Prof Tufan Gündüz hoca TV'de anlatmıştı. Türkiye'nin Bosna'da ki Türk Barış Gücü, bir kış günü bir dağ köyünde yardıma muhtaç ailelere Türkiye'den gönderilen yardımları dağıtıyor. Yerel yetkililerden liste almışlar ve ona göre dağıtımı yapıyorlar. Nasıl olduysa köyün biraz dışında yaşayan yaşlı bir teyzenin ismi unutuluyor.
Köyün ileri gelenleri biraz sıkılarak durumu anlatıyorlar ve mümkünse o teyzeye de yardım götürülmesini rica ediyorlar. Türk komutan tabii diyor ve iki subayımız yardım kolilerini omuzlarına alarak köyün en uzak noktasında ki evin yolunu tutuyorlar. Biraz sonra eve varıp kapıyı vurduklarında kapıyı açan yaşlı teyze ellerindeki yardım kolilerini görünce soruyor "Türkmüsünüz?"
İki Türk subayı, nereden biliyor dercesine şaşkın birbirlerine bakıp evet manasında başlarını sallayınca o nur yüzlü teyze devam ediyor sözlerine "Geleceğinizi biliyordum..."
Subaylarımız oturuyorlar kapının eşiğine ve dudaklarından Çırpınırdı Karadeniz marşının şu mısraları dökülüyor "Vefalı Türk geldi yine, selam Türk'ün bayrağına..."
Yine Tufan hoca anlatıyor, Bosna da olduğu sırada genç bir delikanlı geliyor yanına. "Hocam" diyor "sizin anlattığınız bu hikayeyi ben de tv de izledim. Yahu hoca da biraz abartmış dedim. Sonra bir kaç daha izledim ve Bosna'ya geldim. Visoko şehrine yerleştim. Birkaç aydır burada ticaret yapıyorum, geçtiğimiz günlerde Müslüman bir aile bana geldi dedi ki, bizim bir cenazemiz var ve seni oraya götürmek istiyoruz dediler." Delikanlı soruyor, "neden ben, bu kadar insan varken niye beni istiyorsunuz?"
"Bizim bir amcamız vardı" diyorlar, ölürken bize vasiyet etti ve dedi ki "Beni bir Türk defnetsin!"
Ve hoca ekliyor, Türk sancağının gölgesi çok büyük, tarih bizi çağırıyor. Bosna'ya, Halep'e, Kerkük'e, Musul'a... O teyze bizi nasıl bekliyorsa, Pakistan’daki de, Iraktaki de Halep’teki de bizim geleceğimizi biliyor...
Bizlerde birkaç gönüldeş, birkaç inanmış yürekle, umman da bir katre olmak, Türk'ü bekleyenlere dokunan bir el olmak niyetiyle "Gaye İnsan Uluslararası İnsani Yardım Derneği'ni" kurduk. Allah nasip etti, Bangladeş'ten Kerkük'e, Kamerun'dan Türkmen Dağı'na, Sudan'dan Azez'e karınca kararınca ulaşmak nasip oldu.
Gayret bizden, tevfik yüce Mevla'dan. Yolu iyilikten geçen herkesle bir yerlerde buluşmak niyetiyle...
