Ömer KASAP
  • 07/08/2015 Son günceleme: 07/08/2015 09:16
  • 4.897

İstedik ki bu güzide memleketin her bir metrekaresine aynı anda bahar gelsin ve gökyüzü herkes için aynı mavilikte olsun; hiç bir göz dumana bulanmadan…

 Aynı dedenin aynı mirasçılarıyız. Bu ülkenin tapusunda ‘Çanakkale’den uzanan aynı şerh var; “Bölünemez, devredilemez”(!). Yakın tarihin son zafer sayfalarında imzası olan kutlu ecdat ne sözde Kürdistan, ne de kendine ait bağ-bahçe için değil, torunların huzur ve huşu içinde yaşayacağı ‘vatan’ için savaştı. Bugünün yarım asırlık ‘kardeş kavgası’  kaç mübarek kemiği sızlatıyor kim bilir(!)

Çanakkale’de denize dökülen düşman askerlerinden bir kısmı karaya çıkarak hayatta kalmayı başarmış, bununla da kalmayıp bu topraklarda ‘aile’ olarak türemiş  olsa gerek ki, içimizdeki ‘gavur’ sayısı o gün ‘telef’ olanlarınkinden fazla! Içeride verilen savaş ve bu savaşlardaki kayıplar , bu toprakların tanıklık ettiği tüm savaşların toplamıyla yarışıyor!

Yüce Yaratıcı dünya coğrafyasından ‘aslan payı’nı verdi bu güzide topluma.

İngiliz'in, Amerikalının tabii ki iştahını kabartacak ama, ne derdi olduğunu halen anlamlandıramadığımız ve ‘kardeşlik’ sıfatını ısrarla sürdüreceğimiz Kürt kardeşlerimizden akl-i selim olanlar ile aklını ve ruhunu kiraya vermiş olanların acil ayrışması gerekiyor.

Devlet,  ‘barış’ ortamının sağlanması ve devamlılığı için Kürtçe yayın organları dahil tüm iletişim dilini kullanmış olmasına rağmen,  ‘birlik ve beraberlik’ davetine kulak tıkayanlar  için Büyük Türkiye devletine ait hava anons araçları biraz gürültülü olsa da son bir davette bulunuluyor.HDP’ye oy vermiş Kürt kardeşlerime samimi bir mektubum var…

Bak Kürt Kardeşim,

Seninkiler elektriği bedava kullandılar; ses etmedik, televizyonlardan kendi dilleriyle seslendik;duymadılar, hava alanları ve yollar yapıldı; görmediler, tüm insanlığa inmiş  Kur’an ı sizin dilde  aracı yaptık;bakmadılar, siyasi kimliklerini  TBMM’de verdik;sokakta ve mağarada kimliksiz gezmeyi  tercih edenleri desteklediler.

Daha ne istiyor bu mübarekler?  

 Bak Kürt Kardeşim,

Göremiyor olabilirsin; gösterelim. Duymamış olabilirsin; son kez seslenelim;

Bugün, dünden çok farklı. Lozan’ı,  Çanakkale’yi sindirememiş mide gurultuları var. Bugün takınacağın tavır senin için de bizim için de miladi değer taşıyor.

Bu memleket geniş, senden olanlara da, benden olanlara da yeter de artar…

Ben istiyorum ki; senin çocukla benim çocuk birlikte okusun. Aynı ranzayı paylaşsınlar altlı üstlü, benimki seninkine, seninki benimkine güvensin. Dünür de olalım, kanaatkar bir işletmenin ortağı da. Vallahi de Tallahi de samimiyim. Yazları sen buraya, kışları ben oraya geleyim. Ne sen burada, ne ben orada ‘yabancılık’ çekmeyelim. Ne senin önünü kessinler, ne benim.  

Bu tamamen senin elinde… Sen yenisini yetiştirmediğin sürece zaman içinde zaten fosilleşecekler bu  yaratılış formatı gereği ‘insan’ demek zorunda kaldığımız ‘mağara adamları’… Daha dün  Kobani’de birbirini yiyen ‘mağara adamları’nın bugün birlikte tuttuğu halaya alkış tutmaktan vazgeç artık! Devletin sadece senin için yeniden inşa ettiği sıcak evinde çocuklarını iyi hal üzerine büyüt! Militan değil, ‘birey’ olduğunu ispatla tüm memlekete. Hemşericilik altında senden oy toplayıp Meclise giren bebek yüzlü katilin kimi temsil ettiği tescillenmişken, onlarla ‘ailen’ arasına duvar ör!

Bak Kürt kardeşim,

Korkuyorum çok. Kendim için değil, senin ve senden olanlar için. Bak ne diyeceğim sana; bu millet sadece birkaç yıl önce yan yana yürüyen iki sünnet-I sakal görse ‘hacı’ der geçerdi… Bugün ise potansiyel  ‘IŞİD’çi gözüyle bakıyor!

Benim korkum; hadi bizden geçti de, çocuklar büyüdüğünde seninkinin doğum yerinden mütevellit ‘terörist’ ‘derleeeer’.  Yaparlar mı yaparlar kardeş… Küpe takana züppe, metalcilere satanist yakıştırmasını bir çırpıda yapan her türlü etiketlemeyi yapmaktan geri kalmaz.

Devlet büyüklerimiz ‘çözüm süreci’ne başlamadan çok daha önce  başladığımız adet üzre, bu kurban bayramında da senin topraklarda getireceğiz dini vecibemizi yerine. Riya olsun diye değil, tüm olanlara rağmen ‘kardeşlik’ türkümüzü tüttürmeye devam edeceğimizi bil istedim! Malum, sizin mahallenin ‘serseri’leri bir önceki bayram et dağıtan ‘Yasin’i katlettiklerinden , bu bayram da güvenip kendimiz gelemeyeceğiz.

 Bak Kürt kardeşim,

Asırlık  kavgayı sonlandırmak için siyasi kariyeri üzerine kumar oynayan,  bir başbakan, bir de cumhurbaşkanı gördü bu memleket!  Fena mı oldu? Bir süre güvenle gezindik güneydoğunun zaten ‘bizim’ olan caddelerinde. Seninkiler pusu değil, yeni güneydoğuyu çiziyorlardı geçtiğimiz sene… Mağaralar ‘barış’ temalı resim sergilerine hazırlanıyordu.

sor; “ne değişti?” diye. Huzur, barış ve refahı kime ve kaça sattıklarını öğren! Öğren ki ; kendi ‘değer’inle ‘bedel’in arasındaki fark kadar ‘fiyat’ biç bu senden görünen ama gerçekte ne senden, ne bizden olanlara!

Devletin silahlara karşılık  okul kitabı kampanyasına ve  partisinin ‘Toplumsal Barışın Teminatı” sloganına rağmen  kravatlı vampirine bırak silahsızlanma çalışmalarını  ısrarla silahlanın çağrısını neden yaptığını da sor(!)  Kürt halkının hizmetine sunulan otobüslerin, Kızılay araçlarının, Kuran kurslarının neden yağmalanıp yakıldığını da sor(!)

Cevapları aldığında da  son soruyu kendine sor; “HDP’ye neden oy verdim?” diye(!)

Yazarın Yazıları
Dahası