Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 02/09/2009 00:11
  • 17.742

Merve Kavakçı ismini çoğunuz hatırlarsınız. İlk türbanlı milletvekilimizdi. Hani türbanıyla yemin etmek için kürsüye çıkmış ve vatandaşlıktan atılmaya varacak ölçüde tepki görmüştü. Demokrasi adına ne büyük bir utançtı o günler…

Olayın üzerinden tam on yıl geçti.

FP Milletvekili Merve Kavakçı o tarihlerde yaşadıklarını anlattığı mülakatlarda milletvekili adayı olduğunda cezaevine girmek üzere olan Recep Tayyip Erdoğan’la görüştüğünü ve Erdoğan’ın bu tavrına sıcak bakmadığını belirtir. Erdoğan’ın “başörtülü olman siyasette zorluk yaratır, istismar edilir” şeklinde kendisini uyardığını söyleyen Kavakçı bir başka görüşmelerinde de Recep Tayyip Erdoğan’ın “başörtülü olman senin için zorluk yaratır ayrıca FP arkanda durmayabilir”dediğini anlatıyor.

"Ben aday olduktan sonra hemen herkes beni uyardı. Tayyip Bey ‘partine dikkat et’ dedi, Abdullah Bey başörtünü çenenin tam altından bağla diye tavsiyede bulundu" şeklinde konuşan Kavakçı bu gün George Washington Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapıyor hem de türbanıyla. Keşke demokrasimiz bu kadar geriden gelmese.

Şunu da eklemeliyim ki, en küçük iftirada, canla başla çalışan teşkilat mensubunun dahi arkasında durmayan bu siyaset böyle bir olayda adamı ham diye yutar. Merve Kavakçının Genel Başkan’ın kızı Elif Erbakan tarafından siyasete ikna edildiğini hesaba katarsak varın gerisini siz hesap edin.

FP’nin kapatılma davası 8 Mayıs 1999 günü işleme koyuldu. Dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer ve kapatma davasını açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş idi –Sezer daha sonra Başsavcılık görevine 46 oy fazla alan Vural Savaş’ı değil Sabih Kanadoğlu’nu atar-.

12 Haziran 1999’da ilk incelemeyi yapan AYM iddianamesini Merve Kavakçı’nın TBMM’deki türban olayına dayandırır. Daha doğrusu en önemli gerekçelerden biri olur Kavakçı’nın türbanı…

Kavakçı’ya “başörtüsü siyasette zorluk yaratır” diyen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuya bakış açısı bellidir.

Sadece 1,5 yıl önce gazete kupürleri ve internetten toplanmış son derece zayıf delillerle ciddi bir kapatılma tehlikesi geçiren AK Parti ve O’nun Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinde yaşanacak Kavakçı vari bir olayın içinde yer alan isimlere nasıl bir fatura çıkaracağını anlamak hiç de zor olmasa gerek. 1,5 yıl önce yaşanan kapatma davasına delil teşkil eden bir takım söylem ve eylemlerin sahipleri bugün siyasi kariyerini noktalamıştır.

Merve Kavakçı başı örtülü bir hanım olarak hayatımıza girdi ve öyle de çıktı. Statüko ve dogmalar için alabildiğine işleyen demokrasimiz maalesef bireysel tercih ve özgürlükler noktasında sınıfta kalmış ve Merve Kavakçı başörtüsüyle hayatımızdan çıkmıştı…

Sonradan hidayete erenlerin durumu çok daha girift. Bu kategoride bulunanların ihlâs ve samimiyetlerini sorgulamak kesinlikle benim işim değil. Onu sorgulayacak makam çok yüce ve ulvi… Bize sadece “Allah mübarek etsin” demek düşüyor. Zira bu tür meseleler dinimiz açısından son derece hassas ve dikkat isteyen meselelerdir. Kaldı ki hiçbir inanç sahibi “ölmüş kardeşinin etini yemek istemez”

Ama bütün bunlara gerek de kalmayabilir. Hatta belki de biz havanda su dövüyoruzdur. Çünkü ihlâsla, samimiyetle kapanan bir hanımefendi bu ortamdan hızla uzaklaşıp Kur’an-ı Kerim’in emir ve yasaklarını öğrenip bu konudaki eksiklerini gidermeye ve açığını kapatmaya çalışacaktır. Tabi tüm bunlar reklâm kokan hareketler değilse…

Bütün bunları testi kırıldıktan sonra konuşan çok olur diye yazıyorum. Benimkisi sadece dostane bir uyarı.

Allah (c.c.) mübarek etsin… 

Yazarın Yazıları