Av. Ferda KAZANCIBAŞI
  • 01/01/1970 Son günceleme: 18/08/2014 00:11
  • 11.035

1895 doğumlu Saim Turgut Aktansel, Kafkas kökenli Çerkez aslındandır. Şeyh Şamil’in cihad arkadaşlarından (Mehmet Nuri)’nin dördüncü kuşak torunudur.

Saim Turgut Aktansel ilk tahsiline (Darül - İlmi Vettalim) iptidai mektebinde başladı. (Anadoluhisarı Defterdar Mehmet Bey mektebi)’nde devam etti. (Darül-İlmi Vettalim’in) Rüştiye kısmına girdi. Kısa süre sonra da (Vefa Sultaniyesi)’ne kaydoldu. İstanbul Darülfünün Edebiyat Fakültesi Tarih şubesinde eğitimine devam etti. İstanbul Lisesi’ne tarih muallim muavini oldu. Feyz aldığı Vefa Lisesi orta kısmına Müdür Muavini ve Tarih Muallimi görevine tayin edildi. Üsküdar kız orta mektep Müdür Muavini ve tarih coğrafya muallimi oldu. 1908 yılında Vefa İdman Yurdu Spor Kulübü’nün kurucuları arasında yer aldı. 1920 ile 1923 yılları arasında (Anadoluhisarı Altı Dershaneli İttihat ve Terakki Mektebi)’nde Tarih Coğrafya Muallimliği görevinde bulundu.

Saim Turgut Aktansel’in geçirdiği savaş yıllarını İstanbul Ansiklopedisi 560 ve 561 sayfalarında yer alan Reşat Ekrem Koçu’nun kaleminden dinliyoruz ;

Filistin Cephesi’nde Savaş ve Esaret Yılları

Saim Turgut Aktansel, Vefa Sultanyesi’nden diploma alır almaz henüz (19) yaşında iken Birinci Cihan Harbi’ne İhtiyat Zabiti olarak katıldı. Savaş yıllarında yaşadığı olaylar bilinmeye değer.

Yanı başında şehit olan Mehmetçiğin bir şarapnel parçası ile gövdesinden ayrılmış başının Kelime-i Şahadet getirdiğini, bir Mehmetçiğin matrasında ki son damla suyunu kendi dudakları çatlarken humma ateşi içinde yanan ölüm halindeki zabitinin alnına döktüğünü söyler.

Mondros Mütarekesi’ne bir ay kala 19 Eylül 1918 günü Filistin Cephesi’nde İngilizlere esir düşer. Tanık olduğu esaret olaylarını Saim Aktansel’in kendi ağzından dinliyoruz;
Sekizinci Ordu emrinde 46’ncı fırkanın 144’ncü alayı birinci tabur Yaveri’yim. Filistin cephesinde Ettire siperlerindeyiz. Alay Sancaktarı Mustafa Çavuş sancağı ne yapacağız Yaver Bey dedi. Sancağı sırığından çıkarttım. Sırığı kırıp parçalayıp attık. Sancağı öptük, katladık, yine öptük ve siperin kumlarını kazarak gömdük. Tam siperden çıkmak üzere idik ki karşımızda siperin üstünde bir süngü parladı ve dev gibi bir Hintli peyda oldu. Hintli bizim Müslüman olduğumuzu anladı. Ben Mustafa Çavuş ve ismini hatırlayamadığım üç nefer Kelime-i Şahadet getirdik. O da bizimle beraber Kelime-i Şahadet getirdi. Süngüyü aşağıya indirdi ve siperden çıkın işaretini verdi. Meğerse Hintli, Almanlar ve Yunanlılar tarafından işgal edilen Türkiye’yi kurtarmaya geldiğini sanıyormuş. Neticede İngilizlere esir düştük ve bir buçuk yıl süren esaretten sonra Türkiye’ye döndük

Saim Turgut Aktansel’in Özellikleri

İstanbul Ansiklopedisi kaynaklı Reşat Ekrem Koçu’nun açıklamalarına devam ediyoruz; Vefalı Saim Ağabey yeryüzünde Türk Milleti’nin asalet ve necabetini temsil eden simalardan biriydi… Yalnız milletimizin değil, insanlığın yüz akı olarak doğmuş, hayatın bin türlü cilvesine, kahrına metanetle göğüs germiş, şerefine ve haysiyetine en küçücük bir toz zerresi kondurmamış, tertemiz yaşamış, asker olmuş kahramanca döğüşmüş, evlenmiş örnek yuva kurmuş, kafasını batı medeniyetinin ışığına çevirmiş, ruhunu dini mübini islamın ahlak ve fazilet akidelerinin nurunda yıkamış, çocukluğundan ölüm döşeğine kadar bir gün dahi ibadetinde kusuru olmamıştır. Bir Pazar günü kendisini Yeni cami arkasındaki parkta gördüğümde başına toplanmış otuz kırk Mehmetçik’e harıl harıl asker mektupları yazarak kendilerine yardımcı oluyordu. Güreş sporu’na son derecede yetenekli olmasına rağmen futbol’a daha çok önem verdi. Vefa kulübünde sol haf mevkiinde ün yaptı.   Zarif tatlı dilli adamdı. Taklidde erişilmez hüner sahibi idi. Türlü dilde türlü lehçe ile konuşur, istediği kimseyi özellikleri ve sesi ile canlandırabilirdi.

Büyük şair Mehmet Akif Ersoy Vefalı Saim Ağabeyi yattığı hastaneye giderek ziyaretini eksik etmedi. Ölüm döşeğinde iken yakın arkadaşı Tarihçi Reşat Ekrem Koçu’ya ; (Sakın unutma ha ! Cenazemde Bando isterim. Asker isterim) demiş. O zamanlarda İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Doktor Lütfi Kırdar idi. Vefat haberini aldığımda derhal komşu matbaanın telefonu ile Vali Lütfi Kırdar’ı buldum ve son arzularını açıkladım. Üzülme gönderiyorum dedi. Cenazesinin öğle namazına müteakip Fatih Camiinden kaldırılışı esnasında şehir bandosu yetişti. Yalnız bando ve asker değil, aynı zamanda başında siyah silindir şapkası ile Vali ve yanında üniforması ile bir general de vardı. 1949 yılının 24 Ağustos günü gencecik yaşında sevenlerinden ayrılarak Edirnekapı Şehitliği’nde ki ebedi istirahat mekanına defin edildi.

Şahsen Tanığı Olduğum Bilgiler

Buraya kadar Reşat Ekrem Koçu’yu dinledik. Benim tanık olduğum konulara gelince; Vefalı Saim Aktansel (Anadoluhisarı Altı Dershaneli İttihat ve Terakki Mektebi)’nde Tarih Coğrafya muallimliği yaparken aynı zamanda 1908 doğumlu rahmetli babam Mehmet Nida Kazancıbaşı’nın da öğretmeni olduğunu öğrendim. Rahmetli babamın o döneme ait bana gösterdiği toplu fotoğrafta Ay Yıldızlı büyük bir bayrağın önünde başlarındaki fesleri ile öğretmen ve öğrenci gurubu vardı. Babam, başındaki sarığı ile din dersleri hocası Fevzi hoca ile birlikte diğer öğretmen ve öğrencileri ismen belirtirken ayrıca parmağı ile işaret ederek işte tarih coğrafya hocası vefalı Saim ağabey dedi.

Ben 17 yaşında iken Vefalı Saim Ağabeyi bir kere görebilmek kısmet oldu. Bir yaz günü akşam üzeri iş dönüşünde Küçüksu İskelesine yanaşan vapurdan çıkıp Göksu Çiftlik caddesindeki evlerine giden dostları ile yol sohbeti yapıyordu. Her iki eli ailesine götüreceği yiyecek kese kağıtları ile dolu idi. Bir an yanımdan geçerlerken dostları ile sohbetinde çok tatlı dilli oluşu dikkatimi çekmişti.

Aramızdan ayrıldı ama kendisinin yerine her biri bir birinden değerli pırıl pırıl altı evladını topluma armağan etti.  Ülkemizin şimdiki şartlarında Saim Ağabey gibi değerli büyüklerimizi çok arıyoruz. Nur içinde yat Saim amca…

Kaynak  : 1.  Saim Turgut Aktansel’in küçük oğlu Mehmet Nuri Aktansel’in el yazılı dökümanları

                2.  Reşat Ekrem Koçu kaleminden İstanbul Ansiklopedisi 560 ve 561 sayfaları

Yazarın Yazıları