Av. Ferda KAZANCIBAŞI
  • 01/01/1970 Son günceleme: 24/07/2013 00:11
  • 19.823

Sevgili okurlarımız,

Bu vatan hepimizin. Bu vatan kolay kazanılmadı.  Çok şehit verdik. Şehitlerimizin ruhuna ve manevi varlıklarının kutsallıklarına karşı hepimiz sorumluyuz. Bilindiği üzere emperyalizm denen sömürgenler mazlum ülkelerin yer altı ve yer üstü kaynaklarını ele geçirebilmek için, engel gördükleri milli duyguları körletmek ve bilinçli halk kesimlerini yok etmek isterler. Bu doğrultuda gözleri mevki ve makam hırsı bürümüş,  ülkenin üst düzey yöneticilerini maşa gibi kullanarak hedeflerine ulaşmak alışkanlığı içindedirler. 

Tarih ibret almayanlar için tekerrür eder. 

Tarihin tekerrürünün kurbanı olmamak için acı ibretlerden ders almak ve bu doğrultuda yakın tarihimize yönelik hafızaları tazelemekte yarar var. 

Yıl 1919 -  Türk Subaylarımız tutuklanıyor. 

Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasını takip eden ilk günden itibaren ülkenin ne kadar Kaymakam, Vali, Emniyet Müdürü, Mebus ve Yüksek Rütbeli Subayları var ise İngilizler tarafından mütareke şartlarına direnmek suçu sebebiyle savaş suçlusu olarak ilan ediliyor. Ayrıca İstanbul’daki İngiliz Komiserliği tarafından (Black List) adı verilen KARA LİSTEhazırlanıyor. Kara Liste Sadrazam Tevfik Paşa’ya verilerek sanıkların yakalanmaları isteniyor. İlk tutuklamalar 13 Ocak 1919’da başlıyor ve daha yüksek kademelere doğru sıçrıyor. Ancak, Türk Askerinin İngiliz Harp Divanı önünde yargılanmalarını milli onur ile bağdaştırmayan Tevfik Paşa’dan İngilizler rahatsızlık duymaktadırlar. Sorun, Sultan Vahdettin’e iletildiğinde 05 Mart 1919 günü İngilizlerin isteği ile Tevfik Paşa Sadrazamlıktan alınarak onun yerine Damat Ferit Paşa atanır.  

Damat Ferit Paşa ilk iş olarak, 09 Mart 1919 günü ziyaret ettiği İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserliği’ne tutuklamalar için taahhütlerde bulunur. Aynı gece ve ertesi günden itibaren Damat Ferit Paşa Hükümeti tarafından İstanbul Halkı polis baskınlarına uğrar. Geniş çapta tutuklamalar başlar. Diğer taraftan İngilizler sınır boylarında ve cephelerde Türk Subayları’nı tutuklamaktadır. Ülke çapındaki tutuklamalar korkunç bir İnsan Avı’na dönüşmüş, yaman biryıldırma hareketi başlamış ve halk sindirilmiş durumda. İngilizler ise Damat Ferit Paşa’dan memnundurlar ve methiyeler ile göklere çıkartmaktadırlar.  Tutuklanan Türk Subayları önce Beyazıt’ta ki Bekir Ağa Bölüğü adı verilen yere hapsedilirler. Sonra da bir gece içindePrencess Ena isimli gemiye bindirilerek Malta Hapishanesi’ne tıkılırlar. Neticede, gözleri mevki ve makam hırsı bürümüş ve düşman ile iş birliği yapan Osmanlı Döneminin vatan hainleri, Türk Ordusu’nun Subayları’nın tutuklanmalarına yataklık yapmışlardır.  

Malta hapishanesinde tutuklu bulunan Türk Subaylarımız; 

2803 Şevki Paşa, 2807 Süleyman Faik Paşa, 2752 Fahrettin Paşa Tümgeneral, 2782 Ali Sait

Paşa, 2792 Rafet Paşa, 2676 Albay Celal bey, 2677 Yüzbaşı Şeref bey,  2678 Binbaşı Hazım bey, 2679 Yarbay Mehmet Tevfik bey, 2680 Albay Ahmet Tevfik bey, 2681 Binbaşı Ömer bey, 2694 Yüzbaşı Cemal bey, 2695 Yarbay Abdülgani bey, 2699 Yüzbaşı Dr. Halil bey, 2707 Binbaşı Mazlum bey,  2708 Binbaşı Ahmet Haydar bey, 2709 Albay Sami bey, 2710 Binbaşı İbrahim Hakkı bey. 

Yıl: 2013 -  Türk Subaylarımız gene tutuklu. 

Aralarında 33 General ve Amiral’in bulunduğu 201 Muvazzaf ve 158 emekli olmak üzere 359 Subayımız, vatan savunması görevinden uzak durumda beş yıldan beri tutuklu bulunmaktadırlar. İsim listesinin tamamının sütunlara sığdırılması mümkün olmadığından bir kısım komutanlarımızı belirtmekle yetiniyorum; 

1.  İlker BAŞBUĞ Genel Kurmay Başkanı, 2. Hasan IĞSIZ Orgeneral,  3. Nusret TAŞDELEREge Ordusu Komutanı, 4. Saldıray BERK Orgeneral, 5. Kadir SAĞDIÇ Koramiral, 6. VeliKÜÇÜK Tuğgeneral, 7. Şener UYGUR Orgeneral, 8. Hurşit TOLON Orgeneral, 9. LeventERÖZ Orgeneral,

10. İlker GÜVEN Tuğamiral, 11. Kemal YAVUZ Orgeneral, 12. Tuncer KILIÇ Orgeneral, 13.Levent GÖRGEÇ Tuğamiral, 14. Ahmet Feyyaz ÖĞÜTÇÜ Koramiral, 15. Mehmet FatihILGAR Koramiral,  16.  Kadir SAĞDIÇ Koramiral. 

Sonuç olarak; 

Osmanlı Dönemi’nde savaştık, yenik düştük, vatan sathı düşman istilası altına girdi. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımıza el konuldu. Mondros Mütareke Şartlarına karşı direnmek sebebiyle savaş suçlusu olarak Subaylarımız tutuklandı ve Malta Adası’nda hapsedildiler. 

Şimdi ise hiçbir devlet ile savaşmadığımız, hiçbir devlete yenik düşmediğimiz halde,özelleştirme adı altında yer altı ve yer üstü kaynaklarımız yabancı şirketlere devir edildi ve elden çıktı. Caddelerimizdeki sokaklarımızdaki tabelalar yabancı isimler ile doldu. Kendi vatanımızda savaşmadan sanki yenilmişiz gibi kiracı durumuna düştük. Ayrıca, Güney Doğu’da PKK ile kahramanca savaşmış Türk Ordusu’nun vatansever Komutanları çeşitli suçlamalar ile tutuklu hale getirildiler.

 

Bütün bu acı gerçekler tesadüf mü? Yoksa tarihin tekerrürü mü? 

Yazarın Yazıları