün bir evet kampanyası almış başını gidiyor. Uyuşturucuyla mücadele edildiği söylenilen merkezler, bu işin ticaretinin yapıldığı bataklıklara dönüşmüş durumda. Peygamber Ocağı dediğimiz; gençlerimizi emanet ettiğimiz yerlerde sigara içer gibi bu rezillikler yapılmakta. Anne babalar çocuklarını "vatani" görevlerini yapsınlar diye askere gönderiyor ama bizim paşalarımız; bu gençleri sorumsuzlukları yüzünden uyuşturucu tehlikesiyle baş başa bırakıyor. TSK'nın; kendi iç işleyişine göre "sorunlu" (suça bulaşmış) gördükleri askerleri topladıkları belli başlı yerleri var. Sorsanız "yok" derler. Ama uygulama bunun tersini söylüyor. Örnek; Kandıra, Çorlu, Yalova… Bunlar benim bildiklerim. Buralara; suça bulaşmamış, "ağzı süt" kokan çocuklar da düşüyor. Düşünebiliyor musunuz? Çıldırmamak elde değil. Bu nasıl bir düzen?

Tedavi olmak için AMATEM denilen yerlere giden birçok kişi daha beter olup çıkıyor. Bu merkezlerin dışında tedavi olmak isteyenlerden de astronomik rakamlar talep ediliyor. Zenginin çocuğunu kurtaralım, Fakirin çocuğu ölsün! "Paran varsa Bonzaiye; hayır, yoksa; evet."

Ey makam sahipleri; ey bu devletin sinir merkezlerindeki hardal tanesi kadar iman sahibi olan yetkili, etkili, güçlü kimseler! Aklınızı başınıza alın, bir nesil yok olmak üzere… Bu maddeyi tüketip; çoluk çocuk sahibi olan binlerce genç var. Bunların bebekleri "ölü" doğmuştur. Gelecekleri doğmadan kararmıştır. Uyuşturucu bağımlısı bir babanın evladı olarak hayata yenik başlamışlardır. Önlem almazsanız bu nesil; sizlerin eseri olacaktır. O nesil yaşadıkça, toplum uyuşturuldukça, sizler toprağın altında bunun hesabıyla uğraşacaksınız.

İktidardan veya muhalefetten bu konuyla ilgili nasıl bir adım atılmıştır? Bilen varsa beni de aydınlatsın. Göze gelen, dişe geçen eylemler için daha ne bekliyorsunuz? Bu belanın def edilebilmesi için etraflı bir çalışmanın hemen başlatılması gerekmektedir. TBMM'nin, Bakanlar Kurulu’nun hatta MGK'nın gündemine bu konunun ivedi bir şekilde alınıp; çözümü için somut adımların bir an önce atılması gerekmektedir. Benim abarttığımı düşünmeyin. Bu zehir gerçekten çok tehlikeli ve yaygın bir hal almaktadır. Öyle ki; esrar denilen "ot" mubah görülür hale geldi. Uzmanlar bonzai bağımlılarına esrarı tavsiye etmeye başlamış durumda.

Paraleli bırak parazite bak

Ülke gündeminde bir ‘Paralel’ örgüttür almış başını gidiyor. Devletin en zirvesinden, en alt memuruna kadar bu meselenin sağı solu, önü arkası konuşuluyor. Öyle ki yeni Başbakanımız; bir nevi bununla mücadele için yemin ederek görevine başladı. Cumhurbaşkanımız da keza öyle. Çeşitli görevlere getirilen gelecek olanlar "resmen" bu mücadele yeminini etmeyi gelenek haline getirdiler. Bu konu ayrıca tartışılır ama benim dikkati çekmek istediğim bir nokta var; "parazit tehlikesi" bu uyuşturucu musibeti ülkemizin en kılcal damarlarına kadar işlemiş ve geleceğimizi tehdit etmektedir.

Parazitleri bilirsiniz; öylesi vardır ki göründüğünden çok görünmeyeni daha fazladır. Şu işe bir neşter vurulsun, görün bakın neleri çıkacak, kimlerin ne bağlantıları konuşulacak. ALLAH bu işin ticaretini yapanların, teşvik edenlerin, göz yumanların belasını versin. 

Yazarın Yazıları