Doç. Dr. Mehmet YORULMAZLAR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 19/11/2014 23:11
  • 6.779

Spor sosyal, fizyolojik, psikolojik boyutları ile ele alındığında, kazanma arzusu veya rakibine üstünlük kurma hırsı bazen istenmeyen hukuki boyutlar, sakatlıklara hatta ölüme götürebilmektedir.

Bunun en önemli göstergelerini, spor yaralanmaları ve ölümleri, doping, şans oyunları, sporcu zehirlenmeleri, şike, evrak sahtekarlıkları, şiddet gibi konular oluşturmaktadır. Türk sporunun içinde olduğu zor durumlarla beraber yukarıda da belirttiğimiz bu unsurların önüne geçilmesi toplumsal bilinç uyandırılması Türk gençliğinin ve Türk sporunun kaçınılmaz bir gerçeği olarak karşımıza çıkmaktadır.

Özellikle kulüp yöneticilerinin ve antrenörlerimizin bu yazımda ele alacağım evrak sahteciliğinden uzak durmaları, bazı makamlarında bu unsurları gerçekten kontrol etmesi gerekliliği Türk sporunun kanayan bir yarasıdır.

Ticari değere ve resmi niteliğe sahip olmaları nedeniyle kendine menfaat sağlama veya başka bireylerin kimliklerinin ardına saklama arzusunda olan sahteciler belgeler üzerinde sıklıkla tahrifat yapabildikleri gibi aslına uygun olan veya olmayan belgeleri tamamen sahte olarak oluşturabilmektedirler. Sahteciliğin tanımı literatürde, “Gerçekte olmayan bir belge düzenlemek veya gerçek bir belge üzerinde tahrifat yapmak veya/ve bu belgeyi kullanmak” olarak geçmektedir. Sahtecilik “Külli Sahtecilik” ve “Kısmi Sahtecilik” olmak üzere ikiye ayrılır.


Külli (Bütünü İle Yapılan) Sahtecilik, bir belgeyi bütünü ile sahte olarak düzenlemek veya/ve sahte düzenlenmiş bu belgeyi kullanmaktır.Kısmi sahtecilik ise, gerçek bir belge üzerindeki orijinal kayıtları tahrifen değiştirmek veya/ve tahrifen değiştirilmiş bu belgeyi kullanmaktır.

Yukarıda belirttiğimiz üzere sporcuların kimliklerinde, lisanslarında ve transfer işlemlerinde yapılan bu gibi tahrifatların Türk sporuna hiçbir katkısı olmamıştır. Bundan sonrada olacağını düşünmemekteyim. Aynı zamanda da büyük bir suç unsuru oluşturmaktadır.

Suç, ceza yasalarının tarif ettiği ve bir ceza öngördüğü fiildir. Eğer ceza yasasında eylem anlatılmamışsa fiil toplum tarafından kınanan bir eylem olmasına rağmen cezalandırılamaz. Suçlar kendi aralarında cürüm ve kabahat olmak üzere iki kısımda incelenmektedir. Mesela; sokağa çöp dökmek kabahat iken, bir insana vurmak suç olarak kabul edilmektedir. Suçlar 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası’nda, 5326 Sayılı Kabahatler Yasası’nda tarif edilmiştir. Bunların yanında birçok özel ceza yasası veya özel yasalarda ceza hükümleri bulunmaktadır. Şike yasası olarak bilinen sporda şiddetin ve düzensizliğin önlenmesine dair 6222 Sayılı Yasa da böyle bir özel yasadır. Özel yasanın düzenlediği bir suç hakkında genel ceza yasası olan Türk ceza kanunu hükümleri uygulanmaz. Komşunun odununu aldığınızda hırsızlık suçunu işlemiş ancak ormandan bir odun aldığınızda orman yasasına muhalefet etmiş olursunuz. Çünkü orman yasası özel yasadır. Bu sebeple sporda da bu gibi suçların kökünden kurutulabilmesi için özel yasaların oluşturulması ve bunların gerçek anlamıyla uygulanması kaçınılmaz bir gerçektir.

Gelin hep beraber sporda suç ve suç unsurlarına hep beraber dur diyelim. Bir dahaki yazımızda buluşmak dileği ile…

 

Yazarın Yazıları