Tarsus'ta yaşayan 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın katledilmesi, ülkeyi yasa boğdu. Dost Beykoz'un "Tarsus'tan yükselen acı Beykoz'a ulaştı" başlığıyla yaptığı haber ise ilçede çok büyük ses getirdi.
Müftü Hüseyin Demirtaş'tan Belediye Meclis üyelerine, esnafa, doktora ve öğretmenlere kadar pek çok Beykozlu, haberden dolayı yaşadıkları üzüntüyü dile getirdi ve Özgecan'ın ailesinin yaşadığı acıyı paylaştı. Dost Beykoz, Özgecan'ın katil zanlısı Suphi A.'nın minibüs şoförlüğü yapması ve 'son yolcu' olan genç kızı kaçırması sonrası, Tokatköy minibüslerinin mola yeri Göksu'ya gitti ve Ramazan Erbaş ile görüştü. Beykoz'un en eski şoförlerinden olan ve lakabı 'Topukla Ramazan' olan Ramazan Erbaş, Özgecan Aslan ile ilgili duygularını Dost Beykoz'a gözyaşlarıyla anlattı. Yaklaşık 50 yıldır taksiciler ve minibüsçüler ile birlikte vakit geçiren Ramazan Dayı, başsağlığı dileğini iletirken, konuşmakta zorlandı. Öte yandan Özgecan ile ilgili haberi duyan Tokatköy minibüs şoförleri de katillere lanet yağdırdı ve "Bunu yapan insan olamaz!" diye haykırdı.
Ramazan Erbaş... Paşabahçe'nin yakından tanıdığı 'Topukla Ramazan' lakaplı Ramazan Erbaş, 1950'li yıllardan bu yana taksicilik ve yöneticilik yapıyor. Bir zamanlar İstanbul'un meşhur otomobillerinden olan 'Chevrolet' markalı taksisiyle Beykoz-Üsküdar arasında yolcu taşımış... 1950'lerin 1960'ların Beykoz'una Paşabahçe’sine oldukça hâkim bir kişi Ramazan Dayı... Eskileri anlatırken heyecanlanıyor ve o günleri sanki yeniden yaşıyor:
Ramazan Erbaş: “Üzülüyorum, kahroluyorum…”
"Bizim dönemimiz sanki son dönem gibi... Öyle hissediyorum... Bizim zamanımızda sevgi vardı, kahkaha vardı. Gözyaşı da dökerdik de bu kadar dökmezdik be evlâdım... Bu kadar dökmezdik... Eskiden böyle canice olayları, haberleri işitmezdik. Bizim zamanımız yokluk zamanıydı be evladım... Şimdi her şeyimiz var ancak şükretmiyoruz. Kıymet bilmiyoruz. Üzülüyorum, kahroluyorum..."
Topukla Ramazan'ın sözlerine minibüs şoförleri de destek veriyor. Hemen hepsi yaşanan bu olayı lanetliyor. Bir şoför, verilecek cezanın yeterli olamayacağını söylüyor. "İdam cezası niye kalktı ki? Böyle adamlara müebbet de vermek yetmez! Asmak lazım!" diyor. Bir diğer şoför, bu olayın ortaya çıkmasına karşın henüz gizli olan nice olay olduğuna dikkat çekiyor. "Belki de böyle sapkın, cani insanlardan yakalanmayanlar, yaptıkları ortaya çıkmayanlar içimizde dolanıyor; kim bilebilir?" diyerek, endişesini dile getiriyor. Şoförlerin hemen hepsi öfkeli ve aynı şiddette de çok üzgün... Kimisi kendi çocuklarını dile getirip empati yapıyor, kimisi Özgecan'ın ailesine sabır dileyerek suskunlaşıyor. Moraller bozuk... Ancak ilçede yaşayan 250 bin Beykozlu gibi her birisi Özgecan Aslan'ın yerinin cennet olduğuna inandığını söylüyor. Melek yüzlü Özgecan'ın ahrette de melek olarak dirildiğine inanılıyor.
‘Bunu yapan şoför de değil insan da değil!’
Toplamda 18 araçla sabah 5.45'te yollara düşüp, gece 22.30'daki son arabayla evine gece 11'de giren, Tokatköy-Göksu hattında çalışıp ekmeğinin peşinde koşan minibüs şoförleri de Tarsus'ta hayatını korkunç bir şekilde kaybeden Özgecan Aslan'ın yasını tutuyor. Tecavüzü, cinayeti ve yakılarak öldürülmeyi lanetliyor. Özgecan'ın ailesinin yaşadığı acıları üzüntüyle paylaşıyor ve araçta kalan son yolcusuna tecavüz edip hunharca katleden Suphi A.'ya şu şekilde sesleniyor:
"Sen şoför de değilsin insan da... Sana hayvan demek bile hayvanlara hakarettir!"
Haber Merkezi
