Dr. Hüseyin Atilla TÜYSÜZ
  • 02/12/2017 Son günceleme: 02/12/2017 18:33
  • 8.409

Değerli okuyucular merhaba... Bundan böyle sizlerle bu köşede enfeksiyon hastalıkları ağırlıklı olmak üzere çeşitli sağlık konulu yazılarımla buluşacağız.

Beden ve ruh sağlığı bütünlüğümüzü koruyup, kendimiz ve gelecek nesillerin de sıhhatli yaşam sürebilmemiz için hepimiz bilinçli olmalıyız. Sağlıklı yaşam en kaliteli yaşam şeklidir, bunu unutmayalım. Yararlı olacağını inanarak iyi okumalar diliyorum.

Ülkemizde havaların soğumasıyla, soğuk algınlığı ve grip enfeksiyonu artıyor. Sonbahar ve kış aylarında mevsim özelliği olan soğuk, nem ve sis her iki enfeksiyon hastalığının gelişmesini kolaylaştırıyor. Bu hastalıklar yaşam kalitemizi şiddetle bozup, işgücü kaybı yapıyor.

Soğuk algınlığı nedeni çeşitli virüsler ve bakteriler olduğu halde, grip influenza isimli bir virüs ile oluşur.

Soğuk algınlığı solunum yollarının üst kısmı dediğimiz bölgede hastalık yaparken, grip ise solunum sisteminin her bölgesinde hastalığa neden olabilir.

Her iki hastalık da şikâyetler açısından benzerlik gösterirken, gribin şiddetli ve ani oluşması, hastalık esnasında ciddi yan etkiler (sinüzit, ortakulak iltihabı, zatüre gibi) gelişmesi hastalığın ciddiyetini arttırmaktadır.

 

Gribin belirtileri kısaca şöyledir:

Ani, 38 derece veya üstü yüksek ateş

Sıklıkla boğaz ağrısı

Ciddi baş ağrısı

Hemen hemen herkeste öksürük

Genel vücut- kas ağrısı ve etkili şekilde kırgınlık, yorgunluk, halsizlik olarak seyreder.

Grip, aşı ile önlenebilir bir hastalıktır.

Soğuk algınlığının belirtileri ise kısaca şöyledir:

Nadiren ateş

Boğaz ağrısı, boğazda dolgunluk hissi

Bazen baş ağrısı

Hafif şekilde vücut-kas ağrısı

Nadiren kuru öksürük

Hapşırma, burun tıkanıklığı soğuk algınlığında sıkça görülür.

NELER YAPMALIYIZ?

Evde dinlenmek alınacak ilk ve en önemli tedbirdir. Grip hastalığında dinlenmek, iyileşmek için şarttır. Yeterli ve özellikli istirahat olmaz ise; sorunlar uzar ve  yenileri eklenir.

Beslenmek, her iki hastalığın iyileşmesinde de önemlidir. Proteinli-baharatlı çorbalar, özellikle tavuksuyu ve dana kemiği çorbası tüketmek iyileşmeyi hızlandırır.Bol sıvı almak, C vitaminli meyvelerden tüketmek, bitki çayları keyfimizin yerine gelmesini hızlandırır.

İstirahat ve beslenme kadar iyi bir uyku da hastalıktan kurtulmada önemlidir. Uykuya geçişlerde bitki çaylarından faydalanılabilir. Olmazsa uyku için tıbbi yardım da alınabilir.

Bu hastalarda ateş düşürücüler uygulanır. Terleme (kalın örtünme), ballı taze meyve suları iyi gelir.

Hastalık süresince kesinlikle sigara kullanılmamalıdır. Nefesi ağızdan değil, burundan almaya çalışılmalıdır.

Özenli giyinerek temiz, açık hava yürüyüşleri iyi gelir.

Bütün bu destek tedavilerinden önemlisi AŞI yaptırmaktır. Eylül ayının son haftası ve ekimin ilk haftaları, her yıl içeriği değişen aşı kullanıma sunulmaktadır. Aşı, 65 yaşüstü herkese, kronik akciğer hastalarına, kronik kalp-damar hastalarına, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalara (kanser, kronik kan hastaları), huzurevi, bakımevi vb. yerlerde çalışan personel ve kalanlara mutlaka uygulanmalıdır. Aşı reçete edilebilmektedir. Aşı yazdırmak ve iyileştirmeye yardımcı olmak için polikliniklerimize bekliyorum.

Değerli okuyucular, bir sonraki yazımda yine sizlerle buluşmak, yararlı bilgilere sunmak dileklerimle.

Sağlıcakla kalın.

Yazarın Yazıları