Tüp bebek nedir?

  • 0
  • 12375
Tüp bebek nedir?
Tüp bebek nedir?
Tüp bebek nedir?

Kavacık Medistate Hastanesi Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Oya Gökmen, tüp bebek oluşumunun tıbbi sürecini ve risklerini anlattı.

  • Tüp bebek, kadın yumurta hücresi (ooist) ile erkek meni hücresinin (sperm) vücut dışında çok özel laboratuvar şartlarında döllenerek; döllenmiş yumurta hücrelerinden (embriyo) birkaçının seçilerek rahim içine yerleştirilmesidir.

KİMLERE TÜP BEBEK UYGULANIR?

  1. Her iki tüpün tıkalı olması:

Bu durumda sperm hücresinin yumurta hücresine ulaşarak döllenme şansı yoktur.

  1. Sperm sayı hareket veya normal sperm oranının (morfoloji) düşük olması:

Bu problemlerin hepsi bir arada ya da ayrı ayrı olabilir. Sperm sayı ve hareketliliği normal sınırlarda olan bir hastada normal görünüme sahip sperm yüzdesi normalden az ise yine tüp bebek gerekir.

  1. Rahim içi aşılama ile sonuç alınamayan hastalar:
  2. başarısız aşılama denemesi sonrası 1VF uygulamasına geçilebilir.
  3. Sebebi açıklanamayan kısırlık vakaları:

Tüm incelemelere rağmen %20 oranında kısırlığı açıklayacak hiçbir neden bulunamayabilir. Bu durumda özellikle 36 yaş ve üstü hastalarda IVF ön planda düşünülür.

  1. Şiddetli endometriozis vakaları:
  • Endometriozis, kadının her ay düzenli adet olmasını sağlayan rahim içi zar dokusunun (endometrium) rahim içi dışında, tüplerde, yumurtalıklarda ve/veya karın içi zarında yerleşmesiyle karakterize bir hastalıktır.
  • Her adet döneminde bu rahim dışı bölgelerde kanamalar olabilir. Bunun sonucunda tüplerde, karın zarında yapışıklıklar, yumurtalıklarda kist oluşabilir.

 

TÜP BEBEKTE BAŞARI

  • Başarı Şansı:

Birçok klinikte gebelik oranı %30-35 civarındadır.

  • Ancak IVF ile "eve bebek götürme oranı", her bir tedavi dönemi için yaklaşık %25'tir.
  • Bu oranlar normal yoldan çocuk sahibi olabilen çiftlerden farklı değildir.
  • Ancak birçok çalışma 35 yaşını aşan kadınlarda gebelik oranlarının düştüğünü göstermiştir.

TÜP BEBEK TEDAVİSİ AŞAMALARI

  1. İlaç tedavisi
  2. Yumurta gelişim takibi
  3. Yumurta toplanması
  4. Sperm örneği ile yumurtaların birleştirilmesi
  5. Döllenme
  6. Embriyo transferi
  7. Gebelik testi

MİKROENJEKSİYON (ICSI) UYGULAMASI :

  • Mikroenjeksiyon nedir?

IVF Klasik tüp bebekte yumurta ve sperm hücresi karşı karşıya getirilerek sperm hücresinin yumurta hücresini döllemesi beklenir.

  • Ancak erkek sperm hücrelerinin sayısı, hareketliliği, normal yapıdaki sperm hücre yüzdesi (morfoloji) yumurta hücresini dölleyebilecek yeterlilikte değilse, Intrasitoplazmik sperm injeksiyonu (ICSI) yani mikroenjeksiyon uygulanır.
  • ICSI çok güçlü mikroskoplar ve mikromanüpülatörler kullanarak yapılır; embriyolog, ince cam bir pipetin yardımı ile bir yumurtayı tutar ve spermi insan saçından yedi kez daha ince cam bir iğne ile yumurtanın içine verir.
  • ICSI bir yumurta içerisine injekte edilen sadece bir sperm hücresi ile döllenmeyi sağlar.
  • ICSI metoduyla döllenme, injekte edilen her yumurta için %70 civarındadır.
  • Erkek kısırlığının kalıtsal bozukluk sonucu olma riski vardır, konsültasyon ve genetik inceleme gerekli olabilir Bir çok merkezde gebelik esnasında veya gebelikten sonra genetik incelemeler istenmektedir.

Kimlere Mikroenjeksiyon Uygulanır?

  1. Sperm sayı, hareket veya normal sperm yüzdesinin (morfoloji) çok düşük olması:
  2. Bu problemlerin hepsi bir arada yada ayrı ayrı olabilir. Sperm kalitesinin klasik tüp bebek uygulamaya yeterli olmadığı olgulara da Mikroenjeksiyon (ICSI) uygulanır.

Ayrıca

  • Antisperm antikorları pozitif olan çiftlerde ICSI
  • Bazen kadında sperm hücrelerine karşı antikor adı verilen maddeler salgılanır. Bu maddeler sperm hücresinin yumurta hücresini döllemesini engeller. Bu durumda antikor miktarı ve özelliğine göre mikroenjeksiyon ilk tedavi seçeneği olabilir.
  • Tüp bebekte döllenme olmayan hastalar:

Döllenmenin %10 un altında olduğu tüp bebek hastalarında

Keza

  • Operatif olarak sperm alınmasına gerek olan durumlar:

Epididim kanallarında tıkanıklık veya kanallara inemeyen spermler için uygulanır.

SIK SORULAN SORULAR

  1. Fazla olan embriyolar ne oluyor?

Embriyo transferinden sonra elimizde kalan fazla embriyolar isterseniz dondurulabilir ve daha sonraki denemelerde kullanılabilir Bu denemelerde yumurtalıkların tekrar uyarılmasına gerek yoktur. Bu hem maddi hem de zaman açısından kazanç sağlar.

  1. Mikroenjeksiyon ve klasik tüp bebek (IVF) arasında başarı açısından fark var mıdır?
    Gebelik oranları açısından iki yöntem arasında fark yoktur.
  2. Kaç kez tüp bebek denenebilir?

Hastalar sabır gösterdiklerinde, dört deneme sonrası % 70 oranında gebelik elde edilir. Altıncı denemeden sonra başarı şansı daha azdır.

  1. Başarı ne kadardır?

Embriyo transferi başına gebelik oranları ortalama % 30-35 civarındadır. Bu oran genç hastalarda % 50 ye çıkarken kırk yaşın üzerindeki hastalarda & 10 lara inmektedir.

  1. Başarıyı etkileyen faktörler nelerdir?

Başarıyı etkileyen en önemli faktörlerden biri hastanın yaşıdır. 35 yaş üstündeki denemelerde başarı şansı azalmaktadır.

Kısırlık nedeni, kısırlık süresinin uzun olması, hem kadın hem erkekte sorun olması, oluşan embriyonun kalitesi başarıyı etkiler.

  1. TESE NEDİR?
  • TESE ejakültında (menide) hiç sperme hücresi bulunmayan hastalarda, testislerden alınan dokudan sperme elde edilmesidir.
  • TESE işlemi genel yada lokal anestezi ile yapılan ağrısız bir işlemdir. Her iki testisten doku örneği alınır. Alınan doku örnekleri bir seri işlemden geçirilerek, canlı sperme hücreleri ayrılır. Bu hücreler mikroenjeksiyon işleminde kullanılır.

 

  1. TESTİSTEN SPERM KAZANIMI (TESE)
  • Menide sperm hücresi olmaması, çeşitli nedenlere bağlı olabilir.
  1. Sperm Kanallarında Tıkanıklık
  2. Sperm kanallarının doğuştan olmaması
  3. Hormonal nedenler
  4. Genetik nedenler erkekte sperm üretimini sağlayan genler Y kromozomu üzerindedir. Bu genlerdeki problem sperm üretimini etkiler.
  5. Radyasyon, özellikle kanser tedavisi nedeniyle radyasyon alınması İlaçlar, özellikle kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar bu etkiyi yapar.

TÜP BEBEK GENETİĞİ

  • Bu sayede hasta veya genetik özürlü bir embriyonun rahim içerisinde yerleşmesi ve dolayısıyla sağlıksız bir gebeliğin oluşması daha baştan önlenebiliyor.
  • Embriyoda genetik tanı, tıbbi terminolojiyle 'Preimplantasyon Genetik Tanı' (PGD), bir başka ifadeyle de 'embriyo ana rahmine transfer edilmeden yapılan genetik inceleme' ile ifade edilmektedir.

KİMLERDE UYGULANABİLİR?

  • Bu teknik bugün için ancak özel risk taşıyan çiftlerde uygulanabilmektedir. 'PGD' nin hangi çiftler için uygulanacağı da uygulamanın amacına göre değişim göstermektedir. Bu amaçlar temel olarak üç çeşittir.:

1) Anomali Taraması

2) Embriyolarda Hastalık Araştırılması

3) Riskli Ailelerde Kanser Hastalığı Belirlenmesi

ANOMALİ TARAMASI

  • Burada, çocuk sahibi olmakta güçlük çektiği için tedavi gören ve bu sırada elde edilen embriyolarında anomali riski artan çiftlerde, embriyolar üzerinde kromozomal kusurlar taraması yapılmaktadır.
  • Burada hedef, embriyolarda en sık görülen ve Down Sendromu'na yol açan trizomi, yani kromozom sayısının normalden fazla olması
  • Monozomi, yani kromozom sayısının normalden az olması gibi kromozom anomalileri belirlenmekte
  • Anomaliye sebep olduğu saptanan embriyolar rahim içerisine transfer edilmeyerek imha edilmekte ve sağlıklı embriyolar yerleştirilmektedir.
  • Embriyolarda hastalık araştırılmasında temel amaç, kendiliğinden çocuk sahibi olabildikleri halde, belirli bir hastalığın taşıyıcısı oldukları için hastalıklı gebelik riski taşıyan çiftlerde hastalık taşımayan embriyoların transferiyle sağlıklı bir gebeliğin elde edilmesidir.

SONUÇ OLARAK PGD'NİN AVANTAJLARI

1- ) Anormal bebek ve buna bağlı gebelik sonlandırılmalarının azaltılması mümkün olabilmektedir.

  • 35-39 yaş arasındaki kadınların anöploidili, yani kromozom sayısı anormal bebek doğurma oranı yüzde 1 iken,
  • 40-45 yaş arasında yüzde 3 olarak belirlenmiş. PGD bu olguların yüzde 90'mı birkaç saat içinde ortaya çıkarabiliyor.
  • Bir başka deyişle anormal bebek oranını yüzde 90 azalmaktadır
  • Düşük oranı azaltabilmesi:
  • İstatistiklere göre 35 yaş üzerindeki gebelerin vüzde 35'i düşük yapıyor.
  • Bu düşüklerin yaklaşık yüzde 50'sinin ise anöploidiye bağlı olduğu tespit edilmiş .
  • PGD yapılarak sadece normal embriyoların transfer edilmesiyle doğan bebek oranı da artabilmektedir.
Beykoz Belediye Başkanı Yenimahalle'deydi
Önceki Beykoz Belediye Başkanı Yenimahalle'deydi
Müslüm Gürses'in duyulmamış şarkıları Beykoz'da tanıtıldı
Sonraki Müslüm Gürses'in duyulmamış şarkıları Beykoz'da tanıtıldı
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz